Okula geldiğimde Gökhan, Çetin ve Sılayı köşede bir bankta beklerken gördüm. Yanlarına gittiğimde Çetin yanağımdan makas alarak "Hoşgeldin baldız" dedi. Ona göz devirerek yanlarına oturdum.
"Günaydın" diye mırıldandım. Sadece sıla cevap verdiğin de çaktırmadan göz ucu ile Gökhana baktım. Ayaklarına bakıyordu. Efsunun dediği gibi yapacak bu kampta gözüne girmeye çalışacaktım. Otobüsler geldiğinde ayaklanıp oraya doğru yürüdük ama biz gelene kadar herkes binmişti zaten, çiftli koltuklardan birine sıla oturduğun da Çetin de pis pis gülerek
"Ben de sevgilimin yanına oturayım." Dedi. Ona pis pis bakan Gökhan'ın ağzının içinden "Am delisi" dediğini duymuştum. Sonra göz göze geldiğimiz de yanımda küfür ettiği için
"Kusura bakma" diyip arkadaki çiftliye oturdu. Başka boş yer varmı diye bakındığım sırada daha arkalarda Furkan'ın tek başına oturduğunu gördüm. Sanırım onun sevgilisi de kampa gelmeyecekti. Bakışlarımı takip eden Gökhan, Furkan ile göz göze gelince bakışlarını hemen tekrar bana çevirdi.
"Ne duruyorsun kızım ayakta? Gel otur şuraya" diye yanındaki boş koltuğa birkaç kere vurdu. Gidip yanına oturduğum da merakla sordum.
"Niye Furkan'ın yanına oturtmadın?"
"O çocuğu sevmiyorum." Diyip dışarı bakacakken sanki aklına başka bişi gelmiş gibi tekrar bana döndü.
"Aranız da bozuk herhalde şu aralar, o yüzden tekrar barışmayın diye yapıyorum. Yanlış anlama sevgilimin en yakın arkadaşısın sen, yanlış birşey yapmanı istemem. Dikkat et baldız " dedi son kelimeyi bastırarak.
Yüzünde tek bir alay, tek bir kinaye yoktu. Gayet ciddiydi. Sözleri bile ne kadar imkansız olduğumuzu yüzüme vuruyordu.
"Çok sağol enişte ya" diyerek önüme döndüm. Yol boyunca kafamı çevirip bir kere bile yüzüne bakmadan müzik dinledim. Ama onun birkaç kere dönüp bana baktığını da hissettim.
***
"Ya lütfen seçil ya lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütfen lütf-"
"Ehhh yeter be! Aman ne haliniz varsa görün"
Yarım sattir çetin'in yalvarmalarını dinliyordum. Otobüste bir nedenden dolayı sıla ile kavga etmişler. Benim çadırımda sıla ile beraber kalmak istiyordu. Ben de onun yerine Gökhan'la birlikte kalacaktım.
Bana kalırsa hava hoştu. Sonuçta sevdiğim çocukla aynı çadırda kalmak bana dünyaları verirdi. Ama ya Gökhan yanlış anlarsa ve beni istemezse diye tereddütlerim de vardı. Ben onun 'baldızıyım' ya hani o yüzden diyorum.
"Heh sağol baldız yaa şu çantanı da alırsan sevinirim." Diyerek çadırın yanına koyduğum çantayı önüme doğru attı.
"Oşt" diyerek çantamı alıp sırtıma taktım. O sırada bana göz devirdiğini görsem de birşey demedim. Yönümü arka taraflardaki çadıra çevirdiğimde yürüyüp önünde durdum. Çadıra birkaç kez küçük tekmeler attığımda kaşlarını çatan Gökhan çıktı içeriden ve beni görünce hafifçe şaşırdığını hissettim.
"Seçil?"
"Şeyyy Çetin ve Sıla kavga etmişler."
Küçük bir çocuk gibi kafamı öne eğmiş parmaklarımla oynuyordum. Utanıyordum çünkü beni istemez de rezil olurum diye
"Ee"
"İşte Çetin de geldi yarım saat yalvardı. Benim yerime çadırda kalmak için"
"Eeee"
"İşte bende sokakta kaldım." Gür bı kahkaha sesi ile kafamı yerden kaldırdığımda Gökhan'ın kısılmış gözleri ile şaşkınca bakmaya devam ettim. Daha önce hiç kahkaha attığını görmemiştim. İlk kez böyle gülüyordu ve kısılmış gözleri, İnce dişleri ile haran bırakıyordu beni
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK TUTKU +18
RomancePeki ya aslında sevdiğin çocuk en yakın arkadaşının sevgilisiyse? *** "Hâlâ yüzüme bakmıyorsun yalnız" başımı yerden kaldırıp yüzüne baktım. "Neden ısrarla yüzüne bakmamı istiyorsun?" Bakışlarını elindeki sigaradan çekip gözlemin içine baktı. "Bil...