Bölüm 8

21 3 2
                                    

⇆ ◁ TNK - Söyle Ruhum ▷ ↻

Afallamıştım ve mal mal suratına bakıyordum. Ne söylemem, ne yapmam gerekiyordu? Karnıma yine Allah'ın belası ağrılar girmeye başlamıştı.

"Teşekkür ederim." dedim mahçubiyetle. Geriye bir adım atarak omzumda olan ellerinden kurtuldum.

Sakin sakin "Ezgiyle konuşmayacağım ama senin de Furkanla konuşmanı istemiyorum." dedi. İkimizin de az önce ki halinden eser yoktu.

"Benim geçerli bir sebebim var. Senin yok." dedim, kızgın olmayan ama net olan bir ifadeyle.

"Benim de var." dedi, kaşlarını kaldırarak. Öyle mi dercesine yüzüne baktım. "Söyle. Eğer ikna olursam bir daha konuşmayacağım." dedim.

"Söyleyemem." dedi, gözlerini kaçırarak. "Çünkü yok." deyip, gitmek için arkamı döndüm. Bir adım atmışken kolumdan tutarak durdurdu. Tekrar ona doğru döndüm. Konuşmayınca konuşmasını istercesine yüzüne baktım. "Bir şey yok." dedi. Tam gitmek için geri dönmüşken bir daha arkamı döndüm "Beste niye gelmedi. Baya iyiydiniz. Sevgili olacak gibi duruyorsunuz." diye arka arkaya sıraladım. Sesli şekilde güldüm "Sen var ya erkeklerin özetisin. Sevgilin olacak ama gelmiş burada benim dünyanın en güzel kızı olduğumu söylüyorsun." dedim. Kaşlarımı çattım "Yoksa beni geçiştirmek için yalan mı söyledin?"

"Tek tek sor be kızım yetişemiyorum." dedi, sitemle. "Çağırmak gelmedi içimden bu ilk sorunun cevabı. Sevgili olacağımızı sanmıyorum bu diğer sorunun cevabı. Geçiştirmek için söylemedim çok ciddiydim bu da bir diğer sorunun cevabı."

"Ya bak ben bunu anlatmaya çalışıyorum size. Kerem'e ahkam kesiyordun o kadar yok efendim ayrı kalamıyorum yok efendim içim gidiyor falan. Bir de şimdi söylediklerine bak!"

"Sana sadece hoşlantı olduğunu söyledim ama." dedi, çıkışarak.

"Kerem'e hiçte öyle anlatmıyordun ama." diye, tersledim ben de. Tekrardan gerilmeye başlamıştık.

"Ne duymak istiyorsun Hazal?" diye sordu bıkmış bir ifadeyle. "Hiçbir şey." deyip arkamı dönüp bu sefer kesinkes Sezinlerin yanına döndüm. Masaya oturduğumda "Kaç dakikadır gelemedin ben gelecektim az daha." dedi Sezin, ciddiyetle. Hala tuvalet koridorunun girişinde olan gözleri Ege'yi görmüş olacak ki kaşları havalandı. Dudakları keyifle yukarı kıvrıldı "Neyse problem yok." dedi. Konuyu dağıtmak için Furkan'a dönüp "Bir daha ne zaman gelirsin?" diye sordum.

"Bu öylesine bir gelişimdi. Başka bir zaman daha uzun süreli ayarlamaya çalışacağım ama ne zaman olur bilmiyorum işte."

"Yine haberleşiriz o zaman." dedim, samimiyetle gülümseyerek.

Masaya oturduğumdan beri Ege'ye dönüp bakmamıştım hiç. Bakarken yakalanmanın korkusuyla göz ucuyla bakmaya çalıştım. Hararetli hararetli konuştuklarını fark edince zafer sırıtışıyla, konuşmaya devam eden Furkan'a döndüm. "Hazal hatırlıyor musun? Bir çocuk için bi' tane kızın saçını başını yolmuştu Sezin." dedi, sesli şekilde gülerek.

Ben de gülmesine eşlik ettim "Hatırlamaz mıyım? Sen kankama nasıl bulaşırsın diye dalmıştım mevzuya. Yazık kızın da hiçbir suçu yokmuş."

Sezin "Semih benim hakkımdı bir kere. O elimden aldı!" diyerek, sitemle araya girdi.

"Ne salakmışız be!" dedim hem gülüp hem de iç çekerek.

Furkan "Eğlenceliydi am-" derken "Selam gençler!" diyerek lafını kesti, Ege. Hepimiz şaşkınlıkla ve aynı anda Ege'ye dönmüştük. O da arkasını dönüp iki adım gerisinde ki Ezgi'yi "Gel! Gel!" diyerek çağırdı. Ardından bize bakıp "Lafınızı balla bölüyorum ama bu arkadaşın söyleyeceği bir şey varmış." dedi, Ezgi'yi göstererek.

LotusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin