İlk yanan sigaradan tüten dumanla ezilmeden önce çıkan adeta son nefesini veren duman aynı değildi ona göre. Tadı, görünüşü, süzülüşü, yok oluşu.. Kısacası her şeyiyle bir başkaydı ona göre. Suga-ssi kahveden aldığı ilk yudumla başlamıştı güne. Uzun zamandır içmediği sigarasını alevlendirerek de sürdürmüştü.
Hemen yanındaki boş sandalyeye gelişigüzel atılmış ve içerisine tüm gün giyeceği baştan aşağı siyah olan kombinin ve maskesinin bulunduğu siyah sırt çantasına, önünde açık duran bilgisayarda yazanlara ve tüm bunları yapan, dişlerinin gazabına uğramış parmaklarına bakmıştı. Çoktan yeni senaryolara başlamıştı, her zamanki gibi bir isteyeni olmasını beklemeden. Taslaklarına attığı, bazen çöp kutusunu doldurmasına rağmen silmeye bile kıyamadığı o kadar çok senaryosu vardı ki...
"Günaydın, Yoongi hyung!" Neşeli sesin sahibine baktı. Hiç şaşırtmayan takımıyla tam karşısına oturmuş, küllüğün üzerine özenle bırakılmış Yoongi'nin sigarasına uzatmıştı kibar ellerini. Dudakları arasına hapsettiği sigaradan çektiği derin nefesi dışarı verirken gözleri göz kapaklarının arkasına saklanmış, bedeni tamamen sandalyesine yayılmıştı. Bir sigara içmekten fazlası gibi görünmüştü Yoongi'nin gözüne. O, sigarayı adeta yaşıyordu.
"Günaydın." Diye mırıldandı Yoongi. Senaryosuna tekrar göz attı ama şu an için bir şey yapamayacağını düşündüğü için ekranı klavyelerle buluşturdu, çantasına sokuşturdu. "Ne büyük tesadüf!"
"D-değil mi?.." sanki hepsinin birer yalan olduğunu unutmuş gibi donakalmış, kelimeleri dudaklarından zar zor dökülüvermişti. "Burada ne yapıyorsun? Sigara içtiğini bilmiyordum."
Yoongi derin bir nefes aldı. Aylar sonra tanıştıracağı adamı tanıtmanın daha iyi olacağını düşündüğü ve bu aptal ikileme bir son vermek istediği için çağırmıştı onu buraya. Yoksa anahtarlar sadece bahaneydi, her zaman olduğu gibi. Aslında o gün de bir bahaneydi zira Kore'de hiçbir acil işi yoktu. Eğer V'yi bir daha göremezse en azından bu aptal metal parçalarıyla son kez göz göze geleceklerini, son kez konuşabileceklerini tahmin ettiği için vermişti. Şimdiyse eskisi gibi sadece Agustd ve Thv olmak istiyordu. En başında olduğu gibi. "Suga'yı bekliyordum. Bu sabah buraya geleceğini söylemişti ama sanırım yine uyuyakaldı. Sigarayı da onun için yakmıştım. Yalnız içmeyi pek sevmiyor."
"Ben de sevmiyorum!" Dedi neşeyle. Öne eğilmiş, gözlerinin üstüne üşüşen dağınık dalgalı saçlarının arasından parlak bakışlar sunmuştu. Sigarayı tekrar küllüğe bırakıp "onunla çok ortak noktamız olduğunu hissediyorum." Diye fısıldadı.
"Eminim öyledir. Bir gün sizi tanıştırmak isterim. Suga'yı kendimi bildim bileli tanıyorum. Her ne kadar sert olsa da o, oldukça iyi bir insan aslında." Kahvesini almış, acı sıvının boğazından aşağı inmesiyle kaşlarını hafif çatmıştı.
"Onunla zaten tanıştık aslında. Biraz karmaşık bir olay." Tekrar sandalyesine bıraktı kendini, başını gökyüzüne çevirip gözlerini kapattı. "Daha önce hiç ayrılık konuşması yapmamıştım."
"O halde yapmamaya devam et." Dedi Yoongi. Biraz ağlamasının doğru olacağını, direkt kabul ederse her iki taraf için de kırıcı olacağını biliyordu. biliyordu. Eğer gerçekten Suga'yı seviyorsa Yoongi'yi rahatlıkla gözardı edebilirdi zaten ama eğer edemezse zaten Suga'yı hiç hak etmemiş demekti. Çifte kazançtı. "Bir gece için bile olsa seninle çok mutluydum."
"Seninle yapacağımı nereden çıkardın?" Hala o rahat tavrını korumasına rağmen içten içe kendini yiyip bitiriyordu. Bu konuşma için tüm gecesini uykusuz geçirmişti.
"Suga'yla tanışıyormuşsunuz. Bugün onunla buluşacağım yere rastgele geliyor olsaydın daha önce en az bir kez daha görmüş olmam gerekiyordu seni. Şu an o da burada olmadığına göre başka açıklama bulamıyorum." Gülümseyerek başını yana eğdi, kollarını göğsünde kavuşturdu, kendinden emin bir tavır takındı."Ben muhasebe departmanında kıdemli müdürüm. Bir şeyleri anlamakta o kadar da zorlanmıyorum artık."
"Çok büyük ve iyi temellere dayanmıyor olsa da haklı olduğun gerçeğini gözardı edemem. Aslında sana anahtarlarını bırakmak için gelmiştim." Cebinden çıkardığı anahtarları masaya bıraktı ve sanki dünyası başına yıkılmış gibi bir ifade takındı. "Tek gecelik değildi, gerçekten seni sevmiştim."
"Sorun sende değil, Yoongi-ah! Sorun bende!'" Kendi dalgası hoşuna gitmiş olacak ki sevimli bir kahkaha bıraktı. Anahtarlarını gelişigüzel attı çantasına. "Her şeyde mükemmel olup ayrılma konuşmalarında berbat olmana inanamıyorum."
"Bu çok kalp kırıcı. Bana güvenip evini bile bıraktın. Aslında fazlasıyla özeldi yaşadıklarımız." Dalgınlaştı, kalbinin sızladığını hissetti. İçten içe ondan ayrılmak istemiyor gibiydi ama aklına Suga'nın gelmesi her şeyi rahatlıkla silip süpürüyordu.
"O halde niye ayrılıyorsun, Taehyung? Adını koyamadan bitirdiğin bu ilişkinin amacı neydi ki?"
"Sadece yürütemiyorum. Yani..." elini yüzüne kapattı, derin bir nefes aldı. Başkasını sevdiğini söylemek istemiyordu çünkü bu şok kırıcıydı. Yoongi de her şeyiyle yeterdi ona, aptalca bir sebep olduğunu düşünürdü muhtemelen.
"Sorun değil, demiştim."
"Doğru..." yutkunmuş, gerginlikle etrafına bakmıştı. Artık bu ağır atmosferden kurtulmak istiyordu.
Elini masaya koyup destek alarak ayağa kalktı Yoongi. Ağır adımlarla Taehyung'ın karşısına geçti, çenesini işaret ve baş parmağı arasına sıkıştırarak başını kaldırmasını sağlamıştı. "Neden ayrılmak istediğini bilmiyorum ama bana kalırsa biz bedensel farklılıkları yıkan ilk çifttik."
Taehyung iri gözlerle baktı ona. Demek istediklerini idrak etmek için kendine zaman tanırken saçları arasında dolaşan parmaklarla dudakları aralandı. "Taehyung, bunu başlatan şeyle bitirmek istesem ne derdin?"
"Hayır derdim." Yutkundu, dişlerini sıktı. Aslında evet demeye daha açık bir soruydu, belki evet de demeliydi ama o, bir anda bitirmek istiyordu.
"Neden?"
"Çünkü..." ayağa kalktı, geri çekildi ve başını eğerek toparlandı. "Çünkü olmaz. Ben... burada bitirmek istiyorum. Tam şu anda. Hemen."
"Öyle olsun." Yüzüne yerleşen tebessümün asıl sebebi onun Suga'ya olan bağlılığını görmekle alakalıydı. Tekrar yerine oturdu ve kahvesinden bir yudum aldı. "Suga'ya selam söyle. Görüşmek üzere V."
"Kendine iyi bak, ve her şey için teşekkürler. Görüşürüz."
Yoongi elini havada salladı, o uzaklaşana kadar gözleri kapalı kahvesini bitirmeye odaklandı fakat sonrasında yaptığı tek şey koşturmak ve set için hazırlanmak olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece İki Gece [Taegi Fanfiction]
Fanfiction~TAMAMLANDI~ Min Yoongi, genç yaşında ün sahibi olmuş başarılı bir senaristti ve Kim Taehyung ise genç yaşında intihar etmeye tek bir sebep arayan ileri derece depresyonda kayıp bir modeldi. ikisinin de tek ortak noktası Sexting yapılan bu uygulamay...