İyi okumalarrr
Jungkook
"Jungkook hyung daha hızlı lütfen."
"Daha fazlası olamaz Taehyung."
Salladığım salıncağı bir kere daha ittirerek Taehyung'un karşısına geçtim. Salıncağın hemen karşısında ki banka oturup onu izlemeye başladım. İlk tanıştığımız parka gelmiştik. Gureum aşıları için Hoseok Hyung'daydı. Bam ise evine geri dönmüştü. Bam'dan ayrılmak benim için çok zor olsa bile tedavi sonrası tekrar yanıma alacaktım.
Taehyung ayaklarını yere sürterek salıncağı durdurduğunda salıncaktan inerek yanıma gelmişti. Bacaklarını bankın üzerinde toplayarak yanına oturmuş kafasını bana doğru çevirip dizlerine yaslamıştı. Titreyen elimi tuttuğum elimi çekip bir elimi Taehyung'un yanağına koyup hafifçe yanağını okşamıştım. Gülümseyip yanağını tekrar elime yaslamıştı.
"Hyung, saçlarımı boyayacağım beni markete götürür müsün? Boya almam lazım."
"Tabiki güzelim. Hangi renk yapacaksın?"
"Sürpriz." Diyip kıkırdayarak kafasını dizlerine koymuştu tekrar. Yüzünü kapattığı için elimi saçlarının üzerine getirip saçlarını sevdim. Bu görüntüyü her zaman hatırlamak için diğer elimle fotoğrafımızı çektim. Taehyung'un saçlarını sevmeye devam ederken Taehyung'un karnından yükselen ses ile birbirimize bakmıştık. Banktan hemen kalkarak karnını tutmuş 'o ses benden gelmedi.' diyerek uzaklaşmaya başlamıştı.
"Sakin ol güzelim bir şey yok banada oluyor bu. Uzun süre yemek yemediğin içindir. Hadi gel yemek yiyelim hemde senin saç boyanı alalım."
"Oh,tamam Hyung. Hadi gidelim çabuk ol çabuk."
Elimi tutup çektiğinde hafif bir tıslama sesi çıkmıştı ağzımdan. Yaptığı şeyi farkettiğinde hemen yanıma gelerek elimi dudaklarına yaklaştırmış küçük bir öpücük bırakmıştı. Gözleri dolu dolu yüzüme bakarken bir yandan küçük elleri ile elimin üzerini okşuyordu. Tek elimi yüzüne çıkarıp yanağına düşen birkaç gözyaşını sildim.
"Ağlayacak bir şey yok Taehyung çok acımadı."
"A-ama Hyung ben senin canını yaktım."
"Şhh, sakin ol. Canım acımadı tamam mı bebeğim?"
Kafasını sallayarak kendini saklamak istercesine göğsüme saklandı. Kafasını göğsüme birkaç kez sürterek burnunu çekmişti. Saçlarını okşarken yüzüne doğru eğilmiş boynuna oradan yanağına küçük bir öpücük bırakmıştım. Kafamı kaldırdığımda karşılaştığım gözler ile Taehyung'u kendimden biraz uzaklaştırıp ters yöne yürümeye başlamıştım. Taehyung direkt elimi tutup heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Ara sıra elimi bırakıyor ellerini sallayarak anlatıyordu.
Markete doğru yaklaştığımızda cam mekandan yansımasını gördüğüm adam ile telefonumu elime almıştım. Bir kaç cümleden sonra gönderdiğim mesaj ile arka taraftan yükselen bildirim sesi bir olmuştu. Ardından ise adım sesleri kesilmişti. Arkamı dönüp baktığımda bizden uzaklaşmış farklı yöne gitmeye başlamıştı.
Taehyung ile marketin önüne geldiğimizde Taehyung hızla içeri girmişti. Peşinden giderken yüzümden silinen gülümsemem tekrar büyümüştü. Marketin dışarısında kalan kaldırımda uçan balon satan biri gördüğümde hızla oraya gidip Taehyung'a bir tane almıştım. Gittiğimiz marketin büyüklüğü sağolsun Taehyung'u bulamıyordum. Birkaç dakikalık arama sonrası saç boyalarının önünde eğilmiş şekilde onu bulunca aldığım balonu arkama saklanmıştım.
"Taehyungie bir bakar mısın?"
"Oh bir dakika geldim Hyung."
Önümde durup gözlerime bakmaya başlayınca gülümsemem yüzüme sığmayacak dereceye gelmişti. Tek elimle kokunu tutup ikimizin arasına tuttum. Ardından tek elini tutup titreyen elimle balonu eline bağlamıştım. Gülümseyerek ona baktığımda gözlerini büyütmüş anlamsızca bana bakıyordu.
Bu bakışı biliyordum.
Şuan olmazdı, olmamalıydı.
Lütfen.
Şuan unutmamalıydı.
"Hyung bu ne içindi şimdi?"
"Beğenmedin mi Taehyung'um?"
"Hayır,hayır beğendim sadece çocuk gibi oldum."
"Sen zaten çocuk gibisin bebeğim."
"Ya Hyung, gidiyorum ben."
"Git bakalım gidebildiğin kadar."
"Bulamayacaksın ki beni."
Omuz silkip koşarak geldiği yere gittiğinde uçan balon nerde olduğunu belli eder şekilde havada duruyordu. Bir gözümle Taehyung'u takip ederken bir yandan eve alacağım şeyleri alıyordum. Market arabasının içi dolmaya başlayınca Taehyung'u aramaya başladım. Uçan balonunu çikolata reyonunun orada görünce oraya gittiğimde birisi ile konuştuğunu görmüştüm.
"Taehyung?"
"Ah Jeon Jungkook hyung bak yeni arkadaş edindim."
"Selam"
"Merhaba"
"Onun adı San Hyung. San Hyung balonumu çok beğendiğini ve sevgilisine almak istediğini söyledi. Bende senin aldığını söyledim. Ona yardım eder misin Hyung?"
"Tabiki güzelim. Sen alacaklarını aldın mı bakalım?"
"Aldım Hyung biz gidebiliriz. Tanıştığıma memnun oldum San Hyung."
"Markete girerken dışarıda balon satan birisi vardı ondan aldık. Şuan orada mı emin değilim. Tanıştığıma memnun oldum. Görüşürüz."
"Bende tanıştığıma memnun oldum ve teşekkürler."
"Hadi Hyung hadi daha aldıklarımızı götüreceğiz."
"Geldim bebeğim geldim."
Taehyung market arabasını kasaya kadar sürmek istediğini söyleyip elimden almıştı. Arkasından giderken bir anda durmasıyla Taehyung'a çarpmam bir olmuş belinden tutmuştum. Taehyung kendini market arabasına yaslarken ben Taehyung'a yaslanmış durumdaydım.
"Şunlara bakın, ülkemizi kirletiyorlar resmen. İbneler."
Taehyung'un kafasını aniden bana çevirmesi ile göz göze gelmiştik. Gözleri dolu bir şekilde bana bakarken tek elimi yanağına koymak üzere kaldırmıştım. Ama Taehyung en sevdiği hareket bu olmasına rağmen kollarım arasından çıkıp ilerlemeye başladı.
Orada yalnız başıma kaldığımda kalbime saplanan iğneler Taehyung'un benden uzaklaşması kadar acıtmadı.
_
Son.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hi, ı'm taehyung | taekook
Fanfiction"Bir hasta bir diğer hastayı tedavi edemez Jungkook. Ona sadece iyi gelebilir. Bu da demek oluyor ki sen Taehyung'u iyileştiremezsin. Sadece ona iyi gelirsin ve hayatından çıkarsın." "Ona iyi geleceğim ama onun hayatından çıkmayacağım Hyung. Ben söz...