Bölüm 43

126 23 69
                                    

"Ağustos böceğim..." elindeki havluyla saçlarını kurulayarak evi sarmış olan mis kokuya ilerlerken gözlerini kapatıp gülümsemişti. "Yemek mi yaptın bu saatte? Zaten birazdan gitmeyecek miydik?"

"Aç gidemezsin, Taehyung." yüzüne tatlı bir tebessüm yerleşti Yoongi'nin. Yemekleri tabağa koyup ada tezgahın üzerine, tam taburelerin karşısına dizerken de bu ifade sürüyordu. "Kaç gündür diyettesin... Seni de o menajerin olacağı da döveceğim." Karşısına bir tabure çekerken bu konudaki memnuniyetsizliğini vurgulamadan edemedi, derin bir iç çekti.

"Bugün siyah değilsin..." çoktan yemeğin cezbedici aurasına kapılmış, yemeye başlamıştı. Karşısındaki adamsa hayranlıkla izliyordu onu. Daha önce nadiren insanlara yemek yapmıştı ve zorunluluktan olduğu için de kimse övmeyi ya da beğendiğini dile getirmeyi düşünmemişti ama Taehyung herkesten farklıydı. O, sevdiğini söylememesine rağmen yüz ifadeleriyle belli ediyordu. Normal bir ifade, normal bir seviye; gözleri kapalı bir çehre, yemeğe aşık olduğu anlamına geliyordu ve Yoongi, tüm bunları analiz etmeyi seviyordu. "Seni renkli bir kazakla göreceğimi hiç düşünmemiştim."

"Bugün Suga değilim, unuttun mu?" Dirseklerini tezgaha koymuş, birleştirdiği ellerinin üzerine yerleştirmişti minik yüzünü. Bugünkü o yumuşak tavrı, tıpkı ilk tanıştığı Yoongi'ninki gibi sıcak ve sevecendi. Taehyung bir kez daha o derin gecenin aurasıyla sarıldığını hissetti. İlkiydi ve sonu olmaması onu derinden memnun ediyordu.

"Bu bir problem yaratmayacak mı sence de?" Çoktan tabağını yarılarken sarf etmişti bu sözleri. Yanakları dolu dolu, dudakları sıcak yemeğin etkisiyle sıcaktı. "Onlara çoktan bir sevgilim olduğunu söyledim, sen de biliyorsun."

"Oraya sevgilim sıfatında mı gitmek istersin?" Başını hafifçe yana eğerek kaşlarını kaldırmıştı. "Bu konsere seni ben davet ettim, Jimin öyle bilecek."

"Ama sevgilim varken başka birisiyle konsere gelmem konusunda şaşıracaktır. İnanmazsın belki ama ben oldukça sağdık bir eşimdir." İç geçirmiş, bırakmayı reddettiği çubuklarıyla elinin terini sertçe bastırdı kapalı gözleri üzerine. "Ayrıca Yoongi olayını da biliyorlar, yani teknik olarak eski sevgilimle gitmiş olacağım."

"Eş mi? Evlenme mi teklif ediyorsun, Taehyung?" Yüzüne yerleşen hınzır sırıtışa karşılık kahkahasını bastı Taehyung.

"Ne demek istediğimi biliyorsun işte..."

"O halde ona söyleriz."

"Jimin'in sır tutamadığını kastetmek istemiyorum ama bu sırrı sence de çok fazla kişiyle paylaşmıyor musun?" Dudağını büzmüş, yemeğinden uzatmıştı ama Yoongi yemeyi reddederek bir bardak su almak üzere ayağa kalkmıştı.

"Evet, öyle yapıyorum." Suyu doldururken iç geçirdi. "Elbet bir gün ortaya çıkacaktı zaten, yanılıyor muyum?"

"Çok teslim olmuş duruyorsun, hoşuma gitmedi." Peçeteye uzandı, yüzünü kaplayan sosu temizledi ve hayatında yediği en güzel yemeklerin nasıl bu adamdan çıktığını uzun uzun düşünmeye adadı kendini.

"Eh, biraz öyle... Bu aptal takıntım yüzünden seni kaybetmek üzereydim. Dün gece bunu çok düşündüm, Taehyung. Belki de tüm o korkularım yersizdi ve boşu boşuna herkesi bu stresin altına soktum." Bardağı sevgilisinin önüne bıraktı, tekrar sıcak bir gülümseme takındı.

"Dün gece... normal bir gece geçirmedik mi?" Taehyung bir şeyleri unutmuş olabilme ihtimaliyle gerildi, çekingen bir biçimde yöneltti sorusunu.

"Seninle tanıştığımız günün ilk yıl dönümüydü. Bana seslendiğin o ilk günün üzerinden tam 365 gün geçti." Taehyung bu bilgiyle adeta şoka girdi. Uzakta, şarjda olan telefonuna uzandı ve hızlıca ilk konuşmalara gitti. Tarih gerçekten de yalan söylemiyordu, tam bir yıl olmuştu.

Sadece İki Gece [Taegi Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin