Bir öpücüğün tadı aşk olduğunda sonsuza kadar sürer.
2 yıl sonra
Hayal ettim,beklemedim. Olacakları bile bile hayal ettim. Allah'a sığındım. Gücüm yok dedim. Köşeye sıkıştım dedim. Allah'tan başka kimsem yoktu. Bir çok çerme taktılar, ama hep ayağa kalktım. Yaralarımla kalktım,her defasında daha fazla kanamasına rağmen, kabuk tutan yaralarımın tekrar kanamasina rağmen kalktım. Ama bu sefer kalkamamıştım.
Insanın sevdiği insandan gelen darbesi onu daha çok yıkıyormuş. Ikimize de bunu öğrettim. Ama ondan tek bir farkım vardı. O üzdü diye o üzüntüyü bile unutmamıştım ben. Onu yaşatmak için elimden gelen herşeyi yapmıştım.
Onun emanetine sahip çıkmak için elimden gelenin fazlasını yapmıştım. Başarmıştım da. O gördükleri, duydukları kadarı ile beni anlamıştı. Çünkü insanlar öyledir anlamak istedikleri gibi algılarlar. Beni bu yolda herkes tek bıraktı. Tek başıma durdum.
Ikimizden bir parça icin yapmıştım bunu. Kardeşim için yapmıştım. Belki sevdamıza leke sürdüm ama kardeşimi kurtarmıştım. Ben onu hicbir zaman sevmeyi bırakmamıştım. Bırakamazdım ki insan ait olduğu yerden gider mi hiç?
Nefes aldığı yerden ayrılmaz ki ölür yoksa.Mirza ne durumdaydı bilmiyordum. O lanetli günün ardından 1 yıl 9 ay geçmişti. Mirzayı son görüşümdü.
Boşandığımiz zaman belki bir ihtimalde olsa sokakta karşılaşırız diye düşünürdüm. Ama yine ve yine her zamanki gibi insanlar benim hakkımda kararlar verdi ve ben de peşlerinden sürüklendim.
Her gece kabus görüyordum. Aslında son zamanlarda benim icin kabus olmaktan çıkmıştı.
Çünkü mirzanın yüzünü unutmama sebep oluyordu.
Keşke bağırsaydı. Konaklarını başlarına yıksaydı. Beni de çekip alsaydı oradan her seye rağmen. Bekledim. Bekledim. Ama yapmadı.
Konağa girdiğinde bizi nikah masasında görünce yutkundu ve arkasını dönüp gitti.
Arkasında ölü birini bıraktığını bilmiyordu oysaki. Beni yaşıyor zannediyordu.
Boşandığı gün başkası ile evlenen kötü bir kadın olduğumu düşündü belkide. Ben o masaya oturduğumda arkamda; gururumu,sevdamı,evladımın geleceğini, kendimi bıraktım.
Tek bir kişi için, kardeşim içindi. Pişman değildim. Yine olsa yine aynı şeyi yapardım. Insanların ne dedikleri hiç umrumda değildi. Benim kabusum olan mirzanın hicbir sey demeden gitmesiydi.
Mirza konaktan çıktığı gibi masadan kalkıp yukarıya odaya koştum. Ardından burak gelip imza atmamızı söylediğinde resmi nikah kıymak istemediğini söyleyince evi yıktı.
Hamile olduğumu bilmiyorlardi. Eğer söylersem aldırtacaklardi. Karnımı farkedene kadar söylemeyecektim. O gün suyuna gidip her zaman yanında olacağıma imam nikahı kıyacagımı söyleyince kabul etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ESİR
RomanceHayatı boyunca gülmeyi unutan, sevmeyi sevilmeyi bilmeyen, sert,yıkılmaz, heybeti ile korkutan, şanlıurfanın en genç ağası Mirza soylu ve babasının kurallarına esir olmuş,Güzelliği ile herkesi etkileyen, Urfanın büyük aşiretlerinden biri olan saya...