Arryn, ders çıkışında kendisini Leslie'nin tablosunun asılı olduğu o kasvetli odada bulmuştu. Ağır perdeler yine sıkı sıkıya örtülmüştü ve havasız oda toz kokuyordu. Güzeller güzeli namlı asil kadının resimden çıkıp canlanmasını ve karşılıklı sohbet ettiklerini hayal ediyordu. Kalbindeki bir his, ait olmadığı bu kalenin yabancı insanlarının arasında, ölü birinin kendisini daha iyi anlayabileceğini fısıldamıştı sanki.Onu anlayan kimsenin olmadığı düşüncesi yaşına has bir aidiyetsizlik olduğu kadar sonunun ne olacağından duyduğu derin kederdendi. Leydi Leslie'nin çok cesur bir kadın olduğunu söylüyorlardı. Keşke kendisi de onun kadar cesur olabilseydi, onun yaptığı gibi kalbindeki ağırlığı söküp rüzgâra savurabilse ve dilediği hayatı kendisi seçebilseydi...
Düşüncelere dalmıştı fakat arkasından gelen ayak seslerini duyacak kadar mekândan kopmamıştı henüz. Gelene döndü.
Leo'ya muhafızları kızın yine o odada olduğunu bildirmişti ve aynı kattaki çalışma odasından işini bırakıp gelmişti.
Yine aynı odada karşılaştılar ve genç kız yine gözlerini, Leo'nun gümüşi yeşil nazarından kaçıracak yer bulamadı.
"Prens." Diye selam veren heyecansız sesi bir açıklama yapmaya yeltenmeyecek kadar bıkkındı.
Yine bir sürü terslik işitecek odadan kovulacak yine tehdit edilecekti. Onunsa en ufak bir tartışmaya dahi mecali de iştahı da yoktu. Kendini oldukça bitkin hissediyordu.
Leo kapıyı kapatıp odanın içine yürüdü. Nazikçe selam verdi.
"Nasılsınız Leydi Arryn? Her şey yolunda mı?"Arryn bu kibarlık karşısında işte şimdi şaşırdı. Gözlerini kırpıştırdı, parmak ucuyla tabloyu işaret etti.
"Leslie'ye selam vermek istedim.""Onu görmek günlük bir ihtiyaç halini alıyor desenize?" Deyip yüksek masalardan birine yaslandı Leo.
Arryn bu sözünden ve duruşundan adamın sakin bir gününde ve sohbet etmeye niyetli olduğu anlamını çıkardı. Gülümseyip başını salladı.
"Gündüzleri perdeleri açtırsanız nasıl olur? Yani böyle karanlıkta olması biraz şey... Kasvetli.""Zamanla boyaların rengi ağarmasın diye perdeler kapalı. Hem dert ettiğini sanmıyorum." Deyip annesine döndü, biçimli kalın dudaklarını birbirine bastırıp efkârlı bir iç çekişle baktı. "Değil mi Leslie?" Dedi, kendi kendine güldü.
Arryn büyülenmiş gözlerle bakakalıp cevap vermeyince devam etti, "Bileğiniz nasıl, sargıyı çıkarmışsınız?"
Onun siz diyen resmi hitabını garipseyen kız, iki adımla yaklaşıp adamın yüzüne merakla bakmaya başladı. Doğu karanın yemyeşil vadilerinde karşılaştıkları günden beri canını sıkan fütursuzluğunu meğer bu resmi hitaba tercih ederdi. Öyleykendisiydi, içtendi, yalancı çobanken bile gerçekti... Böyleyse yapmacık, duygusuz ve kontrollüydü.
"İyi, fazla kullanmamaya dikkat ediyorum yoksa acıyor."
"Özür dilerim."
Arryn kalbinde güm diye seken bir atışla derin bir hüzne kapıldı. Doğru ya kendisi boyunu aşan hadsizliği için özür dilemişti fakat ondan dileyen olmamıştı. Ama yine de tuhaftı... Alışılmadık incelikler bazen neresinden tutarsan tut batardı ya insana, öyle tuhaftı. İnce yüzünü eğdi.
Leo kızın kendisini işitmediğini düşünüp tekrar etti, "Sizi incittiğim için üzgünüm, bir daha olmayacak."
"Rica ederim. Bu ne şimdi peki? Siz demeye karar vermişsiniz sonunda!"
"Olması gerektiği gibi işte..."
Arryn gözlerini yumdu. Tam da bu odada iki gün önce kendisinin şuursuz bir mecburiyetle sarf ettiği sözlerden biri bir ok olup kendisine dönmüştü. Tam kalbinin on ikisine! Aslında böylesi iyiydi, Leydi Rosa'nın demesiyle hayra alametti fakat neden hüzünleniyordu?
![](https://img.wattpad.com/cover/285263592-288-k384780.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇ MAKAMI - Tamamlandı
FantasíaRüyada keskin, parlak, altından yapılmış güzel bir kılıç görmek; evlat, hak, adalet, menfaat, mal ve mülk, düşman üzerine zafer ve iktidar anlamına gelir. Zenginlik ve güçle tabir edilen iyi bir rüyadır. Herkes böyle bir rüyayla uyanmayı diler. O uy...