Bölüm 28

1.8K 89 4
                                    

Şehitleri öğlene doğru göndermişlerdi. Elif Albay ile kısa bir konuşma gerçekleştirmişti.

Konuşmanın sonuna denk gelen Cihangir olan biteni merak etse de Elif tek kelime etmemişti.

Önce ki gün planlanan operasyon gerçekleşecekti albaydan kesin emir almışlardı.

Daha kayıplarının yasını tutmalarına bile izin verilmemişti belki gittikleri yoldan daha fazla kayıpla döneceklerdi.

Yemek yiyip yola çıkmaları gerekiyordu ama kimsenin yemek yiyecek hali yoktu.

Bir kaç saat önce ölüm ile burun buruna gelmişlerdi yetmemiş arkadaşlarını sonsuzluğa uğurlamışlardı.

Boğazların dan geçer miydi ki yemek saldırı sonrası karakola gelen binbaşı Yusuf Özer önünde başlarını eğmiş askerlere baktı.

O da biliyordu bu mesleğin zorluğunu o da farkındaydı hissedilen acının ama giden geri gelmediği gibi kalanın da yaşaması gerekiyordu.

" Boğazınızdan geçmiyor biliyorum ama yemelisiniz çoğunuz için bu ilk kayıp değil belki, sonda olmayacak biliyoruz bunun bilincinde yaşıyoruz hepimiz bildiğimiz bir şey daha varsa o da bugün intikam günü toparlanıp gereken neyse yapmalıyız şimdi yiyin yemeğinizi gidip başarı ile halletmemiz gereken bir görev var " dedi

Konuşmasının ardından askerler isteksiz de olsa yedi yemeklerini.

Elif zar zor bir kaç lokma yiye bildi göğsünde ona ağırlık yapan bir mektup vardı.

Görev dönüşü kendi elleri ile teslim edecekti.

Aslında şehidin eşyaları ile birlikte ailesine gönderilmeliydi ama Ali bizzat kendisinin emanet etmesini istemişti üzerine düşeni yapacaktı.

Gerekli hazırlıkların ardından yola çıkmışlardı. Bir yere kadar arazi araçları ile gideceklerdi.

Cihangir sesizce oturan Elif'e baktı genelde sesiz biri olsa da bugün farklıydı.

Ayrıca albaya son söylediği şeyde takılı kalmıştı. Bir ikizi yoksa o olduğuna eminim demişti. Kimden bahsettiğini anlamamıştı ama bunun altından bir şey çıkacaktı buna emindi.

Elif'in sessizliğinin sebebi ise şehit olan arkadaşları içindi.

Sanki konuşsa, arkadaşları ile sohbet etse gidenlere saygısızlık olacakmış gibi hissediyordu.

Bu saatlerde üç eve ateş düşmüşken şehitlerin ailesini düşündükçe yüreği yanıyordu.

Bu operasyondan intikam almadan dönmeyecekti o zamana kadar da konuşmayacaktı.

" Bundan sonra yaya devam edeceğiz" dedi Cihangir time bakarak araç onları bırakıp geri dönmüştü.

Kimseden çıt çıkmazken Ömer en önde yürümeye başladı.

Planlanan yere gelmeleri akşamı bulmuştu ama umduklarını bulamamışlardı.

Cihangir albay ile iletişime geçti. Ama işler orda da karmaşıktı.

Son aldıkları istihbarata göre teröristler yer değiştirmişti.

" Geri dönün" diyen albay ile tim çıldırdı çünkü umdukları bu değildi.

Bunca yol geldikten sonra geri dönmek akıl alır gibi değil di. Saçmalıktan başka bir şey değildi.

" Komutanım peşlerinden gidelim" dedi Cihangir tüm öfkesini yutup.

" Geri dönüyorsunuz yüzbaşı" dedi albay sinirle.

" Komutanım"

" Operasyon yetkiniz yok yüzbaşı atacağınız tek kurşun hepimizin askerliğini bitirir araç aynı yerden alacak sizi "deyip konuşmayı sonlandırdı.

DİŞİ KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin