bölüm 8
ZILIN ÇALMASIYLA BERABER profesör sınıftan çıktı. Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı Shun. Dün gece mesaiye kalmıştı, bugün de sabah 8'e ders koymuşlardı. Yorgunluktan ölüyordu. Yemek bile yememişti daha.
Çantasını toplayıp sırtına taktıktan sonra kafeterya bölümüne indi ve paketli sandiviçlerden alıp yemeye başladı. Aynı zamanda sosyal medyada geziniyordu.
Yukarıdan gelen bildirimle izlediği videoyu durdurdu ve bildirime bastı. Suna'dandı.
Suna Rintarou:
okulda mısın?Ben:
evet, neden ki?Suna Rintarou:
Dışarıya çıksana 5 dakika.Shun mesaj yazmadan telefonunu kapattı ve sandiviçinin son parçasını ağzına tıkıp ayağa kalktı. Dışarıya çıktı ve gözleri Suna'yı aradı.
Suna'yı gördüğünde her zamanki gibi onu süzdü. Siyah bir eşofmanaltı, üzerine de okulunun sweatshirtünü giymişti. Elinde 2 kahve, kolunda da sporcu çantası vardı.
Shun hızlıca merdivenlerden indi ve gülerek Suna'ya selam verdi.
"Günaydın!" Suna ona tebessüm etti ve kahvelerden birini uzattı.
"Günaydın, köşedeki kafedeydim ve sana da kahve alayım dedim."
"Tanrı gibisin! Kahveye o kadar çok ihtiyacım vardı ki." dedi Shun ve kahveyi aldı. "Teşekkür ederim, okulun yok muydu bugün?"
"Var" dedi Suna omuz silkerek. "Derslere o kadar çok girmiyorum. Özellikle Atsumu ve ben okula çoğunlukla antreman yapmak için gideriz."
"Anladım." dedi Shun kafasını sallayarak. "Antrenmanında kolay gelsin o zaman şimdiden."
"Teşekkürler." dedi Suna ve kızın gözaltlarını işaret etti. "Dün gece uyumamışsın sanırsam?"
"Ah evet. Sabah dersim olacağını bilmiyordum o yüzden akşam mesaiye kalmıştım. Biraz uykusuzum o yüzden ama sayende kahve içip uykumu üzerimden atacağım."
Suna gülümsedi ve kızın saçlarını karıştırıp elini cebine attı. "O zaman gideyim de dersine gir."
Kız onu onayladı ve Suna'nın gidişini izleyip okula döndü. Sıradaki dersinin olacağı sınıfa geçti ve kahvesini içerek profesörün girmesini bekledi.
↗・べ↝⊰⊹メ
"Yarın okulda görüşürüz." Kita, elini sallayarak uzaklaştı. Saat akşam 9'u geçiyordu. Bütün takım akşam antrenmanına kalmıştı. Suna ve Kita ise her zamanki gibi antrenman sonrası eve birlikte dönmüşlerdi.
Suna, Kita gittikten sonra markete doğru yöneldi. Yemek yapması lazımdı, malzeme alacaktı.
İçeriye girdi ve doğruca yemek malzemelerinin olduğu bölüme ilerledi. Birkaç malzeme aldıktan sonra kasaya yöneldi. Kasada uyuyan kızı görünce gülümsedi.
"Tanrım, hava çok soğuk. Neden kısa kolluyla uyuyorsun?" diye fısıldadı Suna ve üzerindeki yeleği çıkarıp kızın üzerine serdi. Shun mışıl mışıl uyurken yeni bir çalışan geldi ve Suna'nın aldığı eşyaları kasadan geçirdi.
Marketten çıkmadan önce yeniden Shun'a baktı. Uyanıkken genellikle kaşları hafif çatık dururdu. Sanki bir şey ona saldıracakmış gibi her zaman tetikte olurdu, en küçük tıkırtı sesine döner bakardı. Suna bunu birkaç haftada farkedebilmişti. Shun'u izlemeyi seviyordu.
Uyurken ise kaşları normale dönüyordu. Tetikte olmayı bırak yanında biri şarkı söylese duymayacak gibi duruyordu.
Marketten gülümseyerek çıktı ve evine yöneldi. Açlıktan ölmeden önce bir şeyler hazırlaması lazımdı.
Suna yemeğe başladığı sıralarda Shun uyandı. Marketi kapatması gerektiği için çalışanlardan biri uyandırmıştı. Gerindiğinde sırtından düşen hırkayı aldı ve inceledi.
"Suna gibi kokuyor." diye mırıldandı ve çalışana döndü. "Hırkayı kimin üzerime serdiğini biliyor musun?"
Çocuk kafasını hayır anlamında sallayıp devam etti: "Adını bilmiyorum, uzun boylu yakışıklı bir çocuktu. Koyu kahve saçları vardı."
"Anladım" dedi Shun gülerek. "Teşekkürler."
Hırkayı yeniden giydi ve marketi kapattı. Evine doğru ilerledi ve içeri girdiğinde odasına döndü. Üzerini çıkartmadan kendini yatağa attı ve gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smoke メ | suna rintarou
Fanfiction[𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐫𝐢𝐧𝐭𝐚𝐫𝐨𝐮 𝐱 𝐟𝐞𝐦 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫] ᵇᵃˢˡᵃⁿᵍⁱᶜ' ²⁷⁰⁸²⁰²² ᵇⁱᵗⁱˢ' ²¹⁰⁹²⁰²⁴