"İnsanlar hata yapabilir, sen benim hatam ol Hyunjin..."
- 🗝 -
"Ya birisi girerse?" Hyunjin genci masaya oturtup, üzerindeki tişörtü havaya kaldırırken Felix'in sorduğu soruyla gerilemedi ve dudaklarını onun tenine temas ettirmeden önce ekledi. "Kapıyı kitledim, kimse giremez."
Dudaklarını onun göğsünde gezdirdi ve göğüs ucunu dişleyip onun ağır nefes alış verişlerini dinledi. O dişledikçe Felix'in bedeni titriyordu, ama haz almaktansa aklına takılan bir şey vardı. Hyunjin'in neden göğsündeki jilet izlerine tepki vermediği.
"Hyunjin, bedenini görmek istiyorum." Dedi onun yanaklarını tutarak kaldırıp. Buna karşılık Hyunjin Felix'in elini kendi gömleğinin yakasına koydu ve dudaklarını tekrar kenetlemeden önce ekledi. "Soyunduktan sonra en azından işimi bitirmeden giyinmem ama."
"Pekala." Dedi Felix ve tekrar dudaklarını buluşturup tek tek açtı onun gömleğinin düğmelerini. Ardından gömleği omuzlarından düşürdüğünde Hyunjin gaza gelerek tekrar onun boynunu öpmeye koyulurken onun açıkta kalmış sırtının üzerinde tırnaklarını gezdirdi. İzleri geçiyordu oraya.
Yavaş yavaş Hyunjin daha da eğildikçe onun bedenini daha iyi görmüştü. Yeterince etkilenmediği için kötü hissederken gözüne çarpan şey ile duraksadı bir an. Hyunjin'in omzunda siyah bir papatya dövmesi vardı.
"Hyunjin.."
"Efendim?"
"İlk defa ne zaman seviştiğimizi hatırlıyor musun?"
"Elbette, ayrı eve çıktığımızda sevişmiştik." Hyunjin'in kendinden emin verdiği yanıtla gözlerini endişe bürürken onu ittirdi ve hemen tişörtünü indirip konuştu Felix. "Sen Hyunjin değilsin."
"O nereden çıktı?" Hyunjin tekrar elini gencin bileğine uzatınca Felix geri çekilip çantasından usturayı çıkardı ve ona doğrultarak ekledi. "Sen o değilsin. Biz ilk kez erkek yurdunda seviştik. Bana o geceyi asla unutmayacağını söylemiştin, sen kesinlikle o değilsin."
"Ahh aklımdan çıkmış olmalı özür dilerim, elbette hatırlıyorum."
"Hyunjin dövme de yaptırmaz, dün gece elini de yaraladım, yaran da yok. Üstelik Hyunjin'i öperken hala kalbim kıpır kıpır ediyor, seni öperken hiç bir şey hissetmedim. Eminim, sen o değilsin."
"Yalnızca göstermelik şeylerle kandırabileceğimden zekisin Felix. Tamam, ben Hyunjin değilim, ben onun klonuyum." Hyunjin de kendini geri çekti ve düğmelerini iliklerken konuştu sırıtarak. Birden bakışları değişmişti. Felix ürkerek gözlerini açtı ve sordu. "Ne diyorsun?"
"Doğru diyorsun, ben Hyunjin'in içinde sakladığı kısmıyım. Zaten kim onun gibi duygusal herifin teki olmak ister ki? Hyunjin'in klonuyum."
"Anlamıyorum."
"Öyelyse benliğini aç Felix, kendine göstermediğin kısmını düşün, herkesin içinde var, uyan Felix." Hyunjin gözlerini açarak onun omuzlarını tutmuş ve umutla konuşmuştu ama bu Felix'i ürkütüyordu. Onu ittirdi ve bağırdı. "Ne yapıyorsun? Ne istiyorsun?!"
"Senden hoşlandığım yok, yalnızca klonunu istiyorum. Biliyorum, bir klonun var, yoksa senden hoşlanmazdım. Bana klonunu ver Felix."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
US AND THEY/ HYUNLIX
FanfictionYaşadığımız evren iki kişilik, sen, ben ve onlar ~milly