"Erwin, beni onbaşı rütbeliğinden düşüreceğini söyledi." diyerek yanıtladın Levi'ın birkaç dakika önce sorduğu soruyu. Başta anlatmak istemesen de Levi senin üstün olarak bunun bir emir olduğunu söylediğinde sana başka seçenek bırakmamıştı.Genç adamın siyah göz bebeklerinin büyüdüğünü, etrafındaki koyu maviliğe rağmen anlamıştın. Çenesi kasıldı ve elindeki fincanı sertçe masaya bırakarak birkaç damla çayın ahşap yapıya sıçramasına sebep oldu.
"Bunu nasıl yapar!" dedi kaşları çatılırken. Elleri, samdalyenin kenarlarını tutuyordu; parmak boğumları bembeyaz olmuştu. "Lanet olası adam, onunla konuşacağım."
Oturduğu sandalyeden kalkmaya çalıştığında elini uzatarak onun sandalyeyi tutan ellerinden birinin üstüne koyarak onu durdurdun. "Buna gerek yok Levi. Lütfen yapma."
Yüzbaşının bakışları yumuşayarak sana döndü, ardından elinin üstündeki eline bakarak yutkundu. Onun temas sevmediği aklına geldiğinde gözlerini kaçırarak elini geri çektin. "Kusura bakma..." diye mırıldandın suçluluk duygusuyla. Bu hissettiğin duygunun yanında, uzun bir süre sonra özlediğin tene dokunabilmenin mutluluğunu da yaşıyordun.
"Rahatsız olmadım." dedi Levi açıkça. "Bunu zaten söylemiştim." diye de ekledi.
Kafanı kaldırıp ona bakarken bir tebessüm belirdi dudaklarında. Sıcak gülümsemenle kafa sallasan da Levi hâlâ gergindi. Elini çenesinin altına koydu ve bacak bacak üstüne atıp arkasına yaslandı.
"Senin rütbenden düşmene izin vermeyeceğim Y/N." Gözlerinin içine bakarken ilk hissettiğin şey kararlılık duygusuydu. Levi bir söz verirse onu tutardı; sana söz vermişse, bunu kesinlikle tutacaktı.
"Bu kadar çabalamana gerek yok Levi." Ellerini kucağında birleştirdin ve karşındaki adam gibi sen de arkana yaslandın. "Başarılı bir onbaşı, tüm birliğin ortasında komutanına bağırmazdı."
Levi'ın düşünceli bakışlarla yere dikilen gözleri, son dediğin cümleyi duyduğunda hızla sana döndü.
"Y/N, saçmalamayı kes." Diğerinin üstüne attığı bacağını indirip yere bastı ve sana doğru eğildi. Bir elini senin yanağına götürdü ve dolan gözünün altını başparmağı ile okşayarak: "Onun bir sonraki seferde seni karargâhta bırakması zaten oldukça saçma bir fikirdi. Kişisel duygularıyla hareket ederek profesyönelliğini bir kenara bıraktı, sen de aynısını yaptın."
Dudaklarını birbirine bastırdın. "Ama ben yapmamalıydım Levi! O benim komutanım!"
Levi diğer elini de senin yanağına koyarak yüzünü avuçladı ve kendine çekti. İstemsizcw gözlerini kapattığında iki damla yaş süzüldü yanaklarına. Levi parmaklarıyla sildi onun için çok değerli olan incilerini. İkinizin kalbi de heyecandan ölecekmiş gibi atsa da genç adam daha rahat görünüyordu sana kıyasla.
"Bana bak," Genç adam dudaklarını yaladı. "Bana bakmanı istiyorum Y/N." dedi emir verir bir ses tonuyla.
Gözlerini açtığında doğrudan onun gözlerine baktın. Şimdi, onun dudaklarına kapanmak istiyordun. Tam şu anda.
"Senin bir suçun yok, tamam mı? Sen gayet başarılı bir asker, ve başarılı bir onbaşısın. Erwin'in dedikleri tamamen kendi kızgınlığından. Komutanın olması, senin iyiliğini düşündüğü anlamına gelmez. Tamam mı?"
Ellerini kaldırarak onun, senin yanaklarına koyduğu ellerinin üstüne koydun ve tuttun. Kafanı yavaşça salladın.
"Kimse senin rütbeni alamaz, almayacak. Buna izin vermeyeceğim." Yanaklarını okşayarak söyledi.
Tekrar kafanı sallarken, gözlerin bir saniyeliğine onun dudaklarına indi. Yaptığının farkına varıp gözlerini yumdun, öne eğilerek alnını Levi'ın omuzuna yasladın.
Eski sevgilinin ellerinin yanağını bırakmasıyla yüzününbir anlığına üşüdüğünü hissettin. Saçlarını okşayan eller ile kollarını onun belinde doladın. Gözünden yaşlar akarken Levi'ın mırıldandığını duydun.
"Seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim."❚❘❙─── ⚬◝∘◦✩◦∘◜⚬ ───❙❘❚
oy sınırı: 50
bölümü yazarken ben feels geçirdim
yazım yanlışı varsa söyleyin lütfen çünkü kontrol etmedim öptümbb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
៚ fuck it I love you | levi ackerman [✓]
Fanfictionlana del rey - fuck it i love you mitski - francis forever