11.Bölüm=Gizemli Not

20 16 8
                                    

Şuan içimde tarifi olmayan şeyler yaşıyordum. Hem öfkeliydim hem çok kırgındım. Kendime yediremiyordum bunu, en çok da çocukluğuma. Çocukluğum onla geçmişti, bir kere bile mi sevmedi beni, hep mi nefret etti? ne yaptım ben sana?

Sevim'e o kadar öfkeliydim ki ona kardeşim dediğim her güne lanet olsun! şuan burada olsa onu dövmekten beter ederdim. Hala Cafe'de oturuyorduk, kendime bir türlü gelememiştim. Kerem, Ayaz ve Emir'de sağ olsunlar benle çok ilgileniyorlardı. Onlar sayesinde şuan burada ayakta durabiliyordum. Yaklaşık yarım saat sonra Cafe'den çıktık. Eve gitmek istediğimi söyleyip Emir ve Kerem'le vedalaştım. Sevim'in tutuklanmasına rağmen Ayaz benim eve tek gitmeme izin vermemişti. Eve vardığımızda Ayaz'la vedalaşıp eve girdim. Odama çıktığımda kendimi hemen yatağa attım. Yeterince ağlamama rağmen yine dayanamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Hayır ağlamamalıydım gözyaşlarımı değmeyecek bir için dökmemeliydim. Gözyaşı kıymetli bir şeydir, onu boş insanlar için harcamamalıydım. Hemen gözyaşlarımı sildim. Bu kadar ağlamak yeter, bir daha onun için gözyaşı dökmeyeceğim.

Saat akşam 12.54'dü eve geldiğimden beri yataktan çıkmamıştım. Ruhen yorgundum, biraz zamana ihtiyacım vardı..

                              1 Hafta Sonra

Uykulu göz kapaklarımı aralayıp yataktan doğruldum. Hızla elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ardından aşağı indim. Kahvaltı yapmak istemiyordum zaten bu bir haftadır da pek iştahım yoktu o yüzden annemin yanağından öpüp evden çıktım. Teyzemle o lanet kocası boşandığı için annem eve dönmüştü. Nihayet

Kulağımda kulaklık ve en sevdiğim şarkılardan biriyle yolda yürüyordum.

"Hiç gerek yok daha fazlasına zamanı tutmaya

Fezaya uçmaya, geride kaldılar(geride kaldılar)

Geride kaldı o günler sen varken taptığım kasvetli şehirler

Başka bir evrende en güzel halinle sen hayata karış ben daha da biteceğim

Kırgınım kendime üşüyorum gölgende

Henüz bilmesen de

Belki bir gün gideceğim..."

                                                                          (Madrigal/Seni Dert Etmeler)

Okula vardığımda sınıfa geçip yerime oturdum. Ayaz'ın yanıma geldiğini görünce gülümsedim.

"Nasılsın güzelim?" 

bak ya, yani şuan bana diyor ki Hayal gel benim yanaklarımı sık, ısır.

"İyiyim, sen?"

"Sen iyiysen bende iyiyim."

Hoca geldiğinde Ayaz'da yerine geçmişti. Son bir haftadır derslere konsantre olamıyordum. Bu dersi atlattıktan sonra Kerem, Emir ve Ayaz'la kantine çıktık. Tam sandalyeye oturacakken birden başım çok kötü döndü ve dengemi kaybettim. Hemen elimle Ayaz'ın kolunu tuttum. Ayaz bana endişeyle dönüp baktı.

"Güzelim, iyi misin? ne oldu!"

başım gerçekten feci dönüyordu.

"İyiyim, sadece başım a-ah" 

şimdi de başıma felaket bir ağrı girmişti. Emir ve Kerem hemen yanıma koştular.

"Hayal bu böyle olmayacak hastaneye gidelim." 

Kerem doğru söylüyordu hastane iyi gelebilirdi ama hiç halim yoktu, ayrıca bir başım döndü diye hastaneye gitmek istemiyordum.

"Hayal'im Kerem doğru söylüyor hadi gidelim."

Aşk OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin