Öğle arası boyunca bahçede öylece dikilmiştim. Zil sesi ile kendime geldiğimde yavaş adımlarla sınıfa çıktım. Tam sınıfa girecekken çarpıştığım bedenle duraksamak zorunda kaldım. Kafamı yerden kaldırıp karşımdaki kıza baktığımda ağzımdan alaylı bir 'hah' ifadesi çıktı.
"Sende artık bu sınıftaydın dimi?"
"Çekil önümden Seçil."
Sabah sınıfa geldiğinden beri suratı beş karış yerinden kalktığını görmemiştim.
"Arkadaşınla neden kavga ettin Sude?" Yavaş adımlarla üstüne yürürken o da arkaya doğru adımlıyordu.
"Sanane be, çöl faresi" halen arkan arkaya yürümeye devam ediyordu önümde, sınıftaki çoğu kişinin bizi izlediğinin farkındaydım.
"Ya sen prenses, artık külkedisi misin?" En son öğretmen masasına yaslandığında sinirle gözlerini benden başka bir yere çevirmiyordu.
"Bana bak Seçil, sakın benim üzerime oynama yoksa seni-"
"Yoksa ne?!" Diye bağırdım birden, benim hakkımda hiçbir şey bilmezken beni tehdit edemezdi. Ama ben onu edebilirdim.
"Yoksa ne yaparım biliyor musun Sude?" İyice dibine girip kulağına fısıldayarak konuşmaya devam ettim.
"Yoksa, küçük sevgilinden herkesi haberdar ederim." Kafamı geriye çektiğimde kocaman açtığı gözleri ile bana bakıyordu. Gözlerindeki korkuyu gördüm. Gerçekten bundan bu kadar korkuyor muydu?"S-sen... Sen nerden biliyorsun?" Yavaş yavaş titremeye ve kekelemeye başlamıştı.
"Ben her şeyi bilirim." Beni kolumdan tutup hızla sınıftan çıkardığında kaşlarım kendiliğinden çatılmıştı.
"Ne yapıyorsun? Dur!" Hiçbir şey demezken önümüze çıkan ilk kızlar tuvaletine beni sokup sonra kendisi de girdi ve kapıyı arkamızdan kapattı.
"Ne istersen yaparım. Ama lütfen, lütfen Seçil kimseye söyleme."
"Niye bu kadar korkuyorsun ki?"
"Benim korkacak hiçbir şeyim yok tamam mı? Ben sadece onu düşünüyorum."
"Peki sen bilirsin. Kölem olacaksın. Ne istersem yapacaksın." Bir süre yüzümü izledikten sonra yavaşça kafasını salladı."Peki."
Tekrar sınıfa geçtiğimizde bu defa direk Gökhana bakmıştım. O da kafasını kaldırdığında göz göze gelmiştik bile, anında göz kırptığında utanarak yerime geçtim. Ders boyu kaçamak bakışmıştık. Teneffüs zili çaldığında derin bir nefes verip yanımda konuşan efsunu dinlemeye başladım.
"Seçil kalk yanımdan." Kaşlarımı çatarak ona döndüm.
"Niye?"
"Salih gelecek bu teneffüs, yanımda otursun."
"İki yiyişeceksiniz diye, ben niye rahatımdan oluyormuşum." Sinirlenmeye başlıyordum artık, hayır daha bir de emir veriyordu. İnsan bı kalkar mısın falan der demi? Bu halleri ufaktan canımı sıkmaya başlıyordu.
"Ne abarttın kızım yaa, hadi kalk çocuk gelecek artık!" Tam o sırada kapıdan giren Salihi görünce daha fazla büyütmek istemedim.
"Bu sondu. Bir daha sırama kimseyi oturtmam." Yavaşça sıradan kalkarken salihte gelmişti. Ters ters suratına baktığımda ilerdeki sıraya gidip incinin yanına oturdum.
"Naber yeni kız" yine müzik dinliyordu ama benim geldiğimi görünce kulaklığı çıkarmıştı.
"İyidir senden?" Beni görünce şaşırmış gibiydi. Sanırım sınıfta onunla konuşan tek kişi bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK TUTKU +18
Roman d'amourPeki ya aslında sevdiğin çocuk en yakın arkadaşının sevgilisiyse? *** "Hâlâ yüzüme bakmıyorsun yalnız" başımı yerden kaldırıp yüzüne baktım. "Neden ısrarla yüzüne bakmamı istiyorsun?" Bakışlarını elindeki sigaradan çekip gözlemin içine baktı. "Bil...