31. Bölüm

2.8K 129 97
                                    

Bu multimediada ki resim, Bulimia Çağı'nı ilk paylaştığım zamanda ki kapak fotoğrafıydı. Hey gidi günler hey... :D :D

Bu  bölüm immortaldaisy'a ithaf edilmiştir!

Bugün, annem ve babam boşandı. Evliliklerini bağlayan o evlilik cüzdanı da artık etkisiz hale geldi ve kendini yitirdi. Küçüklüğümde, abim ve ben, babanneme bırakıldık. Annem ve babam iş hayatına atıldı. Beni babannem büyüttü. Bazen yorgun oldukları zaman, gerektiğinde 1 hafta görmüyorduk bile. İlk ayrıldığım zaman 3 yaşımdaydım ve ağlamıştım. Annemsiz yatmam diye...

Halbuki unutmuşum, 3 yaşından öncede annem varken, beşiğimde yattığımı...

Başıma gelen olayları anneme anlatan bir genç kız rolü oynamadım ben. Daima annesiyle arasında kocaman bir mesafe olan biriydim. Babam ile aram daha farklıydı. Gerektiğinde onun yanağına buse bile kondururdum. Ancak, Enes ve Sahra bana iftira attığından beri aramız açılmıştı. Şimdi ise ailemiz teker teker dağılmıştı. En son hepsine nefret kusmuştum, şimdi ise dilime kilit vurulmuştu. Ancak, bakışlarımda ki nefret hâlâ tazeydi.

Mahkeme kararına göre, abim annemde, ben babanda kalacaktım. Annem, anneannemin ona verdiği eve yerleşecekmiş abimle. Biz de babamla eski evde kalacağız. Teyzem veya halam yardıma gelecek, bana yemek ev işi falan öğretecekler.

Ancak ben de tüm bunları yapacak enerji yok. Ölü gibiyim. Arabaya adımlar atarken, adımlarım kaplumbağadan yavaş. Dudaklarım sabit, gözlerim yorgun. Göz kapaklarımın yarısı inmiş vaziyette.

Arabadan inip eve doğru yol alırken, "Bundan sonra böyle yani. Sadece ikimiz." Dedim.

Babam yorgun ifadeyle yüzüme bakıp,"Böyle olacağını bilseydik..." dedi ve devamını getiremedi.

"Ney baba? Ne? Böyle olacağını bilseydiniz bizi yapmazdınız, değil mi?"

"Eylül, sınırını aşma."

Babam hep böyleydi. Annem daha fazla sertti. Abim ile ikimiz daha çok annemin sözünü dinlerdik, babamı pek umursamazdık. Çünkü babam sadece uyarırdı. Annem ise hem uyarır, hem de çok sinirlendiğinde dövüp ceza bile verebilirdi.

"Sınır kaldı mı sence baba? Şiddetli geçimsizlikten boşandınız. 2 çocuk var piyasada. Yemek paylaşır gibi abim anneme beni de sana verdiler. Sırada ne var baba? Cidden, artık söyleyin tamam mı? Önceden hazırlıklı olayım, birden olunca kaldırmam zaman alıyorda..." dedim, gözlerinin içine bakarak.

"Sus, kalbini kırmayayım." Dediğinde, kendi kapımızın önüne gelmiştik. Anahtarı çevirip kapıyı açtı, ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Montumu çıkarıp askılığa astım. Hırkamı çıkarmadım, bu aralar üşüyordum, fazlasıyla. Kansızlık var sanırım...

Hırkanın ucundan çekip, parmaklarımla tuttum.

"Pizza söyleyeyim mi? Karnın aç mı?"

Geçen sefer farkında olmadan yediğim pizzalar aklıma gelince, aceleyle kafamı iki yanıma sallayıp,"Yok, tokum ben." Dedim.

Bir an şaşırsada,"Kızım sabahtan beri bir şey yemedin. Nasıl toksun?" Diye sordu.

"Yok baba, aç değilim. Aç olsam yerdim..."

Bir süre yüzüme baktı, daha sonra omuz silkip telefonunu çıkardı."İyi o zaman, ben de sadece kendime söylerim o zaman." Dedi.

Omuz silkip peki demiştim. 3. Haftaya geliyorduk ve ben artık açlığa karşı hissizlik kazanmıştım sanki. İlk başlarda gerçekten zordu. Karın ağrılarım fazla oluyordu. Açlıktan mide bulantılarımda çoğalmıştı. Hatta bir kere daha bayılmıştım o hafta içerisinde. Birkez...sadece birkez intihara kalkışmıştım. Yine krizlerim sonucunda bileklerimi kesmeye kalkıyordum ki cesaretim kırılmıştı. Normalde kolay kolay üşümeyen ben, bu son zamanlarda üşüyordum. Üzerime yağlarım gözükmesin diye hırka geçiriyordum, ancak bir de üşüdüğüm için giyiyordum. Mayıs' ın sonlarına adım adım yaklaşıyorduk. Havalar sıcaklasa da, vücudum buna tezatlık oluşturup titriyordu. Fazla bitkindim, sanki her saniye yorgundum. Derslerde çoğunlukla uyuyordum, Deniz kantine çağırdığında kantine inmeye bile enerjim yokmuş gibi hissediyordum.

BULİMİA ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin