Küçük de olsa bir okuyucu kitlemin olması beni çok mutlu ediyor... Söylemek istedim. Bu bölümde biraz ahlaksızlık yap artık Zehir dediğinizi duyar gibiyim. Bu yüzden Turan'ın ağzından yazacağım. İyi okumalar<3
***
Turan;Annemin yoğun çabaları sonunda kabul etmişti bu gece bizimle kalmaya. O kadar o varken yatak odamda yer yatağı yapmıştım ona.
Gözlerimi her açtığımda görmek istiyordum. Pijamalarımı verip, giyinmesi için odadan çıktıktan sonra banyoda kendim de giyinmiştim. Kapıyı iki kere çalıp içeri girdim. Yandan sırıtarak konuştum
"İlk defa vahşi biri ile aynı odada yatacağım. Saldırmazsın değil mi?"
Ben içeri girip kapıyı kapatırken yastığı bana fırlatmıştı
"Gece uyurken mabadını kolla yaşına hamile kalırsın mazallah"
İçimden inşallah derken kaşlarımı çattım.
"Ne o İsmet 2 mi çıktı başımıza?"
"Yok sen diyorsun ki eşek sudan gelene kadar..."
Işıklar kapanınca sözü yarım kalmıştı.
"Niye ışıklar kapandı?"
"Burada hep kesilir sık sık"
"Ne zaman gelir, mum yok mu?"
Dudaklarım kıvrılmıştı. Yerde bana az önce attığı yastığı alarak yanına gidip oturmuştum.
"Ne o, koca adam olmuşsun bir ışık yok diye korkuyor musun Hakan?"
"Korkmuyorum, siktir git yatağına da uyuyayım"
Gitmeyi hiç istemiyordum. İzin verse onunla bile uyurdum. Yutkunup yanına uzandım. Kulağıma eğilip kısık bir tonda konuştum.
"Ben karanlıktan çok korkarım Hakan... Bu gece burada uyusam"
Benim taklidimi yaparak kulağıma eğilip fısıldadı.
"Ben karanlıkta seninle baş başa uyumaktan çok korkarım Turan... Bu gece beni rahat bıraksan"
Dayanamayıp gülmüştüm. Evet dememişti belki ama üzerimize pikeyi örtmüştü. Arkasına dönüp uyuduğunda ay ışığının siper ettiği odada onu izliyordum. Leğen kemiklerinden ensesine kadar.
Okula geldiğim ilk günden beri hep gözlerim ondaydı ama hiç gözü, gözüme dâhi değmemişti. Bütün maçlara gitmiş, yedekte olmasına rağmen izlemiştim onu.
İsmet ile o zamanlar tanışmıştık. Bana olan yakınlığı artınca kendimden uzaklaştırmak için son defa onunla konuşmaya gitmiştim. Amacım İsmet'in bizi tanıştırması dolaylı yoldan da olsa bunu elde etmiştim.
Arkasından yavaşça kollarımı bedenine sarıp ona sokuldum. Kokusunu içime çekerken hiç bir tepki vermiyordu. Ağlamaya başladım. Burnumu çektiğim sırada yavaş bir şekilde bana dönüp uykulu bir tonda konuştu.
"Harbiden korkuyor musun?"
Gözleri gecenin köründe bile ışıldıyordu. Bir an aynı yatakta olmamız bile beni şaşırtmıştı. Mutluluktan ağlıyordum oysa ben. Başım ile onu onayladığımda kollarını bedenime sarıp beni kendine çekti.
Başımı göğsüne yaslayıp saçlarımı okşarken ona daha sıkı sarılıp kokusunu içime çektim. Ortamdaki sessizliği fısıldayışı bozdu.
"Kokumu içine çekiyorsun..."
Başımı hafif kaldırdığımda bana bakıyordu. Eli yavaşça yanağıma doğru giderken onu izliyordum. Yüzüme elini yaslayıp dudaklarımın üzerini okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atıfet. Gay
Short Story- TAMAMLANDI. - Tıpkı papatyalar gibiydi Hakan da. Bir kaldırım köşesinde çıkacak kadar sıradan bir o kadar da eşsiz.