17. Bölüm

239 16 3
                                    

Ben çok amatör bir yazarım biliyorsunuz, yazılanlar karışıyor diye yanına isimlerini koyarak yazacağım. İyi okumalar.
***

Kerem ile yeniden masaya oturduğumuzda herkesin bakışları bendeydi. Kafamı ne oldu anlamında salladım.

Turan; Bir şey mi oldu?

Yemeğime dokunmamıştım, yiyecek heves kalmamıştı. Sandalyemi çekip oturduğumda suskunluk devam etmişti. Kendimi dışlanmış gibi hissetmiştim.

Sinirim git gide bozulurken Yaren boğazını temizleyip konuştu. Ondan nefret ediyordum. Hakan benimdi, onun değil...

Yaren; "Uzun süre kaldın, iyi misin merak ettik."

Turan; Etme amına koyayım sen beni merak etme. Kimsin harbiden sen? Ne bu samimiyet masamıza geliyorsun. Davet eden hangi piç seni?

Herkes gözlerini kocaman açıp bana baktığında Hakan oturduğu yerden kalktı.

Hakan; Sen ne biçim konuşuyorsun ulan? Sike sike sana sorduğun soruların cevabını veririm.

Sinirden gülerek ayağa kalkıp gömleğimin bir kaç düğmesini açtım. Daralmıştım. Benim aşık olduğum adam aldattığı kadını bana karşı koruyordu.

Turan; Kendimi sorguladım o hasta yatağında, çıkınca bile. Sen...

Herkesin bize baktığını görünce susup etrafa kısa bir bakış attıktan sonra kasaya doğru ilerledim. Yemediğim yemeklerin ücretlerini ödeyip çıkarken Zahide arkamdan seslenmişti.

Buradan gitmek istiyordum. Kaybolmak istiyordum hatta ölmek. Yorulmuştum.

Arkamdan gelen adım sesleri ile kafamı çevirip baktım. Kerem geliyordu elinde de benim ceketim.

Kerem; Turan! Dur ceketini unutmuşsun.

Turan; Siktir et at köşeye gitsin.

Siktiğim şoförü nereye kaybolmuştu‽ Sinirle sahil yolunda hızlı adımlarla yürürken Kerem koşarak bana yetişmişti.

Nefes nefese omuzumdan tutarak beni durdurmaya çalışınca sinirle omuzumu çekip elinden ceketimi aldım.

Turan; Ceketi aldım oldu mu? Bırak artık.

Kerem; Olmadı. Olmuyor. Niye herkese iyiyken hep bana Soğuksun Turan? Hiç konuşmadın benimle.

Turan; Kerem hiç sırası değil dramın siktir git amına koyayım sinirlerim tepemde.

Ara sokağa saparken, adımlarımı hızlandırmıştım. Beni kolumdan tutarak kendine çektiğinde yüzüne yumruğumu geçirmemek için zor duruyordum.

Kollarını bedenime sardığında sabır dilercesine gözümü kapattım. Yapıştı iyice sik gibi.

O sarıldıkça biraz sakinleşmiştim. Dakikalarca sıkı sıkı sarılmıştı bana. Bedeninden ayrılıp, kaldırıma oturduğumda yanıma oturmuştu.

Ceketimi giydiğim sırada beni hayranlıkla izlediğini fark ettim.

Turan; Ne bakıyorsun öyle hayranlıkla?

Kerem; Şey ben... Öyle mi bakıyormuşum? Belki hayranınımdır.

Biraz daha sakinleşmiştim. Yandan sırıtıp sigara paketini ve çakmağı cebimden çıkarıp yaktım. Ona uzattığımda kafası ile ret etmişti.

Uzun bir süre oturmuştuk. Ayağa kalktığımda o da kalkmıştı. Elimi tutup gözlerime baktığında anlamsız bir şekilde onu izliyordum. Yaklaşık 5 cm benden kısaydı bu yüzden başını hafif kaldırmıştı.

Bir şeyler diyecek gibi tam olmuştu ki sus. Elini bıraktığım sırada ellerini yanaklarıma koyup yüzüme bodoslama dalmıştı resmen.

Gözlerimi kocaman açıp ona bakmıştım. Lan sende mi gaysın?!

Omuzlarından sertçe itip elimin tersi ile dudaklarımı sildim.

Turan; Kerem ne yapıyorsun baba sen? Yapıştın dudağıma abaza dayılar gibi.

Kerem; Özür dilerim... Çok özür dilerim.

Turan; Özür dinleyeceğin şeyler niye yapıyorsun kardeşim sen? Kafanda var mı senin? Yapıştın ağzıma daha yeni veremden kurtuldum ya sen de verem olursan benden bulaşırsa?

Uğraştığım insanlara bak hey Allah'ım...
Gidiyordum bir yere artık kerem de gelmiyordu. Dudaklarım yanıyordu nasıl yapıştıysa piç acımıştı.

Aylak aylak yaklaşık 1 saat dolandım. İçim içimi yiyordu. Gidip Hakan'ı dövsem... İçim rahatlardı. Kalbimi siktin sen diyemedim. Allah belanı versin Turan senin.

Geçirecektin onun yüzüne bir tane orada. Tutacaktın yakacaktın o çipil gözlü yılanın saçını da.

Hakan'ın evinin önüne geldiğimde ışığının açık olduğunu gördüm. Kapıya gelip bir kaç kere vurdum.

Çok geçmeden kapıyı Yaren açmıştı. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.

Bu düzlükte bir terslik vardı. Madem Hakan beni aldattı niye bu kadar kinli diye düşünüyor duruyordum. Onu omuzundan itip içeri girdiğimde bağırmıştı.

Yaren; Dağdan mı indin ne bu şimdi‽

Turan; Kes sesini yeminim olsun kadın demem öldürürüm seni. Hakan nerede?

Yaren; Senin karşında bir sağlıkçı var ne dediğini sanıyorsun?

Sabır dilerken salona girdiğimde Hakan bir anda ayağa kalktı. Şaşırmış bir şekilde değildi sanki bunu bekliyor gibiydi.

Sinirle üzerime doğru yürürken ben de onun üzerine yürüdüm.

Hakan; Haysiyetsiz...

Onu yakasından tuttuğum gibi duvara vurup üzerine yürüdüm.

Turan; Sana ne yaptım ulan ben? Sen beni bu piç ile aldatırken ben sana binlerce kez mektup yazdım. BENİ NİYE ALDATTIN HAKAN! NİYE HİÇ MEKTUP YAZMADIN!

Sesim titremeye başlamıştı. Gözlerim dolunca yüzüne sert bir yumruk attım Hakan'ın. Kafası yana düştüğünde anlamsızca bana baktı.

İkinci kez vurduğumda yeniden yüzüme bakmıştı. Yaren çığlığa yakın bir ses çıkartıp aramıza girdiğinde onu itmiş, bir daha yüzüne yumruk geçirmiştim Hakan'ın.

Turan; Ben kendimi yedim bitirdim o duvarların içinde. Neden... Neden, neden Hakan? Ne yaptım sana beni aldattın. Niye sevmediysen beni sevdiğini söyledin?

Gözümden akan yaşlara mani olamıyordum artık. Dudaklarım titrerken sert bir yumruk daha atmıştım yüzüne.

Geldiğim gibi çıkmıştım evden. Artık rahatlamış hissediyordum az da olsa. Göz yaşlarım yanaklarımı yakarken koşmaya başlamıştım. Nereye olduğu önemli değildi. Sadece gitmek ve bir daha onu görmemek istiyordum.

Atıfet. GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin