Bölüm 9

212 31 4
                                    

"Taehyung." İrkildi genç adam. Kendisine seslenen dağınık saçlı adamla göz göze geldiklerinde hafifçe gülümsedi. "Aç mısın?" Sorusunun cevabını beklemeden taksiden inmişti.

"Hayır." Dedi Taehyung, biraz endişeli bir şekilde. Aslında akşam eğlencesine çağıran oydu ama uyması gereken diyet ve spor programını tamamen unutmuştu. Saatler süren yolculukta tek lokma yememiş, bir santim kıpırdamamıştı. Eğer şimdi önlem almazsa sabaha bir çöp gibi çıkacağının bilincindeydi.

"Ben uyurken mi yedin?" Valizleri indirdikten sonra ikisini birden götüren Min Yoongi meraklı bakışlarını genç adama dikmiş ve onu baştan aşağı süzerken arkasında kalan Eyfel Kulesi'ne dikkat kesilmişti. "Çok göz alıcı."

"Ne?" Dudaklarından büyük bir şaşkınlıkla döktüğü bu kelime üzerine Min Yoongi, hemen kendisini topladı ve eski ciddiyetine bürünerek önündeki tek katlı eve ilerledi.

"Burası beni evim. İstersen burada kalabilirsin. Tabii sana bilet ayarlayan arkadaşınla kalmayı planlamıyorsan." Çoktan eşyaları kapının önüne getirmiş, ceplerinden anahtarlarını aramaya başlamıştı.

"Muhtemelen bana bir oda tutmuştur. Bir geceliğine ekersem bir şey demeyecektir." Yine hissettiği çekimin söylettiği bu sözlere karşı değildi. Kendisinden kısa olmasına rağmen daha ağır basan bir kişiliği olan bu adamla bir sex yapmak için neyini ortaya sermezdi ki? Gerçi hiç sex yapmamıştı o da. Sadece Sexting üzerinden birilerini tatmin etmek üzerine oynadığı oyunlar vardı ama hiçbiri ona kalıcı yardımı olabilmiş şeyler değildi.

"Tekrar soruyorum: aç mısın?" Kapıyı açıp içeri geçmesi için çekildiğinde Kim Taehyung, en başta ne yapacağını bilemese de sonrasında bu cazip teklifi kabul etmesi gerektiğini düşündü ve içeri seri adımlarla geçti.

"Pek değilim." Diye geçiştirmeye çalıştı tekrar. "Sen öylesin sanırım." Valizleri hala tek başına sırtlanan genç adam sonunda antrede hepsini bıraktıktan sonra ellerini beline koydu ve bıkkın bakışlarla yanındaki adama baktı. Bir süre aralarında bir tane bile diyalog geçmedi.

"Bana bak, Kim Taehyung. Sana son kez soracağım ve bana dürüst olacaksın, anlaştık mı?" Cevabını beklemeden devam etti. "Eğer ki V isen diyette olduğunu varsayacak ve seninle bir şey yemeyeceğim ama normal bir Kim Taehyung'san şu çeneni kapat ve masanın başına otur çünkü sadece su içerek hayatta falan kalamazsın."

Derin bir iç çekti Kim Taehyung. Artık sürdürebildiği bu yalanın sonuna geldiğinin farkındaydı. Kimse yoktu, yanındaki adam en başından beri doğru olanı biliyor gibiydi ve en önemlisi, burada kendini anlamsız bir şekilde güvende hissediyordu. "Ben V'yim ve birkaç gün sonra düzenlenecek moda haftasında yer alacağım için diyete girmem gerekti."

"Anlıyorum." Ellerini cebine soktu ve salona doğru ilerledi. Ne yargılamıştı ne de üzerine bir şey söylemişti. "Film izlemek ister misin?"

"Elbette. Ne önerirsin?" Kim Taehyung gerici atmosferden kurtulduğu için sevinerek ve tüm hayranlığına rağmen normal bir dostlukla devam eden adama minnet duyarak peşine gitti ve olabildiğince kendinden emin görünmeye çalıştı. "Şu sıralar Suga'nın başsenaristi olduğu filmleri izliyorum."

Yoongi aniden durdu ve hemen arkasından gelen adamı baştan aşağı dikkatle süzdü. "Senaristlere dikkat ediyor muydun?"

"Aslında etmiyordum." Dedi omuzlarını kaldırıp dudağını aşağı doğru büzerken. "Ama Suga'nın yeri, benim için her zaman farklıdır. O... eşsiz bir senarist. Asla aklıma gelmeyecek şeyler yazıyor ve her seferinde konunun içinde sürüklenip duruyorum.

Gözleri televizyon ünitesinde bir kitap gibi dizilmiş CD'lere kaydığında adımlarını da yöneltmiş ve ince parmakları arasından hızlı hızlı geçirdiği filmlere bakarken "Ya çok boktan bir şey yazsaydı? Yine de onu sever miydin?" Diye sormuştu.

"Buna imkan yok." Diye kestirip attı Taehyung. Uslu bir misafir çocuğu gibi oturdu üçlü koltuğun en ucuna, bacağını attı ötekinin üzerine acımasızca. Dirseğini kolçağa yasladıktan sonra bu rahat koltukta hayatının sonuna kadar uyuyabileceğini düşündü. "Onun filmlerini izlemek bile insana kusursuz hissettiriyor. Neden böyle bir soru sordun ki? Beğenmiyor musun?"

"Açıkçası yazdıkları bana çok klişe geliyor. Gerçekçilikle uzaktan yakından alakası bile yok." Korkak bakışları Taehyung üzerine yoğunlaştığında elinde tuttuğu filme baktı. "Mesela 'Ne Düşünüyorsun?' oldukça siyasiydi. Her karakter adeta siyasetin bir kolunu temsil edercesine orada gibiydi ve bu korkunç çünkü böyle bir şey gerçekten olsa herkes delirirdi."

"Hyung." Sonunda bulduğu tek aralıkta atlamayı başarmıştı. Karşısındaki adam adeta rap yaparken söyleyeceklerini unutmadığı için kendini içten içe tebrik etti. "'Ne Düşünüyorsun?' Filmi sayesinde ödüllerde yapılan birçok haksızlık sona erdi, biliyor muydun? Kore'de bir idolün hayatı o film sayesinde kurtuldu!"

"Park Jimin mi?" İkisi arasında oluşan sessizlik yine kelimelerle anlatılamayacak kadar ölümcül bir gerginliğe sahipti. Taehyung ürperdi ve kaşlarını çattı. Yoongi ise samimiyetsiz bir kahkaha bıraktı. "Şaka yapıyorum! Her neyse. Ana fikrini anladım."

"Buna sevindim." Diyebildi Taehyung. Yazı diliyle gerçek konuşmalar arasında bağ kurmak hayatının bir parçası olmuştu fakat hiç bu kadar denk geldiğini anımsamıyordu. Belki de sadece uyduruyordu. Suga'yla yatma isteğini bu adam üzerinden törpülemeye çalışıyor olmalıydı ki bu iki taraf için de büyük bir saygısızlıktı. "Ayrıca o filmde Suga'nın senarist olduğunu bilmiyordum."

"Başsenaristti" dedi Yoongi. CD çalara yerleştirdi ve oynatma tuşuna bastıktan sonra ışıkları kapatarak genç adamın yanına oturdu. "Ben çoğu filmini izledim ve biriktirdim. Bu sebeple konuya hakim sayılırım."

"Ama onu sevmiyorsun, öyle mi?" Alaycı bir tavırla döndü koltuğun öteki ucunda, oldukça bezmiş bir halde oturan adama.

"Sadece herkesin yaptığı yorumları duyarsan nasıl tepki vereceğini merak ettim, hepsi bu." Arkasındaki yastığı düzeltti ve başlamakta olan filme dikkat kesildi.

Sadece İki Gece [Taegi Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin