Gece yatarken üstüme örtü almamıştım. Buranın yaz günü bile yağışlı olduğunu unutmuştum. Biraz boğazım acıyordu ama iyiydim.
Yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalayıp tekrar odama geçtim. Altıma siyah taytımı üstüme ise ince, çizgili trikomu giydim.
Lexi'ye bakmak için odasına doğru ilerledim. Kapısını tıklattım ama ses veren yoktu. Aşağıda olmalıydı. Tahmin ettiğim gibi annemle kahvaltıyı hazırlıyorlardı.
" Oo uyuyan güzel uyanmış. Saat kaç haberiniz var mı hanımefendi? " diye sordu Lexi.
Saate baktığımda on ikiye geliyordu. Bence uyanmak için ideal bir vakitti. Lexi ve annem hep erken kalkarlardı. Onlara hiç bir zaman anlam veremezdim. İnsan uyumak varken neden erkenden kalkardı ki?
Babam da geldi, masaya oturduk. Annem en sevdiğim kekten yapmıştı. Güzel bir kahvaltı olacaktı.
" Bugün kasabadaki hastaneye doktor açığı olup olmadığını sormak için gideceğim." dedi babam.
" İyi olur tatlım. Madem sen gideceksin bende seninle geleyim. İlkokulu da ziyaret ederiz. Belki beni işe almak isterler." dedi annem.
Anlaşılan evde Lexi'yle yalnız kalacaktık. Bu iyi bir şeydi. Yalnızken daha rahat ediyorduk. Kahvaltı babamın iş sohbetleriyle geçmişti. Bitirdikten sonra masayı topladık. Ben bulaşıkları makineye dizerken Lexi'de masayı siliyordu. Annem ise üstünü giyinmek için odasına gitmişti.
" Biz çıkıyoruz kızlar. Dikkatli olun. İki üç saate döneriz." dedi babam.
" Tamam baba." dedim.
Annem bize sarıldı ve evden çıktılar. Mutfağa geri döndüm. Kalan bulaşıkları da yerleştirdim. Lexi bize kahve yapmıştı. Kahveleri de alıp salona geçtik. Bir film açtık ama ikimizde sevmedik.
" Acaba dışarı çıkıp biraz gezsek mi? Hem etrafı da keşfetmiş oluruz." dedi Lexi.
" Çok iyi olur zaten film hiç sarmadı." dedim.
Kıyafetlerimizi değiştirmek için yukarı çıktık. Üstümdekileri çıkardım. Aslında spor bir kombindi ama daha farklı bir şeyler giymek istemiştim.
Havaya daha tam alışamamıştım. California'nın kavurucu sıcağından sonra burası serin gelmişti. O yüzden altıma mavi kotumu üstüme ince bir sweat giymiştim. Saçlarımı yapmak için masaya oturmuştum ki Lexi odama geldi.
" Makyaj malzemelerini ödünç alabilir miyim? "
" Tabi ki."
Aslında Lexi'nin benden daha fazla makyaj malzemesi vardı ama taşınırken kaybolmuştu.
Rimel ve hafif simli bir parlatıcı sürdüm. Saçlarımı dün banyodan sonra örmüştüm. Güzel bir dalgası vardı. Onu bozmak istemedim.
" Ben saçımı yaparken Rose teyzeyi arasana. Çıktığımızı haber edelim." dedi Lexi.
Annemleri tamamen unutmuştum. Aşağı telefonumu almaya indim.
" Anne Lexi'yle teyzemgilin oradaki parka oturmaya gidiyoruz. Bir saat sonra evde oluruz."
" Tamam ama dikkatli olun. Bilmediğiniz yerlere gitmeyin, kaybolursunuz."
" Tamam anne." dedim ve telefonu kapattım.
Tekrar yukarı çıktım. Masamda duran naneli şekerden bir tane aldım. Lexi'nin saçını bitirmesini bekliyordum.
" Hadi çıkalım. Yine beklettim seni." dedi Lexi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞ AŞAĞI
VampireHayatı hiç beklemediği bir anda gördüğü kabuslardan daha ızdırap verici hâle dönüşen Vanessa, bu durumu kabullenmek istememiştir; ancak benliğini ona geri kazandıracak sırlar vardır. Bu Baş Aşağı Dünya'da ona yüklenen gizemlerin beraberinde aşkını d...