Çok değil bundan yaklaşık 1 ay önce bana zorla evlendirecekler seni, canım dediğin baban seni ezip geçecek, hayatında hiçbir şekilde yeri olmayan 'dede' sıfatına koydukları adam senin hayatının geri kalanını şekillendirecek deselerdi gülerdim. Hatta kahkaha atardım. İnanmazdım, inanamazdım.
Ama yapmışlardı bunu bana. Dünyaya gelmeme yıllar varken ağızlarından çıkan bir kelimeyle benim hayatımı yakmışlardı. Doğduğumda bu söz bir ip misali boynuma dolanıp benimle birlikte büyümüş, nefes almamı engellemişti. İpin düğümünü açmak yerine daha fazla sıkıp bana işkence etmişlerdi. Ben çırpındıkça onlar mutlu olmuşlardı.
Karşımda şok olmuş gözlerle nefes almadan bana bakan adamdan pek bir farkım yoktu. Ağzımdan çıkan 'sen' kelimesinden sonra derin bir sessizlik sarmıştı etrafı.
Kimse konuşmadı.
Kimse hareket etmedi.
Herkesin gözü üzerimize kilitlenmiş şekilde vereceğimiz tepkiyi beklerken biz nefes almadan birbirimize bakıyorduk. Bu bakışmayı bozan ise Ömer'in hışımla gelip karşımdaki adamın yakasına yapışması oldu.
"Demek Cemre'yi evlendirecekleri puşt sendin. Bu yüzden mi etrafımızda dolaşıp durdun? Nereye baksam seni bu yüzden mi gördüm lan ben?" Adamın yakalarına biraz daha asıldı. "Cevap ver lan bana?"
Adamın gözleri hâla benim üzerimdeyken Ömer'in sarsmasıyla kan çanağına dönmüş bakışları Ömer'i buldu. O daha cevap veremeden Furkan, Ömer'i itip adamın suratına yumruğunu geçirdi. "Abi" diye çığlık atıp ayağa kalkan Esra, bir adım bile atamadan Furkan tekrardan yumruğunu geçirdi adamın suratına. "Ne zamandır ellerim kaşınıyordu sana kısmet oldu. Umarım kusura bakmazsın."
Burnundan akan kanı elinin tersiyle silip kararan bakışlarını Furkan'a diken adamın önüne geçti Ömer. "Gözlerini iki saniye içinde üzerlerinden çekmezsen seni de o gözlerini de sikerim!" Bakışları Furkan ve benim üzerimde mekik dokuyan adamın Ömer'i pek dinlediği yoktu. Hatta Ömer'e inat daha fazla yoğunlaşmıştı bakışları. Adamın yakasına tekrardan yapıştı Ömer. "Çek lan o sikik gözlerini!"
"Bırakın artık kedi köpek gibi kavga etmeyi! Sen de hemen çek o ellerini Mert'in üzerinden!" Ömer, adının Mert olduğunu öğrendiğim adamı göğsünden itip kendinden uzaklaştırdı.
"Şimdi geç bir köşeye ve daha fazla olay çıkartma!" Tekrardan Ömer'e emir veren adam işaret parmağıyla uzaktaki köşeyi gösterince Rana Ömeri kolundan tutup geriye çekti. Köşedeki koltuğa oturan Ömer'in sert nefes alışveriş sesi salonda yankılanırken kimse konuşmadı. Herkes olacakları düşünürken bakışlarım Mert'e kaydı. Göz göze gelince aceleyle bakışlarımı çektim ve gözlerinin feri sönmüş şekilde olduğu yerde olanları izleyen kardeşime döndüm. Onunda gözleri beni bulduğunda daha fazla dayanamadım ve birkaç adım atmıştım ki koşarak bana doğru gelen kardeşim kollarımın arasına girdi. Gözlerimden akan yaşlar başını göğsüme koymuş Emre'nin saçlarını ıslatırken yüzümü saçlarının arasına gömdüm. Kollarım Emre'yi sahiplenircesine daha sıkı dolandı boynuna.
Ağladım.
Kaderim için ağladım, kardeşim için ağladım, hayatım için ağladım, bu saçma söz için ağladım, çaresizliğimiz için ağladım, bizlere bunu revan görenlere sinirlenip ağladım. Gözyaşlarım kuruyana kadar ağladım.
Dakikalar, belki de saatler geçti. Kimse konuşmadı, herkes susmamızı bekledi. Biz susmadık, onlar da konuşmadı.
"Bir şartım var."
Ağlamaktan kızaran ve ağrımaya başlayan gözlerimi kırpıştırıp sesin sahibine döndüm.
"Kimse zorla evlendirildiğimizi bilmeyecek. Herkese severek evlendiğimizi söyleyeceğiz. Kabul ediyorsanız..." Durdu ve yavaşça önüne eğdiği başını kaldırıp gözlerini gözlerime dikti. "Evlenirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
S O N
Chick-LitEskiden, siz doğmadan önce başkaları için verilmiş bir söz; gerçekleştirilemese ve siz doğduktan sonra sizin için verilse siz ne yapardınız? Başkaları için verilmiş bir söz Cemre ve Mert üzerinde hüküm sürerse ne mi olur? Hep birlikte görelim.