Şaşkınlıkla ikisine baktım, ikisi benim aksime çok sakindi ve bunu sanki aylar öncesinden biliyormuş gibi rahatlardı.
"Ne demek gidiyoruz, neden benim 7 saat kala haberim oluyor?" Dedim farkında olmadan yüksek çıkan sesimle, Emre elini ensesine götürdü.
"Bizimde 2 saat önce haberimiz oldu, çok güzel bir teklifti ve kabul ettik. Hem kafa dağıtırız, gezeriz." Dedi sona doğru çapkınlaşarak, göz devirdim ve Yiğit'e baktım. Yiğit 'benimle alakası yok' anlamında ellerini kaldırdı. Derin bir nefes verdim. Emre'nin sesiyle ona döndüm. "Abi biz her zaman göreve gidiyorduk, ne oldu ki?" Dediğinde hiç bir şey demedim. Etrafta göz gezdirdim ve başımı onaylar şekilde salladım. Marin'i bırakmak istemiyordum.
"4'te burada buluşalım. Emre'nin arabasıyla gidelim." Dedim ve cevap vermelerini beklemeden evden çıktım. Motorsiklete bindim ve kaskı takmadan önce Marin'i aradım. 4. Çalıştan sonra açtı.
"Yağız?" Dedi mırıldanır bir şekilde, uykuluydu. Saat gecenin 11'iydi. Uyumuştu tabii ki, salak kafam.
"Marin, uyandırdığım için özür dilerim. Acaba evinin konumunu atıp kapı önünde beni bekler misin?" Dediğimde hareketlenme sesi duydum. Yataktan kalkmış olmalıydı.
"Hm hm, atıyorum şimdi. Bir sorun yok değil mi?" Dedi, sadece yurtdışına gidiyorum ve seni birkaç günlüğüne tek bırakacağım, fakat sadece senin yanında kalmak istediğim için gitmek istemiyorum. Tabii ki bunu diyemedim.
"Sorun yok, endişelenme. Hemen geliyorum, orada konuşuruz zaten." Dediğimde üstten mesaj olarak konum gelmişti, gülümsedim ve hızlıca kaskı taktım. "Görüşürüz miniğim." Dedim gülümseyerek ve telefonu kapattım. Hızlıca kaskımı düzelttim ve motorsikleti çalıştırıp konuma ilerledim. Rüzgarın arasında hızlıca ilerledim. Marin'in attığı konuma yaklaştığımda Marin ile karşılaştım. Üstünde mavi bir pijama vardı, kısa bir pijamaydı ve şuan donduğundan emindim.
Marin Sözcü'nün Giydiği Kıyafet
Yanında durdum ve yaklaştım, hâlâ gözlerini tam olarak açamıyordu, birden yataktan ayrıldığı için üşüdüğünü de görüyordum. Hızlıca motorsikletin bagajındaki ceketimi aldım ve Marin'in omuzlarına attım, kafasını bana çevirdi ve kısık gözlerle bana baktı, gülümsemesi ile bedenimi ısıttı.
"Yağız, neden benimle görüşmek istedin?" Dediğinde yutkundum, vedalaşmalardan nefret ederdim. Elimi yanağına götürdüm. Soğuktan kızarmış olan burnuna bir öpücük kondurdum, geri çekildiğimde hâlâ benden bir cevap bekliyordu.
"Ben, birkaç günlüğüne gidiyorum." Dediğimde anlamayarak bana baktı, bana doğru bir adım daha attı ve aramızdaki mesafeyi azalttı.
"Nereye gidiyorsun?" Dediğimde merakı istemsizce yüzüme bir gülümseme yerleştirmişti. Titrediğini fark etmem ile ceketi sımsıkı bir şekilde ona sardım. Ardından kollarımla Marin'i sardım, hızlanan kalp atışlarını bedenimde hissetmem ile bedenim uyuşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yangın
Romance🔥- TAMAMLANDI -🔥 Ünlü dedektif Yağız Durmuş, iş çıkışı arkadaşı ve aynı zamanda ortağı olan Emre Ayan'ın evinin yandığını görür, ünlü bir dedektif oldukları için düşmanı çoktur. Düşmanlarının yaptığını düşünen Yağız Durmuş, bu işin peşine düşecekt...