8. Bölüm

4.3K 175 68
                                    

Paranormal'de 35. Olmuşuz! Teşekkür ederim.

Bu bölüm @cutebutpsycho adlı kişiye ithaf edilmiştir. Ayrıca multimediada ki Eylül karakterini de bulmuştur. Tekrar çok çok çok teşekkür ederim. ^_^

Keyifli Okumalar ! :)

Odama kapandığımdan beri toplam iki saat boyunca çıkmamıştım. Bir odada yalnız kalmaktan nefret ederdim,fakat şuan onu düşünecek bir psikolojide bile değildim. Her şey bir anda dağıldı. En saf , en temiz umutlarla yaptığım küçük bir aşk itirafı beni yerle bir etti. Bunu annemin laflarından değil, babamın son sözünden anlamıştım.Annem her şeye sinirlenir,ama babam çok nadir sinirlendirdi.

Yarım saattir ağladığım için artık akacak göz yaşı da kalmamıştı. Göz yaşlarım yanaklarımda kurumuştu. Yanaklarımda kuruyan göz yaşları, yanağıma yapışkanlık hissi veriyordu.15 gün boyunca bu evde,bu odada , bu duvarlar arasında duracaktım.

Kapının çalınma sesiyle kendime geldim. Hemen sonra da abim "Müsait misin?"dediğinde ayağa kalktım ve aynanın karşısına geçip saçımı başımı düzelttim.

Hemen sonra da " Evet abi." dediğimde eş zamanlı olarak abim içeri girdi. Beni baştan aşağıya süzdü sonra da " Yemek hazır." dedi.

Normalde yemeğe annem çağırırdı. Bu sefer abim gelmişti. Karnım açtı. Yaklaşık 4 saat önce yemek yemiştim. Açtım ama babamların olduğu bir sofraya oturup , onların gözlerinin içine baka baka yemek yiyemezdim.

Bu yüzden ,"Aç değilim." dedim.

Abim, "Hayret." deyip odadan çıktı.

Kafamı her iki yanıma sallayarak yatağıma oturdum. Odam beyaz-turkuaz tonlarındaydı. Yatak örtüm maviydi. Duvarlar beyazdı. Dolabım beyazdı. Sadece üzerinde mavi süslemeler vardı.Çalışma masam açık kahverengiydi.Turkuazve beyaz rengini bir arada görmeye bayılırdım. Sevdiğim renklerdendi.

Çalışma masama oturup, yakında başlayacak olan sınavlarıma çalışmak için kitabı açtım. Kitaplarımı tekrar ederken beynim,kalbim başka yerde olduğu için cümleyi sadece okuyordum. Aklıma birşey girmiyordu. Sanki o cümleyi okurken baş ağrısı hissediyor gibiydim. Bu yüzden kitabın kapağını kapattım. Bir şeyler ile uğraşmam şarttı. Yoksa daha fazla düşünürsem; kafayı yerdim.

Bu sefer bilgisayarımı açtım.Sonra da çantamda bulduğum gofreti alıp,paketini açtım. Aç karnımı bastırması içindi. Türk filmi aramaya başladım. Karşıma aşk filmi olarak 'Sadece Sen.' adlı bir film çıktığında ,oyuncularına baktım. Hemen sonra da izlemeye başladım. Film duygusaldı.

Kızın zayıflığı,kusursuz yüzünü seyrettikçe gözlerim doldu fakat , kızın görme engeli vardı. Seyrettikçe daha çok strese giriyordum. Elimde ki gofreti sinirle çöp kovasına attım. Duygusal ve güzel bir filmdi fakat, ben filmin konusuna değil, kızın vücuduna bakıp imrenmekten dolayı gözlerim dolmuştu.

Görme engeli bir kızı bile seven bir erkek bile varken, Enes kilolu birini sevmedi. Ama hakkını yememek lazım. Kız gerçekten güzel bir kız. Kızın adını soy adını Google 'ye yazdım ve fotoğraflarına baktım. Koyu kahverengi saçlarıyla,kahverengi gözleriyle , düzenli dişleriyle ,düzgün fiziğiyle çok tatlı ve güzel bir kızdı. Kızı gerçekten çok beğenmiştim. Bir de kendime bakıyorum... Bazen nasıl bir kızım diye kendimi aşağıladığım zamanlar çok oluyor. Hatta her zaman...

Kendimde güzel bulduğum bir tek gözlerimin rengiydi. Kendimde güzel olarak fark ettiğim bir tek göz rengimdi. Çevrem dış görünüşüme bakardı. Bu insanı değersiz hissettiriyordu.Sokakta fiziği güzel kızları gördüğümde kafamı çevirip tekrar bakıyordum.Bana ise bakan ikinci defa bakmıyordu. Eskiden bu olanları kafaya takmazdım.Büyüdükçe tam anlamıyla genç olduğum için, düşüncelerim değişti. Artık insanların fikirerini önemsiyordum. Benim fazla kilolarım vardı. Arkadaşlarımın beni uyarması en doğal hakkı.Ama bunu hakaret ederek söylemeleri kırıcı ve hak değil.

BULİMİA ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin