23. Bölüm

2.4K 123 20
                                    

Küçükken anne ve babaların arasını kopmaz bir halat ipi olarak görürdüm. Çok güçlü bir bağ...

Onların aralarına ne girerse girsin, bir ateş, bir mum... Asla o ipi eritemez sanırdım.

Ancak sonra büyüdüm. Şu boşanma işlerini öğrendim. Gerçek bir tokat gibi acımasızca yüzüme çarptı, ben korktum. Anne ve babamın arası bir gün öyle olacak diye...

Onlar beni düşünmeseler bile, ben onları hep düşünmüştüm.

İşte şimdi ki korkum, sinir patlamam da bu yüzdendi. Hâlâ da korkuyorum. Ortada kalmaktan değil, bir ailem olmamasından...

Kapıyı kilitleyip, yatağıma ilerledim. Az önce ki sinir krizimden, beş saat geçmişti. Beş saat öncesine kıyaslarsak, şimdi daha iyiydim. Hem, sustuklarım içimde büyümüştü, bir anda patlayınca, gerçekten rahatlamıştım.

Abi'm dediklerimi ne kadar taktı, orası da düşündürücü.

Yarın yine ve yine yarın, okul. Yine aynı insanlar, yine aynı bakışlar, yine aynı fısıldaşmalar...

Telefonumu alıp, kontrol ettiğimde, bir mesaj geldiğini gördüm. Whatsapp'dan gelen mesajdı. Gönderen ise Deniz'di.

Deniz;

Kanka, bu akşam günüm çok olaylı geçti lan! Köpeğin sahibi beni kovaladı. Anlat dersen anlatabilirim yani :P

20:03

Yorgun bir gülümseme oluştu dudaklarımda. Bugün ağladığım için fazlaca başım ağrıyordu. Ekrana daha fazla bakamadım, bu yüzden mesajı görüldü yapıp, telefonu komidine bıraktım. Ardından yorganıma sarılıp, uykuya dalmaya çalıştım.

Alarm'ın sesiyle gözlerimi araladım. Alarm'ın sesini kapatıp, yorganı üzerimden çektim. Yataktan kalkarken, esnedim. Çıplak ayaklarım, parkenin soğuk zeminiyle buluşunca ürpersemde, terliklerimi ayağıma geçirmiştim.

Dün gece adam akıllı uyuyamamıştım. Hem açtım, hem uykusuz. İnsanın bir sorunu olduğunda, tamamen dağılmış olurdu.

Sorunları düşünmekten iştahı olmazdı. Ve yine sorunları düşünmekten uykusu gelmezdi.

Sorunları düşünüyordum, ama sorunları düşünmem benim iştahımı kesmiyordu. Aksine, daha çok yemeklere saldırmama sebep oluyordu.

Ah, 'yemek' dedim, pardon. 'Abur cuburlara' saldırmama sebep oluyordu.

Bu, kusma aynı eroin gibiydi. Evet, en güzel örnek buydu.

İlk başta Eroin'i kullandığınızda, kendinizi pembe bulutların üzerinde sanarsınız. İlk evrede her şeyi unutursunuz, kullananların dediklerine göre kendinizi bambaşka dünyalarda bulursunuz. Kusmadan önce ki evrede, yemek yeme evresinde bende kendimi öyle sanıyorum.

Rahatım, abur cuburun keyfini çıkarıyorum. Ancak Eroin'in etkisi bittiğinde kişi toz pembe dünyasından gerçek hayata geçerken, bir anda o dünyadan ayrılmaz. O dünyadan yırtılır, koparılır.

Bende de böyle işte. İlk başta abur cubur yeyip keyif çıkaran ben, önümde ki abur cuburlar bittiğinde o dünyamdan kopatılırım. Koparılıp, ayak bastığım dünya ise, karanlığım olur.

Ama yinede yapmaya devam ederim.

Saçlarımı da düzelttikten sonra, çantamı koluma asıp, odanın çıkışına yöneldim. Abim'in odasının önünden geçerken, odanın kapısı açıktı ve odada yoktu. Kim bilir neredeydi...

Acaba dün ki söylediklerimi bir nebze olsa da umursamış mıdır?

Alayla güldüm. Neden umursasın ki? Bu zamana kadar umursamadı, bu saatten sonra da umursamaz.

BULİMİA ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin