20| Özür

18.9K 152 24
                                    

İki çizgi insanın hayatının geri kalanına yön verebilir mi? Verebilir. Benim durumum şu an tam olarak buydu. Elimdeki hamilelik testindeki iki çizgi, hayatımın geri kalanını belirleyecekti. Ama önce aklımdaki tek soruya cevap bulmam gerekiyordu.

Bu bebek kimdendi?

Eşim, arkadaşlarıyla geziye gittikten sonra, ben de sıklaşan bulantılar ve baş dönmeleri yüzünden şüphelenip, gebelik testi aldım iki tane. İkisi de aynı sonucu verdi. Çift çizgi. Yani pozitif.

Ama emin de değildim. Evde yapılan testlerde, bazen yanılma payı olduğunu duymuştum. Bu yüzden kan testine ihtiyacım vardı.

Panik yapmamam gerekiyordu. Belki de eşimdendi bu bebek. Eşimin gitmesiyle, Uğur'un hayatıma girmesi çok yakın tarihlerdi. Uğur'la ilişkiye girdiğimiz zamanlarda hiç korunmamıştım. Ertesi gün hapı almayı düşünmüştüm ama sadece düşüncede kalmıştı. Bir şeyler araya girmiş olmalıydı ki, unutmuştum. Unutulacak bir şeydi ya..!

Evde üstüme rahat bir şeyler giyip, kapıdan çıktığım anda, Uğur'la karşılaştım. Resmen, oturduğum yere, evime kadar gelmişti. Onu bir daha gördüğümde görmezden gelmekti niyetim ama şu an o kadar şaşırmıştım ki, görmezden gelemedim.

"Senin ne işin var burada?" diye sordum. Burada başka tanıdığı olduğunu sanmıyordum.

"Seni görmeye, seninle konuşmaya geldim." dedi ve bana doğru bir adım attı. Kendimi geri çektim ve yanından onu iterek asansöre yöneldim. Asansörü çağırdım ve cevap verdim.

"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok. Boşuna gelmişsin." dedim ve asansörü beklemeye başladım.

"Var Tutku. Konuşmalıyız. Her şeyi kestirip atamazsın. Yaşadığımız onca şeyi bir kalemde silip atacak mısın?" dediğinde, kendimi tutamadan güldüm.

"Tabii. Çok değer veriyorsun yaşadığımız onca şeye." dedim ve yüzüklü eline bakış attıktan sonra devam ettim. "Pek belli olmuyor da." dediğimde, asansör geldi ve asansöre bindim. Uğur'da peşimden bindi ve otopark katının düğmesine bastı.

"Ne yapıyorsun zeminde ineceğim ben." dedim ve zemin kat düğmesine basmak için elimi uzattığım sırada, elimi tuttu.

"Dur Tutku. Konuşacağız. Ben götürürüm gideceğin yere." dedi. Elimi çektim ve yüzüne baktım.

"Ne münasebet? Ben kendim giderim. Sana ihtiyacım yok." dedim sinirle. Başıyla onayladı beni.

"Elbette yok. Sakin ol. Konuşacağız sadece." dedi. Onun bu şekilde sakin kalması, ister istemez beni de sakinleştiriyordu. Daha fazla bir şey demedim ve asansörün otopark katına inmesini bekledim.

...

Araba durduğunda, etrafa bakındım. Issız bir yerdi burası. Biri bizi öldürüp atsa, kimsecikler bulamazdı. Öte yandan da güzel ve temiz hava alınabilecek bir yer gibiydi.

Bir süre sessizce oturduk. Yol boyu da konuşmamıştık. Yani daha doğrusu, Uğur konuşmak için birkaç kez girişim yapmıştı ama ben hiç birine cevap vermemiştim.

"Niye getirdin beni buraya?" diye sordum. Oturduğu yerde bana doğru döndü.

"Kimse rahatsız etmeden konuşalım diye getirdim. Seni tek yakalayana kadar canım çıktı." dedi ve elini saçlarından geçirdi. Kaşlarımı çatarak baktım.

"Nasıl yani? Beni tek yakalamak mı?" diye sordum. Başıyla onayladı.

"Evet. Barış, halamla konuştuğunda halam bizdeydi. Geziye gideceğini söyleyince hemen evden çıktım ve sizin sitenin orada, onun gitmesini bekledim. Seni tek yakalamam gerekiyordu. Konuşmamız gerekiyordu." dediğinde şaşırdım aslında. Neden bu kadar uğraşıyordu ki benimle konuşmak için?

"Neden?" diye sordum. "Neden bu kadar uğraşıyorsun? Sen seçimini yaptın. Onu seçtin ve ben de çekildim aradan işte! Daha ne uğraşıyorsun ki?" dedim. Başını salladı olumsuz bir şekilde.

"Hayır Tutku. Bitemez. Bu şekilde bitmesine izin veremem." dediğinde, histerik bir gülüş kaçtı dudaklarımın arasından. Neşeden uzak bir gülüş.

"Biter. Ben bitiririm. Uğur sen anlamıyorsun galiba benim neler hissettiğimi? Seni o kızla görünce ne kadar üzüldüğümü görmüyor musun? İstemiyorum anladın mı?" dedim. Arabadan inip gitmeyi düşünüyordum ama yağmur başlamıştı ve biz ıssız bir yerdeydik.

"Tutku sen de evlisin." dediğinde, yüzüne baktım şokla. Bunu yeni öğreniyor gibi davranamazdı. Bu ilişkiye başlarken evli olduğumu biliyordu. Her şeyi göze almıştık. Şimdi bu şekilde konuşamazdı.

"Ne dedin sen?! Evli miyim? Bunu bilmiyor muydun? Şimdi bu yeni olmuş gibi davranamazsın anladın mı?" dedim öfkeyle ve indim arabadan. Islanmayı umursamadan yürümeye başladım. Bir anda kolumdan tutulup çekilmemle, Uğur'la dipdibe durduk.

"Bırak kolumu!" dedim, kolumu çekerek. Başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır. Bırakmam Tutku. Özür dilerim. Öyle demek istemedim." dediğinde, var gücümle ittim bedenini.

"Bal gibi de öyle demek istedin!" dedim. Itmemle, bir adım da olsa geri gitmişti. "Ben senin ne demek istediğini çok iyi anladım Uğur." dedim öfkeyle. Yağmur iyiden iyiye hızlanmıştı ve biz iyice ıslanıyorduk. Ama umursamıyorduk.

"Gerçekten öyle demek istemedim. Ağzımdan bir anda çıktı işte. Tutku beni biliyorsun. Seni kırmak ister miyim hiç?" dediginde, başımı olumsuz bir şekilde salladım.

"Bilmiyorum. Artık bir şey bilmiyorum. Ben beni kırmazsın, üzmezsin sanıyordum. Ta ki, o güne kadar." dedim titrek sesimle. Midem bulanıyordu. Başımı gökyüzüne doğru kaldırıp, sessizce derin bir nefes aldım. "Gitmek istiyorum." dedim ve arabaya doğru yöneldim.

Uğur, arabaya binmeme engel oldu ve kollarımdan tutup bana baktı. Ben de başımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Gözlerime bak ve bana doğru cevap ver Tutku." dediğinde, ne diyeceğini anlamıştım. O yüzden gözlerimi gözlerinden ayırmadan baktım.

"Beni seviyor musun? Beni hâlâ seviyor musun?" diye sordu. Bir süre bakıştık sessizce. Daha sonra cevap verdim.

"Sana olan sevgim, iki günde bitecek kadar az değildi Uğur. Ben seni gerçekten sevdim. Sen en zor ve en yalnız anımda çıktın karşıma. Bana iyi geldin. Mutluydum seninle. Peki sen söyle, sen beni seviyor musun?" diye sordum.

"Tabiki seviyorum. Çok seviyorum seni. Yoksa neden uğraşayım bu kadar?" dediğinde, bir an inanmak istedim. Çünkü ona karşı hâlâ hislerim vardı. Yok sayamazdım. Evet, bana büyük bit kötülük yapmıştı ama lanet olsun ki sevgimi bir anda söküp atamıyordum. Zaten elimde olsa bunu çoktan yapardım.

Ne diyeceğimi bilemeden baktım yüzüne, gözlerine. Belki de gözlerinde görmek istiyordum gerçeği, bilmiyorum. Tam bir şeyler demek için dudaklarımı aralayacakken, dudaklarımın üstüne kapanan tanıdık dudaklar, kelimeleri boğazıma dizdi.

Sadece dudaklarını bastırmış bekliyordu. Hareket yoktu. Gözlerim yavaşça kapanırken, elimi ensesine attım ve öpücüğü ateşledim. Uğur'a karşı koyamıyordum kahretsin ki...

Sizce bebek kimden olabilir?

YASAK TUTKU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin