2 / Gökyüzüne ait

12 5 1
                                    

Göz göre göre idam tahtasına kendi isteğimle yatmış gibi hissediyordum, saatlerdir Enis'e andavalla yaptığım konuşmayı anlatmanın pişmanlığını yaşıyordum. Size dedim ya Enis aslında tanıdıklarına iyidir yabancılara kabus gibidir diye, heh! İşte tam o noktadayız. Asistan kızın Hazar beyine kabus olma planları yapıyor bi' Çağdaş abiye bi' bana anlatıyordu, yaptığı planlar mı yoksa yaptığı planları anlatması mı kabustu inanın hiç bilmiyorum.

"Ya Enik tamam en koruyucu erkek bacım sensin tamam, sus artık Allah aşkına!"

Çağdaş abi benim isyanıma katılmak adına oturduğu koltuktan ayağa kalkmış bir fok balığının sevinci gibi beni alkışlıyordu, gözlerim göz ucuyla Çağdaş abiye kaymış ardından tekrar Enis'e dönerken yaptığı bu alkış boşluğuma gelmişti ki yıllardır içimde biriktirdiğim kahkahayı dışarı salmıştım.

Yaşı çok ileri olmasa da yaşadığı şeyler Çağdaş abiyi çökertmişti 26 yaşındaki bir adama göre çok erken düşmüştü uzun ince telli saçına aklar yine de asaletinin ve dik duruşunun yanından kimseyi geçirmezdi. Geçmişinde ne yaşadığını tam anlamıyla bilmesem bile acılarını özüyle birlikte kalbinin mezarına gömmüş olduğundan bi' haberdim.

Gülmekten gözlerimden akan yaş kavisli minik burnumun yanından akıp dudağımın sus çizgisinden ağzıma uzanmıştı, tuzlu tat bir an için çokça uzak olduğum duyguyu anımsatmıştı bana. Ağlamak bu hayatta en başarısız olduğum eylemdi, annem öldüğünde çok küçük olduğum için anlamamıştım birini kaybetmenin zorluğunu fakat geri de bıraktığı ölü duyguları cansız bedeninden daha çok zorluyordu beni, geride bıraktığı ölü yaşam sevinçleri yaşayan duygularıma son vermek için gırtlağıma bi' yılan gibi dolanıp çöküyordu. Kendimi bildim bileli oturup ağlamamıştım, ağlayamamıştım.

Zebani gözlerimizin içine baka baka Efil'e babalık yapardı, öper koklar sarıp sarmalardı. Bir gün olsun yanlışlıkla bile kollarının arasına girdiğimi hatırlamam, kıskanıyorum bazen Efil'i baba sevgisi şefkati nasıl bir duygu çok iyi bildiği için ve nefret ediyorum her gün hepsinden baba sevgisini şefkatini sadece Efil bildiği için. Mutlulukları, Efil'e olan sevgisi canımı yakıyor olsa da benim babam için akıtacağım göz yaşlarımın nehri kurudu.

Bazen nefret ediyorum içimdeki bu histen, ben babamı içten içe hala bekliyorum! Hala belki bir gün bana da sarılır öper koklar diyorum fakat hepsinin iç düyamda yaşayan Eva'nın uydurması olduğunu biliyorum.

Her kız sever de babasını her baba sever mi kızını?

"Eva siz artık eve geçin araba geldi kapıya bu konuyu da burada kapat, sakın kendi başına iş yapmaya kalkma. Dindar ailesi tekin değil özellikle küçük bey tehlike çanıyla geziyor resmen haberin olsun."

Beni düşüncelerinden kopartıp söken Çağdaş abi oldu.

"Abi sadece Evoşu uyardığına göre ben kendi başıma iş yapabilirim dimi? Evet yapabilirim, lest go Evoş!"

Çağdaş abi dolgun alt dudağını dişlerinin arasına alıp hızlıca Enis'in ensesine vurdu, dudaklarımdan firar eden kıkırtıyı kulak ardı ederek koltuğun üzerindeki sırt çantamın tek askısını omzuma attım ve oturduğum yerden kalktım.

"Senin peşine özel koruma takacağım ondan seni uyarmadım abisinin güzeli."

Enis parmak uçlarını şakaklarına uzanan kumral saçlarına götürüp kulaklarının arkasına doğru ittirdi ve babasının tüm mülkü üzerine kalkmış Pelinsu gibi dudaklarını büzdü. Yüzümü bu hareketine karşı istemsizce buruşmuştu ondan iğrenmişim gibi bir hal aldı mimiklerim, gerçekten bu çocuk yürüyen maldı, bakın harbi diyorum.

Vecd - Raz-ı DilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin