yirmi

448 45 2
                                    

Taehyung

Odanın içerisine adımladığımda yemeği yatağın hemen yanında bulunan masanın üzerine yerleştirmiştim. Jungkook Hyung'u uyandırmam gerekiyordu. Yanına yaklaştım sakin adımlarla. Bir anda kolları arasına girmiştim. Yaralarına dikkat etmek için özel bir çaba göstermiştim.

Tek kolu boşta kalan yastığın üzerindeydi. Kolunun üzerine başımı koyup kafamı göğsüne yasladığımda derin bir nefes almıştı. Yeni yeni uyanmaya başlayan bedeni izledim bir süre. Alttan ona bakıyor gözlerini açmasını bekliyordum. Gözlerini açtığında benimle göz göze geldi. Kocaman gülümseyip olduğum yerde doğruluğum da ona yaklaştım.

Yatakta dizlerim üzerinde durmaya devam ederken güzel bir günaydın öpücüğü için yüzüne yaklaştım. Dudaklarımı benimkinden küçük ama sevimli dudaklarına yaklaştırdığım da gülümsedi. Gülüşünü öptükten sonra geri çekilip gözlerine baktım. Kafasını bana yaklaştırmasıyla dudaklarına bir öpücük daha bıraktım. Bu sefer uzun bir öpücük bırakmıştım.

Birileri ile temasa geçmek beni korkuturken Jungkook Hyung'uma isteyerek bu şekilde yaklaşmam büyük bir gelişmenin göstergesiydi. Onun sayesinde yaşadığım bir gelişmenin göstergesiydi. Gözlerim gözleri ile tekrar buluştuğunda bu sefer dudağının altında ki bene bir öpücük kondurdum. Geri çekilip yüzüne baktım ezberlemek istercesine.

"Hadi Hyung yemek yemen gerekiyor." Dedim sevimli bir ses ile. Sırtına yaslı olan yastığı düzeltiyordum aynı zamanda. Yastığı biraz daha dikleştirip oturabileceği bir pozisyona getirdim. Bir kaç saat sonra Minho Hyung tekrar gelecekti pansuman için. Kolunda ki yaralara ve ayağında ki kesiklere günlük pansuman yapılması gerekiyordu.

"Yiyelim bakalım yemeğimizi."

"Ben yedim Hyung sen yiyeceksin."

"Öyle olsun bakalım." Dediğinde tepsiyi kendi kucağıma yerleştirip yemeğini yedirmeye başlamıştım. Aşağıdan bir kaç ses geliyordu. Büyük ihtimalle Jimin ve Yoongi Hyung uyanmışlardı. Kapının açılıp kapanma sesi geldiğinde Minho Hyung'un geldiğini anlamıştım. Yemeğin son kaşığını yedirdikten sonra tepsiye geri bıraktım kaşığı. Tepsiyide alıp ayağa kalktığımda yerinde kıpırdanmıştı.

"Dur Hyung yardım edeyim. " Diyip kalkmasına yardım ettim. Sırtını yatağın başlığına yaslamıştı. Üzerinde olan yorganı hafifçe açtıktan sonra üzerinde ki kıyafetleri düzeltmiştim. Bu sırada içeri Minho Hyung girmişti.

"Şey...Hyung pansuman yapılırken çok acıyor mu?"

"Yani birazcık acıtıyor."

"O zaman ben çıkayım odadan tamam mı? Minho Hyung sen işin bitince beni çağırırsın."

Onun canı yanarken izlemeye daha kendimi hazırlamamıştım. Daha geçen gün yaşanan olayda ki görüntüsü aklımdan çıkmazken onu acı çekerken seyredemezdim. Kalbim burkulurdu orada. Jungkook Hyung'un yanına son bir kez yaklaşıp yanağında ki yaranın üzerine küçük bir öpücük kondurdum. Ardından odadan çıktım.

Odadan çıkıp kapının önünde beklemeye başlamıştım. Ses gelmez sanıyordum daha doğrusu bunu hiç düşünmemiştim. Minho Hyung ve Jungkook Hyung'un arasında bir kaç konuşma geçmiş sonrasında Jungkook Hyung'un küçük inlemelerini duymuştum. Canı çok yanıyor gibiydi.

Sesler bir saniye olsun kulağımdan ayrılmazken merdivenlerden aşağı inmeye başlamıştım. Sesler hala kulaklarımı tırmalıyordu. Merdivenin ortasına çöküp kulaklarımı tuttum iki yandan. Kulaklarıma yapabildiğim kadar baskı uyguluyordum ellerimle.

Jungkook Hyung'un hafif acı dolu inlemeleri küçük Taehyung'un çığlık seslerini andırıyordu. Geçmiş bedenimden ve beynimden silinmiyordu. Başaramamıştım yine verdiğim sözü tutamamıştım işte. Gözlerim kararırken Minho Hyung'un sulieti gözümün önüne gelmişti. En son hatırladığım şey havalanma hissiydi.

Yazar açısından

"Minho, Minho ne oldu?"

"Bilmiyorum merdivenlerde gördüm. Ellerini kulaklarına kapatmış duruyordu. "

"Eski şeyleri hatırlamış olmalı travmasını tetiklemiştir. Sen gittiğinde bilinci açık mıydı?"

"Yanına gittiğimde düşecek gibiydi. Gözleri hafif aralıktı sonradan hepten kapattı."

Kucağında ki küçük bedeni koltuğun üzerine yerleştirdi büyük olan. Neredeyse sevgilisi ile aynı boyutlarda olan bedeni taşımak onun için zor değildi. Ya yetişemeseydi diye düşünüyordu. O çocuğu belki birkaç dakika sonra görse merdivenlerin en ucunda olabilirdi. Neyse ki zamanında gelmişti oraya.

"Bilinci açıldıktan sonrası Taehyung'a kalmış bir şey. Hatırlayıp hatırlayamayacağını bilmiyorum. Bir önceki krizinde hatırlıyordu."

"Tamamen neden kriz geçirdiğine bağlı Hyung. Sizinle bir alakası yok. Hatırlasa da hatırlamasa da. Tamamen kriz geçirme anına ve konuya bağlı. Onu çok etkilemeyen bir şey ise etkisinden çabuk çıkacaktır. Ama uzun süe etkisinde kaldığı bir şey ise biliyorsun ki biraz zaman alıyor ve ona güvende olduğunu hissettirmek gerekiyor. "

"Biliyorum ama şuan Taehyung'un kendini kaybetmesi Jungkook'u da etkileyecek."

"Jungkook onu olduğu gibi kabullendi Hyung. Ona kendini hatırlatmak için elinden geleni yapacaktır. Size bir araba göndereceğim eczaneden. Jungkook bir yere gitmek veya odadan çıkmak isterse onunla işini görürsünüz. "

"Tamam kendine dikkat et."

Diyerek kapı girişine adımlamışlardı ikili. Kapının önüne geldiklerinde sarılıp ayrılmışlardı. Yoongi kardeşinin yanına gitmeye başladığında merdivenlerden inen sevgilisini gördü. Merdivenleri inen sevgilisinin yanına gitmişti hemen. Belinden hafifçe tutmuş dudaklarını şakaklarına bastırmıştı. İçeriden gelen seslerle ikiside oraya gitmeye başlamışlardı.

Taehyung koltukta doğrulmaya çalışıyor bir yandan başını tutuyordu. Gözleri ikilinin gözleri ile buluştuğunda ne olduğunu anlayamamıştı küçük olan. En son Jungkook Hyung'unun odasından çıkmıştı ne olduğunu hatırlamıyordu.

Anlamsız gözleri abisi ile buluştuğunda Yoongi sesli bir şekilde yutkunmuştu. Kardeşinin bu bakışlarını hatırlıyordu. Ne zaman böyle baksa unutmuş oluyordu. Gözleri doldu ama belli etmedi. Ardından kardeşinin kelimeleri bir damla yaşın akmasını sağladı.

"Abi neden buradayım?"

Emindi.

Kardeşi bir gün tamamen hatırlayacaktı.

Birlikte başaracaklardı, hep beraber bunun üzerinden geleceklerdi.

_

Son.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
hi, ı'm taehyung | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin