Beren Argun & Ataberk Doğan
•
Karanlık sokakta ellerim ellerine bağlı bir şekilde yürüyorduk. Arkamızdan gelen kimse yoktu. Berk zorla yürüse bile asla pes etmemişti. Elime de bırakmamıştı. Öylece sokaklarda yürüyorduk. İkimiz de nereye gittiğimizi bilmiyor ve çok uzun zamandır konuşmuyorduk. En sonunda dayanamadım ve durdum. Benim durmamla durmuştu. Başını bana çevirdi. "Sormayacak mısın?" dedim, gergince. Berk başını olumsuz anlamda salladı. "Gerçekten mi? İçeride neden bana dokunmadıklarını, neden korktuklarını gerçekten sormayacak mısın?"O ise beni şaşırtacak bir şey yaptı ve bana döndü. Şu an berbat haldeydim. Dünden kalmaydım. Burnuma kendimden iğrenç kokular yayılıyordu. Nedense bu şimdi aklıma gelmişti. "Özür dilerim," dediğinde, ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. "Seni böyle zor bir durumda bıraktığım için gerçekten özür dilerim. Seni öldürebilirlerdi ya da aklına gelebilecek her türlü kötü şeyi yapabilirlerdi. Ama o gece, ne oldu bilmiyorum. Seni de sürükledim arkamdan."
Derin bir nefes aldım. "O geceyi tam hatırlamıyorum," dediğimde, yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. "Biliyorum. Peki, sen neden içeride beni o kadar sahiplendin?"
"Sence sorman gereken soru bu mu?" dediğimde, usulca başını aşağı yukarı salladı. Gülümsedim. Neden bazı sorulara ikimiz de susuyorduk bilmiyorum ama bunun bir sebebinin olduğunu hissediyordum. Yabancı değildi ama tanıdıkta değildi. Anlamlamdıramadığım bir adamdı. "Eğer çok merak ediyorsan cevaplayayım. Beni kurtaracak tek kişi sen olduğun için?"
Bir anda kahkahası tüm sokakta yankılanmıştı ve ben kendimi onun gülüşünü, gülerken yüzünün aldığı şekli izlerken bulmuştum. Bu sefer sarhoş değil, ayıktım ve kalbimin ritmi yine tuhaf bir şekilde değişmişti. "Beren Argun," dedi ismimi özenle söylerken. Bana doğru bir adım attı. "Senin kurtulmak için birisine ihtiyacın yoktur."
Gülümsedim. "Yok," dedim buruk bir sesle. "Ama kendimi kurtaracak..." Bir anda sustum. Kendimi ana kaptırmıştım. Boğazımı temizledim. "Her neyse. Hastaneye gitmeliyiz. Şu haline bak." Elimi kaşına götürdüm. "Dikiş atılmalı."
O anda kötü koktuğumu hatırlayıp hemen kendimi geri çektim. Çocuğu kokudan bayıltmak isteyeceğim en son şey bile değildi. Berk dikkatlice beni izliyordu. "Gidelim," dedi itiraz etmeden. O anda sokakta duyduğumuz motor sesi ikimizin de dikkatini dağıttı. Berk bileğimi kavrayıp beni bir yere doğru çektiğinde gözlerim kocaman açıldı. Ben bu sahneyi rüyamda görmüştüm.
Kalbim hatırladığım rüyam ile daha da hızlı atarken Berk bizi bir ara sokağa sokmıştu. Duvarla buluşan sırtım ve önümde duvar gibi duran Berkle son buldu koşuşumuz. Elini sağ tarafıma koyup etrafa bakmaya başladı. Karanlığa rağmen yüzü bana yakın olduğundan onu incelemeye başladım. Kan yüzünde kurumuştu. Saçların alnına dökülmüş, dudağı kanamış ve mora dönmüştü. Elimi dudağına götürme isteğimi bastırdım. Derin bir nefes alarak kendimi bu büyüleyici andan çıkardım. Bedenim soğuktan mıdır bilmem titriyordu. "Arkamızdan gelmezler," dedim, kendimden emin bir sesle. Berk'in dikkati ben olmuştum. Çocuğu kendimden uzaklaştırmam lazımdı. Cidden iğrenç kokuyordum ve bu bile benim midemi bulandırıyorken onu düşünemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sarmala Geceye || yetişkin içerik
General FictionAskıda || Bölümler çoğalana kadar bir süre askıda, daha sonra sık sık bölüm gelecektir. Elleri saçlarımda gezerken konuştu. "Çok sevdiğim bir söz var, Beren." Bütün dikkatimi ona verdim. O ise beni yine kalbimden vuracak sözleri dilinden döküverdi...