6| Ev

28.4K 300 45
                                    

Hafif sarsıntılarla gözlerimi araladım. Sanırım arabadaydım ve direksiyondaki kişi Uğur'du. Uyandığımı belli etmedim. Bir süre yüzünü izledim. Keskin çene hatları, kaslı bir vücudu vardı. Saçları siyaha çalıyordu. Yüzü, özenle çizilmiş tablo gibiydi. Gözleri açık kahverengiydi. Hayatımda gördüğüm en güzel kahverengi gözlere sahipti Uğur.

Daha sonra gözlerimi kapattım. O anda, bardaki an geldi aklıma. Öpüşmüştük resmen. İçimden kendime defalarca kez kızdım. Evliyim ben. Eşimin kuzeniyle öpüşmek de nesi? Üstüne üstlük, o an kalbimin deli gibi attığını hatırlıyorum. Çok heyecanlıydım. Ama bu yanlıştı. O bizim akrabamıdı.

Araba durduğunda, sessizlik oluştu. Ben de gözlerimi açmadım. Utanıyordum. Yüzümde, tüy gibi gezinen eli hissettim. Yanağımda durdu el ve yanağımı okşadı. Daha sonra, kapı açılıp kapandı. Ben de gözlerimi açtım. Yol kenarındaydık. Uğur, ilerideki seyyar çaycıya gitmiş, adamla konuşuyordu. Artık iyiydim, uykum da yoktu. Sadece başım biraz ağrıyordu.

Birkaç dakika sonra, Uğur arabaya geldi. Beni uyanık görünce gülümsedi ve kapıyı açıp arabaya bindi.

"Günaydın yenge. Uyanmışsın. Ben de sana kahve aldım." dedi ve elindeki karton bardağı uzattı. Hafif bir şekilde gülümseyip, bardağı aldım ve teşekkür ettim. Bir şey demeden bir bardak daha aldı çaycıdan ve yanıma gelip arabaya bindi. Çayını yandaki yere koyup, arabayı çalıştırdı.

Sessizdik, konuşmuyorduk. O da açmamıştı öpücük konusunu. Aslında özür dilemek istiyordum ama yanlış anlamasından korkuyordum. O belli ki bunu konuşmak istemiyordu. Unutmuş gibi yapıyordu. Ben de öyle yapabilirdim. Belki de benim hatırlamadığımı düşünüyordu.

"Partiden nasıl çıktın?" diye sordum Uğur'a. Bana baktı ve gülümsedi.

"Seni evine götüreceğimi söyledim. Selda yanımıza geldiğinde sen uyuyordun. Ben de bir süre dolaştıktan sonra, partiye döndüm. Bir on dakika takıldım orada. Sonra da tekrar geldim." dedi. Beni eve götürmemişti. Doğru ya! Evimi bilmiyordu ki bu çocuk.

"O kadar çok mu zaman geçti? Saat kaç?" diye sorduğumda, gözümde arabanın saatine ilişti. Üçe geliyordu.

"Üçe yirmi var. Evini bilmediğim için araba uyumak zorunda kaldın bir süre. Ama sonunda kendine gelebildiğine sevindim." dedi ve arabayı bir yere çekip durdurdu. Çayını alıp içmeye başladı.

Sessizlik içinde ben kahvemi, o da çayını içti. Kahveyi içtikçe, iyice kendime geldiğimi hissediyordum. Kahvem bitince, arabadan inip, karton bardağı ilerideki çöp kutusuna attım. Benden birkaç saniye sonra da Uğur bardağını çöpe attı.

Hava soğuktu, esiyordu. Askılı elbise giymiştim ve üşüyordum. İstemsizce, ellerimi kollarıma sürttüm. Denize yakındık. Deniz havası almak istiyordum ama üşüyordum da. Birkaç dakika sonra, omuzlarıma bırakılan ceketle  irkildim.

"Deniz havası iyi gelir yenge. Biraz hava al. Hava esiyor üşüme. Bunu giy." dedi Uğur arkamdan. Sesi hemen dibimden gelince, sola doğru baktım. Başımı salladım ve giydim ceketi.

"Teşekkür ederim. Soğuk cidden." dedim ve deniz kenarına yürümeye başladık. Üstümdeki ceket cidden sıcak tutuyordu. Uğur'un kokusu burnuma geliyordu ceketinden. Aklım çok karışıktı. Ne yapacaktım bilmiyordum?

"Açıldın mı biraz?" diye sordu Uğur. Başımla onayladım.

"Çoktan açılmıştım. Deniz havası daha iyi geldi. Tamamen açıldım şu an." dedim gülümseyerek. "Beni eve götürür müsün?" diye sordum. Başıyla onayladı.

"Tabii yenge. Bu gece seninle ilgileneceğim." dedi ve kolunu omuzuma attı. Birlikte arabaya döndük. Araba, dışarısı kadar soğuk değildi ama ceketi üstümden çıkarmadım. Evi Uğur'a tarif ettim ve geldik.

Güvenlikli bir sitede oturuyordum. Eşim, kredi çekerek bu evi almıştı ve krediyi bir an önce ödeyip, rahat etmek için yurtdışında çalışmayı tercih etmişti.

Uğur, arabayı sitenin otoparkına park etti ve indik arabadan. Yüksek binalardan birini gösterdim.

"Şu binada oturuyoruz." dedim ve oraya doğru yürüdük. Binaya girince, asansöre yöneldik. Uğur asansörü çağırdı. Gece vakti olduğu için kimseler yoktu. Hemen geldi asansör. Asansöre girdik ve ben onuncu kat düğmesine bastım. Bir süre sonra onuncu kata çıktık. Sağdaki daireye yöneldim ve çantamdan anahtarı çıkarıp, kapıyı açıp içeri girdim. Uğur kapıdaydı.

"Gelsene içeri." dedim. Elini ensesine attı ve içeriye baktı kısaca.

"Yok yenge hiç rahatsız etmeyeyim şimdi." deyince gülümsedim.

"Ne rahatsızlığı. Gel biraz dinlen. Hem acıkmadın mı? Bir şeyler yiyelim gel." deyince, içeri girdi. "Sen şöyle otur rahatına bak. Ben üstüme rahat bir şeyler giyeyim." dedim ve yatak odama geçtim.

Üstümden ceketi çıkardım ve hızlıca yatak odasındaki banyoya yöneldim. Kısa bir duş almam lazımdı. Sonrasında Uğur'la ilgilenirdim.

YASAK TUTKU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin