Yakın zamanda grup içinde bu tartışma döndü. Ben de neden bu platforma taşımayayım dedim. İki ana başlığa böleyim. Evlilik pmo 'ya çare olur mu sorusu ve evlenince geçer, şu an cinsel ihtiyaçlarımı gidermem lazım, bekarım yapacak bir şey yok diyen kesim.
Öncelikle uzman değilim elbette, sadece elimizdeki bilimsel verilerle akıl yürütüyoruz.
Evlilik pmo 'ya çare olur mu ?
Benim fikrimce evlilikle pmo birbirinin karşılığı değil ki pmo evlilikle düzelsin. Meselenin biyolojik yönüne bakalım. Herhangi bir şekilde yazı- resim - gif- video gibi tetikleyicilerle kendilerini gerginleştirip mastürbasyon yapanlarda bir süre sonra coolidge effect dediğimiz duyarsızlaşma oluşur. Aynı karşı cins resmiyle ya da aynı +18 hikayeyle sürmez yıllarca mastürbasyon. Kişi başlarda örneğin 100 birim zevk alıyorsa bu içeriklerden, zamanla bu zevk 90'a 80'e düşer. Beyin bu dopamin düşüşünü telafi etmek ve tekrar 100 birim haz sağlamak için daha yeni ve daha şok içeriklere yönelir. Bu döngü kırılana kadar her defasında daha yeni daha uç ve daha şok içerik izlerken buluruz kendimizi.
Şimdi bu döngü içerisinde olan kişinin maruz kaldığı cinsel manipülasyonları düşünelim, sürekli erkeğin baskın olduğu, sözünün geçtiği, partnerin sürekli seks yapmaya gönüllü olduğu ya da bunun için yalvardığı, kimi zaman şiddet içeren öğelerin zevk gibi sunulması, kadınların iradesi bu yönde değilken erkeğin domine etmesiyle rıza dışı yaşanan birliktelikler, vücutların bazı kısımlarının orantısız büyük sunulması, aktörlerin normal insanlardan daha esnek olması sonucu tuhaf cinsel pozisyonlar ve bunun normalleştirilmesi, ensest ilişkiler içeren pornolar, çocuk pornosu, tecavüz konseptli olanlar, hayvanlarla ilişkiye girmeli pornolar vb gibi pek çok farklı cinsellik manipülasyonu ve bu manipülasyonlardan dolayı işlerin bu şekilde yürümesinin normal olduğuna ilişkin oluşan bir kanı var.
Bu meselenin bir yönü. Diğer yön ise pornografik içerik tüketirken çok hızlı sekme değiştirilmesi. 10 dakikada 20 farklı partner ve bir o kadar değişik pozisyonla karşılaşabiliriz.
Şimdi uyanalım.
Siz her ne kadar cinselliği porno ile öğrenmiş ve bu şekilde olması gerektiğine dair bir kanı geliştirmişseniz de öncelikle partneriniz her zaman kendisini cinselliğe açık hissetmeyebilir.
Birinci şok; her istediğinizde porno izleyip haz illüzyonu yaşayabilirsiniz ama siz her şehvet duyduğunuzda partnerinizi istekli ve müsait bulamayabilirsiniz.
İkinci şok; siz sekmeler - resimler- +18 hikayeler arasında gezinerek örneğin birden çok partnerle ilişkiyi ya da sürekli partner değiştirmeyi zihninizde normalleştirmiş, sıkıldıkça bir tuşla farklı pozisyonları görerek hazzınızı arttırmaya odaklanmış olabilirsiniz. Bunun bir takım sakıncaları var, bilinçaltınızda zevk almayı birden çok partnerle beraber olmak şeklinde kodlamış olabilirsiniz ki normal hiç bir evli kadın veya erkeğin kabul edemeyeceği bir durumdur. İkincisi eğer erkekseniz ve sürekli poz değiştirmenin normal olduğu kanısındaysanız partnerinizin kendisinin tatmin olmamasından ötürü isteksizleştirmeniz olasılığı vardır. Kadın fizyolojisi ve erkek fizyolojisi birbirinden farklıdır. Erkek daha sonuç odaklıyken, kadının daha süreç odaklıdır. Bu mesele uzayıp gider. Kısa kesiyorum.
Üçüncü şok ; Nasıl sadece sağ kolunuzla dambıl çalışsanız bir süre sonra vücudunuzda orantısızlık meydana gelirse sürekli pmo ile yaşadığınız o haz illüzyonunda kendinizi uyuşturduğunuz için de cinsellik algınızda uyumsuzluk meydana gelir, gerçek hayat ve gerçek ilişkilerde tökezleme ihtimaliniz artar. Tek başına mastürbasyon ya da pmo olması fark etmez. Kendinizi gözlemleyin, gerginliğiniz yükselince eylemi daha sert yapmaya başladığınızı göreceksiniz. Bu organların yaratılışı partnerinizin organına göre ayarlanmış, sizin elinize ya da hangi vasıta ile yapıyorsanız ona göre değil. Kendinizi farklı yollarla boşaltmaya zorladığınızda sadece sağ elle egzersiz yapan insanla aynı noktaya geliyorsunuz. Kendinize cinsel bir yol belirliyorsunuz ve belki yıllarca süren deformasyondan sonra evlenip bir gecede değişmeyi umut ediyorsunuz. Bu hiç mantıklı değil.
Şimdi meselenin bir de psikolojik yönüne bakalım.
Pmo yu gergin-üzgün- suçlayıcı-duygusal yoksunluk durumlarına karşı kendimizi korumak amacıyla tampon olarak kullanıyor olabiliriz. Bu durumda eş edinmenin pmo yu bırakmakla pek de alakası olmaz. Kendimizi ve duygularımızı çözümleyip sağlıklı baş etme mekanizmaları - rutinleri geliştirmeliyiz ki bu mekanizmalar zamanla pmo nun yerini alsın. Duruma göre aile- yakın arkadaşlarla yüzleşmeler vs yapılabilir, terapi alınabilir, kendimize şevkatli davranmaya bir yerden başlayabiliriz, sosyalleşmeyi deneyebiliriz vs. daha da uzatılabilir.
-----------------
Tüm bunları enseyi karartalım diye anlatmadım arkadaşlar. Bir tanı koyalım, bir nokta koyalım diye anlattım. Sürece başlarken bu günlere gelmeden önce hep çok zorlanacağımdan ve krizlerden korktum. Ama şimdi baktığımda aslında kendi kendimi korkuttuğumu görüyorum. İlk iki hafta cinsel hayaller yoğun oldu sadece. Sonra her şey normale döndü. Arada kriz gelmiyor değil ama baş etmeyi öğrendim, zamanla tamamen arınmış bulacağım kendimi.
Kendime baktığımda çok rahat bir şekilde pmo ya ihtiyacım yok diyorum. PMO da mesele dezavantajların avantajlardan fazla olması meselesi değil. Mesele PMO nun bize kattığı hiçbir şeyin, hiçbir avantajın olmaması.
Dostlarım.
Streslerle ve üzüntülerle baş edebiliriz, bunun için pmo ya ihtiyacımız yok. O bizi rahatlatamaz ya da sorunumuzu çözemez. Bizim sağlıklı cinselliğe ihtiyacımız var evet ama bu ihtiyacı da abartmamalıyız, kimse sevişmedi diye ölmez, ekmek ya da su gibi ele almamalıyız bu durumu. Dolayısıyla pmo bir ihtiyaç değil. Dopamin sistemimizi hackliyoruz pmo ile. Beyinlerimiz 10 dakikada 10 farklı pozisyon ya da 10 farklı partner ile birliktelik yaşadığını zannediyor, zannettiriyoruz. Dopamin dikkatle, motivasyonla birebir ilişkili. Çaba göstermeden sahip olduğumuz bu hazların bize zarar vermediğini mi zannediyorsunuz ? Doğa hiç bir şeyi beleşe vermeyecek şekilde kodlandı. Doğayı kandıramazsınız. En son ne zaman pür dikkat bir testle, projeyle uğraştınız. En son ne zaman pür dikkat tam konsantre bir şey yaptınız ?
En son ne zaman bir şeye tümden motive oldunuz ? Tüm kalbinizle ve heyecanınızla bir şeye emek verdiniz ? İçinizde bir şeyleri başlama ve bitirme arzusu en son ne zaman buldunuz?
Dostlarım ben bir kadınım. Çalışma masamdan yazıyorum tüm bu söz öbeklerini. Benim geçtiğim çetin yollardan geçmeyesiniz, size nokta kadar da olsa katkım olsun diye mümkün olduğunca sansürlemeden tüm çıplaklığıyla anlatıyorum.
Uyanınız.
Sevgiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manstürbasyonu Bırakma Üzerine
General FictionBir kadın olarak yazdığım bu hikaye, 9. sınıfta 14-15 yaşındayken tanıştığım bu platformda farklı yollara (hikayelere) sapıp yıllar içinde süregelen bir alışkanlık haline getirdiğim mastürbasyonu başladığım yerde bitirme gayretidir. Fikrimce eğer bi...