Sabah gözlerimi açtığımda yeniden sırıl sıklam olmuştu tüm kıyafetlerim. Uyanır uyanmaz öksürük karşılamıştı bedenimi. Gözlerimi aralayıp etrafa bakındım. Sürahide su yoktu.
Boğazımda hissettiğim balgam ile bir peçete alıp tükürdüm. Elimdeki peçete ile zorla ayağa kalkıp mutfağa ilerledim. Bir bardak su doldurup içtim. Gözlerimi zorla açtığımda peçetede kan ile karışık kanı görünce elimdeki bardak bir anda düşmüştü.
Boğazımda yara olabilirdi. Çok sert öksürdüğüm için de olabilirdi... Verem olamazdı ama.
Elimdeki peçeteyi korku ile atmıştım yere. Mutfağın ücra köşesine geçip, sırtımı duvara yaslayarak kanlı peçete gözlerimi diktim.
Kimden bulaşabilirdi? Zahide ile dün birlikteydik ondan bulaşması imkansız. Haluk... Erkan... İsmet... Diğerleri... Turan peki. Onu öpmüştüm. Ona bulaşmış mıydı?
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Turan'a zarar vermek isyemiyordum. Bacaklarımı kendime çekip anlımı diz kapaklarıma yaslayarak gözlerimi sıkıca kapatıp dua etmeye başladım.
İtler gibi yalvarıyordum Allah'a bu rüya ise uyandırması için. Saatlerce oturdum mutfakta ağlayarak.
Kapı çalmaya başladı. Kalktım... Kapının önünde durdum. Kimdi? Kimse bilmiyordu hâlâ. Art arda yumruklamaya başladı arkadaki kişi.
"Hakan!"
Turan'dı. Kapıyı yavaşça açtığım sırada içeriye girip kapattı kapıyı. Benden daha beter gözüküyordu. Gözleri korkuyla bakıyordu bana.
"Şükürler olsun Allah'ım..."
Nefes nefese beni kendine çekip başını göğsüme yasladı. Kollarını bedenime sardığında yeniden ağlamaya başladım.
"Turan... Korkuyorum"
"Şşh... Ağlama sevgilim"
Beni koltuk altlarımdan tutarak küçük bir çocuğu alır gibi kucağına almıştı bedenimi. O da hastaydı bedeni yanıyordu ama güçlüydü. Yatak odasına geldiğimizde bedenimi yatağa uzatıp yanıma uzandı.
"Özür dilerim... "
Dudaklarıma yumuşak bir öpücük bırakıp beni susturdu.
"İyileşeceğiz. Doktorlara haber verdi annem. Bu evde karantinaya alınacağız hastaneye gitmeyeceğiz. "
Yüzünü avuçlarımın arasına alıp gözlerimin içine baktı.
"Korkma tamam mı?"
Kafam ile onu onaylamış başımı çenesinin altına koyup kafamı saklamıştım.
"Kimden bulaştı?"
"İsmet beni öpmüştü hatırlıyor musun? Haber geldi hastaneye yatırmışlar"
Kollarımı bedenine sarıp iyice ona sokuldum.
"Üşüyorum "
Üzerimize battaniyeyi örtüp bana kollarını sıkıca sardı. İyi ki ondan bulaşmıştı kendimi hiç affetmezdim.
Ölmek istemiyordum ama Turan'ı kaybetmek de istemiyordum. Onu kaybedersem zaten ölmüş olurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atıfet. Gay
Short Story- TAMAMLANDI. - Tıpkı papatyalar gibiydi Hakan da. Bir kaldırım köşesinde çıkacak kadar sıradan bir o kadar da eşsiz.