on

554 68 4
                                    

İyi okumalarr

Min Taehyung

Çarşamba(ilk seans günü)

Merhaba Seokjin Hyung. Bu defteri sen verdiğin için senin adınla başlamak istedim. Bugün senden ayrıldıktan sonra Jungkook Hyung'umla lunaparka gittik. Çok mutlu oldum ve çok sevindim. Çünkü biz küçükken gidemezdik. Yani annem bizi götürmek isterdi ama babam izin vermezdi. Lunaparka gittiğimizde Jungkook hyung bize kurbağalı taçlar aldı. Sonra pamuk şeker yedik. Sonra oyuncaklara bindik çok eğlenceliydi biliyor musun? Bence lunaparka her çocuk gitmeli. Sonra ise dönme dolaba bindik. Dönme dolapta ben bir şey istedim ve Jungkook Hyung'um bunun sorun olmadığını ve yapabileceğimi söyledi. Ve ben Jungkook Hyung'umu öptüm. Neden yaptığımı bilmiyorum. Ama Hyung aklıma asla babam gelmedi biliyor musun? Onun getirdiği adamlarda gelmedi aklıma. Çok güzeldi. Çok çok güzeldi. Sonra ben çok utandım daha konuşamadım Jungkook Hyung'umla ,şimdide eve geldik. Ödevimi yaptığıma göre uyuyacağım.

İyi geceler Hyung.

Jungkook

Taehyung ile lunaparkta yaşadığımız andan itibaren iki veya üç gün geçmişti. Taehyung ilk zamanlar utansa bile şimdi eskiye dönmüştük. Abisiyle bu konuyu konuşmak istemiştim ama hâlâ konuşamamıştık. Kardeşini bana emanet etmişti, bilmesi gerekliydi. Yoongi Hyung bana o kadar yardımcı olmuştu ki bu zaman içerisinde, ondan bir şey saklayamazdım.

Yoongi Hyung bugün yine Jimin Hyung ile birlikteydi ve eve geç gelecekti. Jimin Hyung kafeyi kapatana kadar yanında kalıyordu. Başına bir şey gelebileceğinden korkuyordu. Kafenin kapanma saatlerine doğru Taehyung ile yemek hazırlayacaktık bizde bugün. Yoongi Hyung ve Jimin Hyung yemeğe geleceklerdi. Taehyung'un aşağı inmesini bekliyordum başlamamız için.

"Hyung ben geldim."

"Hoşgeldin Taehyung."

"Hyung~ diğer şekilde seslenir misin bana? Öyle daha güzel."

"Tamam güzelim sen nasıl istersen."

Yanıma gelip sarıldığında kollarımı beline sardım. Ayakları üzerinde yükselip yanağıma küçük bir öpücük kondurduğunda ona doğru eğilip boynuna sesli bir öpücük bıraktım. Belinden hafifçe tutup tezgaha doğru ilerlettiğimde gülümsemesini durduramıyordu. Taehyung'un mutlu hallerini izlemek benide mutlu ettiği için bende hafifçe gülümsediğimde parmağını yanağıma bastırmıştı. Ne zaman gülsem istisnasız gamzelerime parmağını koymayı alışkanlık haline getirmişti.

"Hadi Taehyung başlayalım."

"Ya, HYUNG."

"Tamam güzelim hadi başlayalım."

"Yemek yaptıktan sonra tatlıda yapar mıyız?"

"Eğer sağlam çıkabilirsek tatlıda yaparız güzelim."

"Neden ki Hyung?"

"Boşver güzelim."

Üzgünüm Taehyung sana yemek yaparken evi yaktığımı anlatıp kendimi rezil edemem.

.
.
.
.

Saatlerce yemek tarifinden bakarak yaptığımız yemeklerden sonra ikimizde sandalyelere oturmuştuk. Yaptığımız yemeklerin en son tadına baktığımızda güzel olduğunu fark etmiştik. Taehyung sonunda başarabildiğimizin sevinci ile boynuma sarıldığında onu belinden tutarak kaldırmış tezgahın temiz kısmına bırakmıştım. Açtığı bacakları arasında dururken hâlâ boynuma sıkı bir şekilde sarılıyordu. Onu tezgaha koyarken kısık bir çığlık atmıştı. Kafamı geri çekip yüzüne baktığımda gözlerini anlamsızca yüzümde gezdirmişti. Sonrasında kollarını yavaşça benden uzaklaştırılmış kendini korumaya almıştı.

"Neden buradayım efendim? Abim nerede?"

"Abin Jimin ile Taehyung bizde onlar için yemek hazırladık. Hatırlamıyor musun?"

"Hatırlamıyorum.Bırakır mısınız ben Jimin diye birinide tanımıyorum."

"Taehyung'um güzelim tanıyorsunya hatta kurabiyelerini çok seviyorsun. "

"Hatırlamıyorum işte hatırlamıyorum."

Diyerek kafasına vurmaya başladığında ellerini sıkıca tutarak kucağına koymuştum. Bacaklarından tutup belinden destekliyerek kucağıma aldığımda salona geçmiştim. Sarsılırcasına ağlıyor, ağlamalarının arasında 'hatırlamıyorum' diyerek sayıklıyordu.

"Hatırlayacaksın güzelim kendine zarar verme sakın."

"Ama-hıck- ben hatırlamıyorum. Ne beni-hıck- seven insanları ne de çevremde ki-hıck- insanları."

Onu kollarım arasına aldığımda sıkıca sarılmıştım. Neleri neleri içinde tutuyordu belki de. Kalbim sıkıştı ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerine bakarken. Ellerimi gözlerine çıkaracağım sırada kollarını kendine siper etmiş geri kaçmıştı.

"Taehyung, güzelim ne oldu?"

"Sen, seni hatırlamıyorum nolur bana zarar verme."

"Ben sana zarar vermem ki Taehyung'um."

"Ben sana zarar vermem Taehyung, sadece birazcık canın yanacak."

"Lütfen lütfen dokunma bana. Ceza almadım ben. Lütfen lütfen lütfen."

"Taehyung" dedim içim gidercesine. Bacaklarını kendine sarmış kollarını bacaklarına dolamıştı. Kendini küçülterek koltuğun en uç köşesine gitmişti. Orada kendini güvende hissediyordu belki de. Kendini daha iyi hissetmesi için kalkıp başka odaya geçeceğim sırada konuştum.

"Abin birazdan gelecek bu evden dışarı çıkma tamam mı? Daha buraları bilmiyorsun."

Kısık bir sesle beni onayladığında odama geçmiş üzerimi değiştirmeye başlamıştım. Aşağıdan kapının açılıp kapanma sesi geldiğinde kendimi yatağın üzerine bırakmıştım. Gözlerim yavaşca kapanmaya başladığında en son duyduğum şeyler aşağıdan gelen Taehyung'un ağlama sesleriydi.

Ne kadar Taehyung'un ağlama sesleri ile gözlerimi kapatmak kötü hissettirsede en iyisi bu olacaktı belki de.

_

Son.

hi, ı'm taehyung | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin