on dokuz

464 54 3
                                    

Taehyung

Jungkook Hyung'un saati geldiğinde uyumasına izin vermiştim. Yanımda uyumuştu uyanmaması için biraz yanında kalmıştım. Uyandıktan sonra yemesi için yemek hazırlamam gerekiyordu. Aşağı indiğimde koltukta oturan Yoongi Hyung ile göz göze geldim. Jimin Hyung yanında değildi.
Bir şey mi olmuştu acaba?

"Taehyung?" Demişti sorar şekilde. Adımlarımı ona yaklaştırdığımda koltukta kenara kaymıştı yanına gelmemi ister gibi. Yönümü değiştirip ona doğru adımlamaya başladım. Gidip yanına oturmuştum direkt. Koltuğun en kenarına oturduğumda dizime uzanmış, bacaklarını toplayarak cenin pozisyonu almıştı.

"Bir şey mi oldu Hyung?" Diye sordum sakince. Bir yandan ellerimi saçlarına atmıştım. Saçlarının tek tek tutamları ile oynuyor arada okşuyordum. Oynamayı bırakıp bir yandan saçlarını okşamaya başladığımda bacağıma düşen damla ile ağladığını anladım.

"Büyüdüğünü kabullenemiyorum Taehyung. Baksana bir adamı seviyorsun ve çok mutlusun. Artık eskisi gibi takılmıyoruz. Gelişiyorsun yıllardır yapamadığın şeyleri yapmaya başladın. Seninle gurur duyuyorum."

"Teşekkür ederim Hyung ama beni bu hale getiren en büyük etken sensin biliyorsun. Ama bu neden üzgün olduğunu açıklamıyor."

"Bende bir adamı seviyorum çok mutluyum ama onu mutlu edemiyorum. Onun için her şeyi yapmaya çalışıyorum ama başaramıyorum."

"Neden öyle diyorsun Hyung Jiminie yanında çok mutlu."

"Mutlu gibi görünüyor ama gece yatakta ağladığını görüyorum, duyuyorum. Hissetmediğimi fark etmediğimi düşünüyor ama olmuyor. O mutsuzken bende ister istemez mutsuz oluyorum. Dayanamıyorum onu öyle görmeye."

"Ne oldu ki? Hiç bu konuyu açtın mı ona?"

"Anlatmıyor zamanı değil diyor. Zamanının gelmesini bekliyorum ama onun daha fazla üzülmesini istemiyorum. Sorunlarını bana anlatsın birlikte çözelim istiyorum."

"Ona istediği kadar zaman ver Hyung belki anlatamadığı belki de anlatamayacağı şeyler vardır. Bilmiyorum belki de kendini toparlaması gerekiyordur."

"Deneyeceğim bitanem. Teşekkür ederim."

"Senin için Jimin Hyung ile konuşacağım."

"Tekrar teşekkür ederim Taehyung'um. Sende kendine dikkat et. Mutlusunuz ama önünüzde engeller var o engeller her zaman karşınıza çıkacak dikkatli ol güzel kardeşim. Senin üzülmeni istemiyorum ben."

"Jungkook Hyung'un yanında olduğum sürece üzülmem Hyung."

Kafasını hafifçe sallayarak onaylamıştı Yoongi Hyung. Aşağı koyduğu yastığı alıp sarıldığında uyuyacağını anlamıştım. Saçlarından elimi çekip ayağa kalkarak kafasının boşluğa düşmesini sağlamıştım. Kafası boşluğa düştüğünde kaşlarını çatıp bana bakmıştı. Tek elimi belime koyarak konuşmuştum bende.

"Hyung hadi gidip Jimin Hyung'un yanında uyu. Hem daha iyi hissedersin hemde sarılarak uyursunuz. Bakarsın aranızda ki sorunlarda çözülür Hyung."

"Gideyim ben o zaman." Diyip ayağa kalktığında bende yerimden kalkmıştım. Mutfağa doğru ilerleyip derin bir nefes almıştım. Masanın yanına ulaştığımda başıma giren ağrı ile masanın kenarına çökmek zorunda kalmıştım.

*

"Hadi ama Taehyung canın acımayacak."

"Ben bunu oynamak istemiyorum."

"Sadece bir oyun."

"Ama canım yanıyor Hyung sonra oynayalım. Hem ben abimi de çağırdım o da gelicek daha."

hi, ı'm taehyung | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin