4•

1.3K 56 68
                                    


Gözlerimi açmaya çalışırken zorlanıyordum. Bir beton yığını inmiş gibiydi gözlerime. Hayattaydım, yaşıyordum. Tekrardan hayal kırıklığı karşılıyordu beni.

Görüşüm, gittikçe netleşiyordu. Mavi renk ağırlıklı bir hastane odasındaydım. Neler olduğunu zihnime geri yüklemeye çalışıyordum. Yere düştüğümü ve bilincimin beni terk ettiğini hatırlıyordum.

Odanın kapı tarafına baktığımda Aydoğan'ı ve Enes'i görüyordum. Fısıltıyla bir şeyler konuşuyorlardı.

"Ne oldu bana? Niye buradayım?"

Her ikisi de telaşla bana dönmüştü. Epey korkmuşlardı anlaşılan. Sahi, ben neden buradaydım? Normalde eve bir doktor getirirdi Aydoğan. Anlaşılan Enes, bazı şeylerden şüphe etmesin diye buraya getirilmiştim.

Yatağın yanına gelmişlerdi hızla. Aydoğan, eğilip alnıma bir öpücük kondurdu. İğrenerek başımı başka bir yöne çevirdim. Şu an canım çok yanıyordu ve rol yapacak mecali kendimde bulamıyordum.

"İyisin değil mi Lerzan?"

Enes'in sorusunu cevaplamak adına kafamı kaldırıp, gülümseyerek onayladım.

"Ne oldu bana? Bu halim ne?"

Aydoğan, çekinir gibiydi. Bir şeyler dönüyordu ve ben hiçbir şey anlayamıyordum.

"Birtanem ilişkiden sonra meydana gelen bir problem, daha sonra konuşuruz."

Anlamayarak bakıyordum. Ne ilişkisinden bahsediyordu bu? Yaptığı işkenceleri ilişkiden sayıyor olmalıydı. Enes, alayla bakıp konuştu.

"Neden konuşmuyorsun? Doktorun dediklerini beraber duyduk. Çekinmeyerek konuşuyorum. Bu tür kanama, acı ve ağrılar; bölgede oluşan hasar daha çok tecavüz vakalarında görülüyormuş. Ama tabii başka nedenleri de varmış. Yani daha sonra konuşulacak bir şey göremiyorum ben bunda."

Enes'in ağzından çıkanlar gözyaşlarımın akmasına neden oluyordu. Gözlerimi, odanın büyük camına çevirip gözyaşlarımı görmemelerini sağlamaya çalıştım. Enes, omzuma dokunarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Hadi Aydoğan, doktoru çağır da Lerzan'la konuşsunlar."

Ona güvenmek istiyordum, birine gerçekten güvenmek istiyordum. Kurtulmak, kendimi kurtarmak istiyordum. Üç yıldan beri bir kez dahi kaçmaya çalışmamıştım, zaten buna da hiç imkanım olmamıştı. Üç yıldan sonra birine inanıp güvenmek istiyordum. Zihnim saniyeler içinde yapacaklarımı ve sonuçlarını hesaplamıştı. Eğer Enes'ten yardım istersem ve iyi bir adamsa kurtulacaktım. Ama eğer ya tam tersiyse... İşte o zaman her şey daha kötü olabilirdi. Aslında her şey oldukça kötü değil miydi zaten? 'İhtimallerin iyisini düşün' derdi hep babam, iyi olanı düşünmek zorundaydım şimdi de.

Aydoğan, ne kadar istemese de odadan çıkıyordu. Çıkar çıkmaz Enes'e çevirdim gözlerimi. Bana şefkatle bakıyordu.

"Lerzan, birazdan gelir. Neler oldu dün gece?"

"Enes, beni al."

Söylediğimle afallamış görünüyordu. Şaşkınca konuşmaya başladı, acelesi olduğunu farkındaydı çünkü.

"Nasıl, anlamadım?"

"Enes, beni kurtar. Lütfen kurtar. Her şeyi anlatırım, söz veriyorum çocukluğumdan başlarım anlatmaya. Ama ne olur kurtar beni!"

Kararsız duruyordu. Aceleyle bir şeyler düşünmeye çalışıyordu.

"Tamam, bir şekilde bir şeyler yapmaya çalışacağım. Benden haber bekle."

ELEMKÂRÂNE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin