Bölüm 36

150 22 32
                                    

Medya: BTS - Intro: Boy Meets Evil
Y/N: Bu bölüm cinsellik ve çıplaklık içerebilir, sanki diğer bölümler içermiyormuş gibi.

♡♡♡

"Ben de... bilirsin... benim için geldin falan zannettim." Sonunda kahverengi ceketini özenle askıya asarken çoktan mutfağın yolunu tutmuş ve sıcak bir şeyler hazırlamaya girişmiş Yoongi, derin bir nefes aldı ve bir süre daha konuşmamayı seçti. "Ama önemli değil, görüşebilmemize sevindim doğrusu. Keşke haber verseydin. Seni karşılamaya gelirdim." Dudağını gerginlikle ısırdı. "Maskeni... Çıkarmayacak mısın?"

Yoongi kaynaması için suyu rahat bırakıp mutfağın girişinde ayaklarını sürüyerek gelen adamın boynuna sardı kollarını, korkusuzca gözlerine baktı. "Sen çıkar." Diye mırıldandı sessizce. "Eğer üzerimde duran ve hoşuna gitmeyen şeyler varsa çıkarabilme özgürlüğüne sahipsin."

Taehyung güldü ve maskeyi nazikçe çıkarırken mırıldandı. "Her şeyi mi? Sen gerçekten çok flörtöz birisin, biliyor muydun?" Parmakları saçlarına giderken maskeyi ada tezgahın üzerine bıraktı.

"Konuyu değiştirme. Önce sana buraya neden geldiğimi anlatacağım. Ne kadar kırılgansın öyle..." ensesinde birleşmiş elleri yavaş yavaş saçlarına kayarken yüzüne tatlı bir tebessüm yerleşti. Gerçekten şu an Kim Taehyung'ın karşısında olmaktan ölesiye memnundu. "Buraya senin için geldim, Kim Taehyung."

"Sorun değil. Çoğu zaman işlerimizin çakışıyor olması normal. Bunu sorun etmiyorum." Koyu kahveleri gerginlikle kaçışırken yakalamıştı Yoongi, saklanmaya çalışan hayal kırıklığını. Saçlarından çektiği elini yanağına götürüp dudağının kenarını kibarca okşarken göz kapakları ardına sakladı, topraktan yaratılmış derin gözlerini. "Bu yüzden sana kırgın ya da kızgın falan değilim. Tekrar görüşebilmiş olmak beni mutlu ediyor sadece."

"Bu teklifi bana 'Sadece İki Gece'den önce yapmışlardı." Dedi Yoongi, dalgın bakışlarla karşısındaki adamın her bir karışını öğrenmeye çalışıyorcasına bakarken. Parmak uçlarında yükseldi, kuru dudaklarını kibarca sürttü dolgun dudaklara. "Kabul etmemiştim." Diye fısıldadı geri çekilmeden. Nefesleri bile birleştiğinde gözlerini kapattı Yoongi de, ana bıraktı kendini usul usul. "Ama ceketini unuttuğunu söylediğinde yanına gelebilmek için her şeyi yapabileceğimi düşündüm."

"Yalancı." Diye fısıldadı Taehyung. "Bir ceket için niye o kadar yol tepesin ki?"

"Çünkü o ceketi seviyorsun, sevgilim." Parmakları arsızca ince tişörtünün altına girerken kavrulmuş tenini okşamış ve hafifçe gülümsemişti. "Unuttuğun için somurtuyordun ve ben de götüne sokabilmek için geldim işte, tam da söylediğim gibi."

"Sıradaki adımı biliyorsun o halde." Kim Taehyung hafifçe sırıtmış ve tenini okşayan parmaklar arasında kavrulmayı kabul etmişti.

"Evet. Yatağa atmana hazırım." Kuru dudakları boynuna sürterken devam etti. "Altta ve uslu olacağım."

"Sırtımı mahvetmezsen seni asla affetmem."


"Çok beyazsın." Parmak uçları, daha önce de görmüş olmasına rağmen şaşkınlığa uğradığı kar kadar beyaz tende gezindi. Bir ölüyle beraber olabilir miydi? Ancak onların teni bu kadar atmış görünebilirdi.

Gözlerini göz kapakları arkasına örtmüştü, en azından utancının farkına vardığını anlamamak için. Gözlerine bakmak birer ölümdü adeta. Delip geçiyordu ruhunu, şehvet dolu nefsini okşuyordu. "Hoşuna gitmiyor mu?" Dudakları elinden gelenin en iyisini yaparak onu kendine çekecek şeyleri söylemek konusunda adeta seviye atlamıştı.

Sadece İki Gece [Taegi Fanfiction]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin