「chapter 12」

472 58 26
                                    

bölüm 12

"Sence 2 saat geçmesine rağmen birilerinin bizi bulamaması garip değil mi?" dedi Shun hırkasına iyice sarılarak. Saat yeteri kadar ilerlemişti, üşümüştü dolayısıyla. 

"Hırkamı vermemi ister misin?" dedi Suna üzerindeki takım hırkasını çıkarırken. Shun ne kadar alamayacağını söylese de Suna hırkasını vermişti ona.

"Teşekkür ederim, ama böyle de sen üşüyeceksin." dedi Shun. Suna bir süre sustu ve sonra Shun'a döndü.

"Kimya dersinde iyi miydin?" Shun şaşkınca Suna'ya baktı. Gerçekten söylemek istediği şey bu muydu?

"Yani daha çok sözelciydim ben, neden sordun ki?" dedi garipseyerek.

"Isı alım verimi adlı bir konu var. Sıcak bir madde soğuk bir maddeye ısı vererek onu ısıtabilir." dedi Suna gülümseyerek. 

"Bu durumda sıcak madde ben oluyorum sanırım." dedi Shun ve kollarını açtı. "Gel sarılalım. Böyle ısı verebilirim bence"

Suna hızlıca Shun'un kollarının arasına girdi ve sımsıkı Shun'a sarıldı. "Buz gibi olmuşsun Suna!" diyerek kızdı Shun ve hırkasının önünü açarak Sunanın da üstünü kapladı.  Bir süre sessizce sarıldıklarına ikisi de uyuyakalmıştı. Birbirinin sıcaklığını almak ikisini de rahatlatmıştı, o yüzden uyuyakalmışlardı. 

"Aaa" diye mırıldandı Atsumu odanın kapısını açınca. "Beyler buna bi baksanıza!" Herkes oraya doluştuğunda kita avcunu alnına vurdu. Atsumu yavaşça Suna'nın telefonunu alıp fotoğraflarını çekmişti. 

"İzlemeyi kesin." dedi Kita ve herkesi odadan çıkarttı. Ardından Suna'yı dürttü. 

"Şşş sessiz." dedi uyandığında. Suna bir Kita'ya bir kendine baktı. Ardından Shun'a sarılarak uyuduğunu görünce şok içinde geri Kita'ya döndü. Kita elindeki fotoğrafları gösterdiğinde Suna şoktan diğer şoka giriyordu. 

"Shun'u da uyandır gel. Koç uyandı, yokluğunuzu farketmesin." dedi ve odadan çıktı. Suna kafasını yavaşça Shun'un saçlarına gömdü ve kokuyu içine çektikten sonra kalktı. 

"Shun" dedi ve onu uyandırmak için kolunu sarstı. "Uyan hadi."

"Suna?" dedi ve olduğu durumun farkına varıp hızlıca kalktı. "Uyuyakalmışız!"

"Evet. Hadi koç farketmeden gidelim" dedi Suna ve Shun'un elini tutup odadan çıkarttı. Shun koçun yanına giderken Suna takımın yanına gitti.

Shun yerine oturdu ve saatine baktı. Geç olmuştu, az sonra antrenmanları bitecekti zaten. Gitse iyi olurdu. Suna ile gözükmemesi lazımdı.

"Antrenmanınız çok başarılıydı. Eğer böyle giderse yarışmayı kazanabilme şansınız var" dedi Shun ve ayağa kalktı. "Artık gitsem iyi olur."

Tüm takım onu uğurladıktan sonra Shun, İnarizaki'den ayrıldı. Telefonundan saate baktığında gerçekten geç olduğunu farketti ve güvende olabilmek için en kalabalık sokaklardan eve doğru yürümeye başladı. 

Evine geldiğinde üzerini bile çıkartmadan yatağa gitti ve olanları düşünmeye başladı.

Suna ile sarılarak uyuyakalmıştı. Düşüncesi bile yanaklarını kızartıyordu.

↗・べ↝⊰⊹メ

Her zaman ki mesai günlerinden birisiydi. Shun çok yorulmuştu ve artık dükkanı kapatmak istiyordu. İçeri giren her müşteriye gülerek selam vermek, yerinden kalkmak çok bunaltmıştı.

"Hoşgeldiniz." dedi giren müşteriye. Üzerinde kırmızı, güzel bir elbise olan bir kadındı bu. Koyu kahverengi saçları ve yeşil gözleri vardı. Suna'ya benzetmişti bu kadını.

"Merhaba tatlım. Adres sorsam nerede olduğunu söyleyebilir misin?" dedi kadın gülerek kasaya yanaşırken. 

"Tabii" dedi Shun ve adrese baktı. Birkaç sokak ötedeydi. Adresi tamı tamına tarif ettikten sonra kadına iyi günler diledi. Kadın gülümseyerek marketten çıktı ve gözden kayboldu. 

Shun'da mesaisi bittiği için yavaşça kalktı ve dükkanı kapattı.

Eve gittiğinde üzerini değiştirdi ve bir süre internette gezdikten sonra yatağına yattı. Yağmur yağmaya başlamıştı, yağmur sesini çok sevdiği için bir süre sessizce yatacaktı.

Bir süre yattıktan sonra kapının alacaklı gibi çalınması sonucu hızlıca yatağından kalktı ve kapıya ilerledi.

Kapıyı açtığında sırılsıklam kalmış Suna'yı gördü ve hızlıca içeri aldı. "Sırılsıklam olmuşsun! Gel hemen içeri."

"Özür dilerim rahatsız ettim." dedi Suna. Gözleri dolu doluydu ve ağlamış gibiydi. 

"Suna. İyi misin?" dedi Shun sessizce. Suna'dan düşen bir gözyaşı ile ona sımsıkı sarıldı. "Geçti geçti."

"Shun..." dedi Suna ağlarken. "Bugün sende kalabilir miyim?"

 "Bugün sende kalabilir miyim?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
smoke メ | suna rintarouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin