7| Yakın Temas 🔥

52.7K 340 17
                                    

Duştan çıktıktan sonra, saçlarımı kurutmayla uğraşmadım. Eğer uğraşsam, Uğur'a ayıp olacaktı. Adam salonda bekliyordu. Daha fazla oyalanmak da istemediğim için, kafama havlu sarıp, banyodan çıktım. Odamda rahat bir şeyler giyindikten sonra salona geçtim. Uğur, koltukta uyuyordu. Onu rahatsız etmemek için sessiz adımlarla salondan çıkıp, odama geçtim ve bir battaniye aldım.

Sessiz ve yavaş adımlarla salona geçip, battaniyeyi Uğur'un üstüne örterken, başımdaki havlu açılarak, Uğur'un yüzüne düştü. Ben ne yapacağımı bilemezken, Uğur havluyu yüzünden çekerken, gözlerini araladı. Battaniye elimde, öylece bakakaldım yüzüne.

"Özür dilerim. Uyandırdım seni de." dedim mahcup bir şekilde. Gülümsedi ve doğruldu yattığı yerden.

"Önemli değil yenge. Uyumuyordum zaten. Öyle biraz gözlerimi kapattım sadece." deyince, battaniyeyi ve havluyu, kenardaki berjerin üstüne bıraktım.

"Uyuyorsun sandım. Üstünü örtecektim." dedim ve ayaklandım. "Kahve içer misin?" diye sordum ve mutfağa geçtim. Ev amerikan mutfaklıydı. Salonla mutfak bitişikti.

Ben mutfağa geçince, Uğur'da peşimden gelerek, ortada bulunan tezgahın, yüksek taburelerinden birine oturdu.

"Kahven nasıl olsun?" diye konuştum, cezve ve kahveyi ayarlarken.

"Orta." dediğinde, sesi kulağımın dibinde geldiği için, hemen arkama döndüm. Cidden dibimdeydi. Buraya kadar hangi ara gelmişti farkında bile değildim.

"Ne yapıyorsun burada?" diye sordum, yüzüne bakarken. Gülümsedi ve ellerini göğsünde birleştirerek bana doğru eğildi biraz.

"Hiiç. Konuşalım diye." dedi. Gülümsedim ve cezve su koydum.

"Olur konuşalım tabii. Ne konuşmak istersin?" diye sordum. Kahveyi ve biraz şekeri suyun içine katıp, en küçük ocağı yaktım. Kahveyi karıştırmaya başladım. Sırtını tezgaha dönüp, tezgaha dayandı. Ben de ona bakmamaya gayret ederek, kahveyi karıştırıyordum.

"Meselaa. Şeyi konuşabiliriz; bardaki öpücük." dedi. Bunları söylerken sesi öyle değişik çıktı ki, bedenim ürperdi.

"Şey..." dedim ve boğazımı temizleyip, konuşmaya devam ettim. "Onun için özür dilerim." dedim ve ocağı kapatıp, kahveleri fincanlara doldurmaya başladım.

"Pişman oldun yani." diye mırıldandı. Yutkundum duyduğum şeyle. Duymazdan gelerek, kahve yanında çikolata çıkardım. Daha sonra, bileğimden tutup, kendine çekti.

"Pişman mı oldun Tutku?" diye sorduğunda, boğazımın kurduğunu hissettim. Ne demeliydim bilmiyordum? Hem yakınlığımız hem de sorduğu soru, zihnimi karıştırmış gibiydi. Kafamın içinde mikser çalışıyor gibi, her şey birbirine girmiş, hallaç pamuğuna dönmüş gibiydi.

"Ben..." diye bir şeyler geveledim ağzımın içinde. Ama ne diyecektim bilmiyordum ki? Kelimeler bir yol bulup dudaklarımın arasından çıkamıyordu.

"Sen ne?" dediğinde, gözlerimi kapattım. Çok, çok yakındı... Nefesini yüzümde hissedebileceğim kadar yakın...

"Bilmiyorum. Ne hissettiğimi bilmiyorum?" diyebildim sonunda. Kendini geri çekti ve histerik bir gülüş bıraktı dudaklarının arasından.

"Öyle mi Tutku? Ne hissettiğini bilmiyorsun. Beni istemeden mi öptün? İstemiyorsan neden karşılık verdin?" diye sorduğunda, yüzüne baktım. Tam gözlerine.

"İstemeden oldu demedim." dedim tamamen kendimden bağımsız bir şekilde. Aslında bunu demeyecektim. Bunu duyunca, yüzüme bakakaldı. Başımı öne eğdim bende. Birkaç saniye sonra, kollarımı saran elleri hissettim. Başımı kaldırıp baktığımda, Uğur'un yüzüne hemen dibimdeydi.

"Ben pişman değilim Tutku." dedi ve gözlerini gözlerime kenetledi. Bakışları, beni sürekli içine çeken bir kara delik gibiydi. Sonsuz bir karanlık. Bu kara deliğin beni yutup, yok edeceğini biliyordum ama karşı koyamıyordum. Uğur'da, beni ona çeken görünmez bir mıknatıs vardı sanki. Ona doğru çekiliyorum. O da bana.

"Ben..." dediğim sırada, dudaklarını dudaklarıma bastırdı yavaşça. Damarlarımda kan yerine, saf elektrik akıyor gibiydi. Çok garip hissediyordum. Kalbim, yerinden çıkmak ister gibi zorluyordu göğüs kafesimi.

Uğur, elini belime atarak, kendine çekti bedenimi ve alt dudağımı dudaklarının arasına alarak emmeye başladı. Bu yaptığı hamleyle, bütün gardımı indirerek, öpücüğüne karşılık vermeye başladım.

Yorum yaparsanız sevinirim.

YASAK TUTKU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin