14 ୭

1.7K 220 155
                                    


Tüm yaşananlardan bir hafta sonra, ki bu sefere çıkacağınızın bir önceki günüydü, Levi senin kapının önünde öylece dikiliyordu şimdi. İçeri girsin mi, kapıyı tıklatsın mı kararsızdı. Üstelik seferden bir önceki gün bunu yapmalı mıydı bilmiyordu.

Sen odanın kapısını açıp eski sevgilinle karşılaşıncaya dek bir karar verememişti genç adam. Şaşkınlıkla karşındaki adama baktın. Onun adı dudaklarından döküldü. "Levi?"

Yüzbaşı yutkunarak gözlerini kaçırdı. "Y/N, merhaba." Bir elini ensesine attı ve sana bakmamaya devam etti. "İçeri girebilir miyim?"

Gözlerini kırpıştırdın. Bir hafta boyunca seninle tek kelime etmedikten sonra burada ne aradağını merak ediyordun; heyecanlanmıştın ve korkuyordun.

O içeri geçtikten sonra kapıyı kapattın. Odanda ayakta dikilirken sana bakıyordu. Ellerini arkanda birleştirdin. "Oturacak bir koltuğum yok bu yüzden..." Kolunu uzatıp masanın önündeki sandalyeleri işaret ettin. "Böyle geçebilirsin."

Yüzbaşı kafasını salladı ve hızlı adımlarla sandalyeye ilerleyip oturdu. Avuç içleri dizlerine yaslıydı ve onları sıktığını farketmiştin.

"Dışarı çıkıyordun, bir işin mi vardı?" diye sordu Levi. Seni hiçbir şeyden alıkoymak istemezdi.

Kafanı iki yana salladın. "Hayır, bahçede dolaşacaktım sadece."

"Anladım." diyerek yanıtladı seni. Elleri, dizlerini sıkıyor ve bazen avuç içleri terleyerek kendisinden tiksinip ellerini pantolonuna sürmesine neden oluyordu.

"Bir haftadır komuşamadık." diyerek başladı sözlerine. "Sefer hazırlıkları vardı, yoğundum. Kusura bakma."

"Önemli değil." dedin tek elini kaldırarak. "Yoğun olduğunu biliyorum. Benimle konuşmanı da beklemiyordum açıkçası." Gülümsemeye çalışarak söyledin.

"Ben... bu konuşmayı sefer öncesi yapmak doğru mu bilmiyorum ama artık içimde tutamıyorum. Eğer seferden sonrasına saklarsam ve söylemezsem; pişman olmak istemiyorum."

Neyi kastettiğini anladığında ifaden donuklaştı. Kafanı sallayarak devam etmesini işaret ettin.

"Bana eskisi gibi olmak istediğini söylemiştin. Hâlâ istiyor musun?"

Gelen soruyla birlikte gözlerin parladı. Bu parlaklığı farketmişti Levi. Dudakları hafifçe iki yana kıvrıldı ama sonra eski halini aldı.

Kafanı sallaayarak onu onayladın. "Evet. O gün söylediklerim hâlâ geçerli." dedin gülümseyerek.

"Ben eskisi gibi olmak istemiyorum."

Gülüşün hızla yüzünden silinirken yutkundun. Boğazına bir yumru oturduğunu hissettin. "Ha? O zaman neden-"

"Eskisi gibi olmak istemiyorum, çünkü eskisinden daha iyi olalım istiyorum." Öne eğildi, senin ellerini kendi avuçları arasına aldı. "Seninle birlikte olmayı her şeyden çok istiyorum Y/N, fakat bazı korkularım var."

Kaşlarını çattın. "Ne gibi korkular?"

"Beni bir kez daha bırakmanı istemiyorum Y/N. Kalbimi bir kez daha öyle kırarsan buna dayanamayacağımı bil; ki kalbime bir şeyler yapabilecek tek insan sensin."

Kafanı salladın bir gözünden yaş akarak. Levi hemen tek elini yanağına götürdü ve akan damlayı sildi. "Neden ağlıyorsun?" diye sordu merhamet dolu bir sesle.

"Levi," Ellerini ondan kurtararak yüzünü avuçladın ve kendine çektin. "Sefer sonrası, eğee ikimiz de hayatta olursak sana her şeyi anlatacağım. Tamam mı?"

Mavi gözlü adam kafasını yavaşça sallayarak onayladı seni. Yamağındaki ellerinden birini tuttu, hafifçe geri çekti ve avuç içine öpücük bıraktı genç adam. "Bana bir şey anlatmak zorunda değilsin; yalnızca benden birden eski
Levi olmamı bekleme lütfen."

"Tamam," diye mırıldandın burnunu çektikten sonra. Ellerinle gözlerini sildin ve karşındaki adama baktın. "Levi, seni seviyorum."

Yüzbaşının çekik gözleri irileşti; bu ani itirafı beklemediğinden emindi. Birkaç saniye sonrasında normale döndü. Bir elini senin çenene koydu ve bir şey demeden, usulca sana yaklaşarak dudaklarınızı birleştirdi.

❚❘❙─── ⚬◝∘◦✩◦∘◜⚬ ───❙❘❚

yasasın kardesim sonunda ya
oy sınırı: 50

៚ fuck it I love you | levi ackerman [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin