9. KUYRUKLU YALANLAR

98 51 0
                                    

Bölüm Müzikleri: Mirkelam, Hatıralar

Dedublüman, Belki

Skapova, Ben Senden Vazgeçtim

Gripin, Hiç Utanmadan

Kirli, Geceler Boyu (Bu şarkı tüm incilerimize ve güvercinlerimize özel.)

Bölümü oylamayı, yorumlamayı ve twitter üzerinden #Karanlığınİncileri tagi ile bölüm hakkında görüşlerinizi bildirmeyi lütfen unutmayın :)

🔗

"Mutsuzluğa da varım diyen aşkı katletmişler.."


Birkaç Gün Sonra..

İnsanlar ihaneti hiçbir zaman yabancılar tarafından tatmaz, her ihanet elbette bir sevgiyle ya da bir merhabayla başlar fakat benim için durumlar oldukça farklıydı; benim, İncilerin arasına girerken hiçbir zaman onlarla bir bağ kurmak gibi derdim olmamıştı, elbette yine olmayacaktı da.

Çınar'ın odasından çıkmıştım, elde ettiğim tek bilgi; Bilge'nin doğum günü tarihiydi ve elimde başka bir şey kalmamıştı, Çınar'ın günlüğünü kendime alacaktım fakat buna üşendiğim için yapmaya gerek duymamıştım, belki birkaç güne kendimi üşengeç hissetmezsem Çınar'ın odasına tekrardan girip onun hakkında ne var ne yoksa çıkartırdım.

Ekibin ise benim günlüğü çalmamdan daha önemli işleri vardı, iki gün önce ekip, Behçet Rutkay denen o mafya bozuntusunu çökertmeyi isterken bir şeyler ters gitmişti ve şimdi kimse pek iyi durumda değildi.

Öncelikle Sezen, görevde yanına aldığı Çınar'ın arkadaşı olan Utku'yu vurmuştu, evet, Sezen bildiğimiz 190'lık adamı kurşuna dizmeyi başarmıştı, üstelik bunu neden yaptığını sorduğumuzda bize dediği tek şey, "Onu Behçet sanarak vurdum." Olmuştu.

Sezen, Utku'yu kurşunlara dizdiği için Utku, iki gündür aramızda kalıyordu ve kimsenin yardımını istemiyordu fakat Sezen ile Aysar, onu yalnız bırakma fikrini ısrarla reddediyordu, özellikle Sezen, o hiçbir şekilde Utku'yu bırakamıyordu.

Aslına bakılırsa Utku, heykel gibi adamdı, Çınar ile neredeyse eşit güçlere sahiptiler fakat Utku, Çınar'dan biraz daha dayanıksız çıkmış gibiydi.

Dayanıksız çıkmaktan ziyade, gözlerinde sanki bilerek böyle bir oyuna girişme niyeti var gibiydi, bu fikrimi daha sonrasında elbette Sezen ile paylaşacaktım.

Uyuyan Utku'nun başında nöbet tutan Sezen'e bakıyordum, gözlerini Utku'dan alamıyordu, ne yapacağını bilemiyormuş gibi bakıyordu ve gözleri Utku'dan başka birisini görmüyor gibiydi, bu durum açıkçası benim canımı biraz sıkmıştı.

Bu sefer gözlerimi yatan Utku'ya çevirmiştim, bakılmayacak gibi de değildi ki şimdi, heykel gibi adamdı, putlara, ikonlara taş çıkartacak derecede değişik bir güzelliği vardı, öyle bir güzellikti ki bu, tanrısal bir güzellikti, abartılması gereken, resimlere dökülmesi gereken bir güzellikti.

Utku, Çınar ile aynı yaştaydı ve Çınar, Utku'yu sevmediğini söyleyip duruyordu fakat onu bir kez olsun yalnız bıraktığını görmemiştim. Aysar ile Sezen olmadığı zamanlarda nöbeti Çınar devralıyordu fakat bunu kimsenin görmediğini düşünüyordu, en azından dün geceden beri Çınar, Utku'nun yanındaydı fakat Çınar'ın neden Utku'yu bir türlü sevmediğinin cevabını bulamamıştım.

KARANLIĞIN İNCİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin