Yüzbaşı Levi, eski sevgilisiyle ettiği sohbetten ve yaşadığı anlardan sonra, yakın arkadaşı olan Erwin'e kin gütmeye başlamıştı. Akşam yemeği vakti geldiğinde yemek boyunca kaşlarını çatarak ona bakıştı. Hange bu bakışları farkeden tek kişi olmuştu, ama o da ettikleri kavgadan sonra bir şey diyememişti Levi'a.Akşam yemeği bittikten sonra komutanın yanına uğramayı planlıyordu Levi. Bildiği bir işi veya toplantı yoktu, bu yüzden bu vakti seçmişti. Sana ise Erwin ile ne zaman konuşacağı hakkında bilgi vermedi. Sadece ona güvenmeni söylemişti; senin de başka seçeneğin yoktu.
Şimdi, sarışın adamın odasına giderken elleri sımsıkı yumruk olmuştu Levi'ın. Aklına sen ağlayan yüzün ve hıçkırıkların geldiğinde daha da sinirleniyordu. Büyük ahşap kapıya ritmik bir sesle tıklattı. İçerideki adam "Gel." diye seslendiğinde kapıyı açtı.
Erwin tekli koltuğunda okuduğu kitaptan kafasını kaldırıp gelen kişiye baktı. Siyah saçlı adamı görünce sırıttı ve kitabını kapatıp masaya koyarak ayağa kalktı.
"Ben de seni bekliyordum Levi." diyerek yüzbaşıya doğru ilerledi. Yüzbaşının mavi irisleri öfkesini belli ederek dikilmişti sarışın adama.
"Yaptığına inanamıyorum Erwin!" Levi da ona doğru ilerledi ve karşısına geçti. "Kişisel duyguların yüzünden bu kararı veremezsin!"
"Hayır verebilirim." dedi Erwin kaşlarını çatarak.
"Böyle ilerlemiyordu Erwin! Rütbesinden düşecek kişiler için oylama yapıyorduk ve son kararı veren Darius oluyordu!"
Erwin sinirle kıkırdadı. "Darius'a çoktan özel bir mektup gönderdim Levi." Kalçasını çalışma masasına yasladı ve ellerini önünde bağladı. "Beni haklı buldu, onu göndermem için hiçbir engel yok önümde."
Levi, kendinden emin ama sinir bozucu bir ifadeyle gülümsedi. "Peki," diyerek kafasını salladı. "Onu rütbesinden düşürürsen, kaybedeceğin tek şey bir onbaşı olmayacak Erwin."
Sarışın adam yerinde doğruldu. "Ne demeye çalışıyorsun?" Kaşlarını çatarak sordu.
"Diyorum ki..." Levi yavaş adımlar atarak Erwin'in karşısına geçti. "Eğer Y/N'yi rütbesinden düşürürsen, sana fenaya patkayacak bir hata yapmış olacaksın."
"Ben kararımı verdim Levi." dedi kesin bir dille. "Böyle terbiyesizlerin Keşif Birliği'nin rütbelileri olarak anılmasına lüzum yok!"
"Birliğin rütbeli kişilerini savaş dışında bırakamazsın Erwin!" diyerek bağırdı kısa boylu adam. "O cümleyi kurduğunda benim bile gülesim geldi biliyor musun? Erwin zeki bir adam, herhalde şaka yapmak istedi diye düşündüm, buna rağmen seni savundum kıza!"
Uzun boylu adam omuz silkti. "Sana bir şey yapmanı söyleyen olmadı Levi. Ben kendimi savunurdum zaten. Bence sen sırf onunla iletişim kurmak için araya girdin." İşaret parmağını karşısımdaki adamın beyaz gömleğinin üzerinden kalbinin olduğu yere bastırdı. "Ve bence, onu hâlâ sevdiğin için şu an karşımda duruyorsun."
Kaşlarını çatarak göğüsüne batan parmağı ittirdi Levi. Gözlerini kaçırdı. "Ben hiçbir zaman onu sevmeyi bıraktığımı söylemedim Erwin."
"Bu da dediğimi doğrular." diyerek sırıttı sarışın adam. Levi göz devirdi. "O mesleğinde kötü biri falan değil tamam mı? Komutansın diye her dediğin olmuyor. Eğer onu rütbesinden düşürürsen beni de gözden çıkar." Yüzbaşı, kollarını önünde bağladı.
"Hey!" diye bağırarak çıkıştı Erwin. "Düşündüğüm şey olmadığını umuyorum. Bana ne demek istediğini açıkça söyler misin Levi?" dedi sinirle.
Kollarını iki yanına düşüren Levi, derin bir nefes aldı. "Eğer Y/N'yi onbaşı rütbesinden düşürürsen, insanlığın en güçlü askerine de veda edersin, istifamı veririm."
❚❘❙─── ⚬◝∘◦✩◦∘◜⚬ ───❙❘❚
oy sınırı 50
yorum da atarsanız sevinirim ona sınır koymak istemiyorum...koca yürekli levi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
៚ fuck it I love you | levi ackerman [✓]
Fanficlana del rey - fuck it i love you mitski - francis forever