BÖLÜM 4

524 13 0
                                        

MULTİ: Ceyda

Ne yaptığımın farkında değilim. Dedem o cümleyi kurduktan sonra nutkumu şaşırtan, o ince plağın vızırtısıyla başlayan ritmik şarkının bütününü oluşturan sesi ve takındığı tavır bile kırıcıydı.

Değer verdiklerim, sahiplendiklerim, benim için yeri ayrı olanlar, en önemlisi de beni mutlu eden kişileri kaybetmekten korkuyorum...O kadar şeyden sonra büsbütün kaybetmeyi kabullenemezdim.

Bu evliliği de kabullenemezsin.

Şimdi de yatağımda oturmuş düşünüyorum. Ben nasıl böyle birşeyi kabul etmiştim. Oturup doğru düzgün düşünmeden, bir çıkış yolunun olup olmadığını düşünmeden evleneceğim demiştim. Bu saçma kararı verirken aklım neredeydi? Beyin almak için pazara çıkmıştı.

Dedem bu işi kafasına koymuştu.

Yapacaktı!

Ya annem ve babam(?) Onlar nasıl kabul etmişlerdi. Şu yaşıma kadar yaptığım hiç birşeye karşı çıkmayan, vardır bir bildiği diyen babam şimdi beni karşısına almıştı.


Düşünmekten başım ağrımaya başlayınca hem bir ağrı kesici almak hem de oturmaktan uyuşmuş ayaklarımı az da olsa hareket ettirmek için yataktan kalktım.

Merdivenlerin başına geldiğimde aşağıdan gelen seslere kulak misafir oldum."Hâla uyanmadı. Ben gidip uyandıracağım. Bu böyle olmaz, konuşmamız lazım" duyduğum Emre'nin sesiyle uyuşmuş ayaklarımı hareket ettirip merdivenleri hızlı hızlı inmeye başladım.

"Emre dur! Ağlamaktan bitap düştü kız, dinlensin uyanınca kon-"

"Bak uyanmış." Emre'nin kurduğu cümle ile Rana lafını yarıda kesmiş o da merdivenleri hızlı hızlı inen bana bakıyordu. Son basamağı da inip karşıların da durunca Emre hiç vakit kaybetmeden kollarını belime sararken bende kollarımı boynuna sardım.

"Salona geçelim de öyle konuşalım."

Emre'ye hak verip kollarımı gevşettim ve Emre'den ayrıldım. Emre'nin arkasından salona doğru yürürken omuzuma dokunan elle arkama döndüm. "İyi misin?" Rana'nın sorusuyla hafif tebessüm ettim. Onlat benim için o kadar endişelenirken ben düşüncelerimin içinde boğulmak için kendimi odaya kapatmıştım.

"İyiyim ve özür dilerim. Siz benim için o kadar endişelenirken ben saçma triplere girip kendimi odaya kapattığım için"

"Saçmalama. Ne özür dilemesi. Asıl neden bu kadar saçma karar verdim diye düşünmen gerekiyor." Şakayla karışık söylediği cümleyle gerçekler bir kere daha yüzüme çarptı. Evet neden bu kadar ani ve saçma bir karar vermiştim? Bu sorunun cevabını acilen bulmam gerekiyordu.

"İnan bende bilmiyorum." Sonradan aklıma gelen şeyle "Ceyda nerede?" Benle eş değer olarak salondan Emre'nin sesi yükseldi. "Abla gelsene" Rana omuz silkip "Bir elbise provası için gitti. Aslında gitmeyecekti, seni yalnız bırakmak istemedi ama ben zorladım git diye" kafamı olumlu anlamda sallayıp salona girdim. Emre üçlü koltuklardan birine oturmuş beni bekliyordu.

Emre'nin yanına oturup saçını karıştırdım. Kafasını geri çekip vücudunu tamamen bana döndü. "Anlat artık şu olayı" kafamı çaprazımızda oturan Rana'ya çevirdim. Olumlu anlamda gözlerini açıp kapatınca tekrar Emre'ye döndüm. "Abla on yedi yaşındayım ben, yarın on sekiz olacağım. Küçük çocuk değilim ben, her şeyin farkındayım."

Yarın ayın kaçıydı?

13 Mayıstı. Kardeşimin doğum günüydü. Ben bunu nasıl unutmuştum. Ah! Ne kadar da harika bir ablayım değil mi?

S O NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin