Bölüm Müzikleri: Cem Adrian, Kül
maNga, Hayat Bu İşte
Duman, Köprüaltı
Gripin, Böyle Kahpedir Dünya
🔗
(2 hafta sonra..)
Bugün Ulubeylerin yanında oluşumun ikinci haftasıydı ve bu ikinci haftada kimseden bir haber yoktu, sanırım beni bir kenara öylece atıp kendi işlerine bakıyorlardı.
Karan bana zamanında İncilere güvenme demişti, fakat ben onu dinlemeden öylece önüme gelen ilk kişiye güvenmiştim, sanırım düşman da olsa söz dinlemekte biraz fayda vardı.
Artık elim kolum bağlı değildi, Ruhi iki gece önce kelepçelerimi çıkarmıştı ve ben artık bu karanlık odada yalnız başıma değildim, bu oda benim odamdı ve kitaplığımdaki yüzlerce kitapla ben buradaydım.
Odam geniş bir odaydı, duvarları sarıydı ve üzerinde sevdiğim ünlülerin posterleri vardı, Michael Jackson, Johnny Depp, Dicaprio gibi isimler duvarlarımdaydı ve ben bu durumdan memnundum.
Ruhi odamın hiçbir yerine dokunmamıştı, sadece odamın lambasını kırmıştı fakat onu da yaptırmıştı ve artık bir sorun görünmüyordu.
Ruhi, ellerimi çözdüğü gün annemin ölmediğini, Yakut şerefsizinin onu bir yerlere sakladığını söylemişti, buna inanmayı ısrarla reddediyordum çünkü bu durum da Ruhi'nin oyunlarından olabilirdi.
Büyük ihtimalle Ruhi ile Karan, benim Yakut şerefsizini öldürdüğümü biliyorlardı fakat benden şikayetçi değillerdi, en çok bu durum saçmaydı.
Aslında olaya Ruhilerin gözünden bakıldığında bu durum hiç saçma değildi, neticede babam üvey annemi öldürmüştü ve biz iki kardeşin de bu durumu bir şekilde saklaması gerekiyordu, Ulubeylerin zihniyle çalışmayı hiçbir zaman başaramadığım için bu düşüncelerimde de başarısız olmuştum.
Kafamda bu düşünceler dönüp dolanırken buradan artık kaçmayı istiyordum, bu oda bana aitti, aitlik hissiyatı her tarafımı kaplıyordu fakat artık bu ev bana ait değildi, annemin öldüğü o gün benim için hiçbir şey normal gitmiyordu.
Uzaktan bakıldığında herkes beni güçsüz, çelimsiz görüyordu, evet, belki de güçsüz ve çelimsizdim fakat benim yaşadığım şeyleri bir başkası yaşasaydı bunca olayı asla kaldıramazdı, kaldırabilirim derse de yalan konuşmuş olurdu.
Ben bir romanın içinde değildim, yaşadıklarım da bir roman değildi ve bu yüzden yaşadıklarımı kimse küçümseyemezdi, belki şimdi güçlü değildim fakat nasıl güçlü olunur onu da öğrenirdim, kendimi güçlendirirdim ve bu yolda artık kimseye ihtiyaç duymazdım.
Düşüncesi bile çok güzeldi.
Artık İncilerden medet umuyordum, beni bir şekilde kurtarsınlar istiyordum fakat görev günü Çınar'ın bana söylediği iki teselli cümlesi hala soyutluğunu koruyordu.
Seni koruyacağız.
Çınar bana bunları söylemişti fakat beni hiçbir şekilde koruyamamışlardı, günlerdir yine aç susuzdum, ellerim kollarım bağlı değildi fakat buradan öylece kaçamazdım.
Kendinle çelişiyorsun Ahu, kendine güçsüzlüğü öğretip durmuşsun, şimdi de ben güçlü değilim diye ağlıyorsun, kendi haline acımaktan başka yaptığın hiçbir şey yok. Kelebek uzun bir aradan sonra tekrardan gelmişti ve bu gelişi yine sert olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İNCİLERİ
RomantizmAhu Aktuğ, üvey kardeşlerinin ve üvey babasının şiddetleriyle büyüyen bir kız çocuğudur, günün birinde Ahu, üvey babası Yakut Ulubey'in, kendi annesini öldürmesi sonucunda üvey babasını öldürür ve sokaklarda yaşamaya başlar, Ahu sokaklarda yaşamaya...