"Onu ilk kez, 3 gün önce gördüm ve anında aşık oldum"
💫💫💫
Jungkook taxiden indikten sonra gözlüklerini düzeltti. Elindeki adrese dikkatle bakti. Galiba doğru adresdeydi. Üzerini düzeltti ve kapiya doğru gitti ve kapıdaki zile bastı. Içeriden sesler geliyordu.
"Jimin!" Jimin odasından kuzeni Lalisanın sesini duydu. "Jimin düğün kıyafetin geldi koş! Yoksa ilk ben göreceğim hadi!"
Jimin duyduğu kapı zili ve kuzenin sözleriyle çığlik atti. "Hiç kimse benim düğün kıyafetimi benden önce göremez!"
Merdivenlerden koşarak indi. "Durun! Durun dedim!" Babası sesleri duyduğu gibi hasta haliyle kapiya doğru gitti. "Neler oluyor burda?"
Jimin kimseye aldıradan kapıyı açtı. Karşında gözlükleri ve tavşan dişleriyle ona gülümseyen ve tanrı aşkina babası gibi giyinen birini beklemiyordu.
"Merhaba ben Jun-" Jimin genç çoçuğun lafıni tamamlamasına izin vermeden çoçuğun sağina ve soluna bakıp konuştu.
"Hani nerde paketim! Sen kargocu değil misin?" Sonlara doğru yumuşayan ses tonu, büzülen dudaklar ve meraklı bakışlar. Jungkook artık yaşadığindan bile emin değildi. Çünkü nefes alamıyordu.
"Kuzen şaka yaptım kargon 5 dk önce gelmişti. Şimdi odana koydum. Ama açmadım bu senin umözel nede olsa." Jimin mutlulukla kuzeniyle birlikte merdivenlerden odasına doğru koştu.
Kapıda kalan şaşkin genci ise Jiminin babası bay Park karşiladı. Onu buraya davet eden zaten oydu. Bay Park oğlunun bu şimarik halini görüp kızdı ve onu yanına çağirdi.
"Jimin oğlum! Önce yanıma gel! Seni tanıştırmak istediğim özel biri var!" Bay Park oğluyla yükses sesle konuştu. Bu evde her kes böyle konuşuyor galiba diye geçirdi Jungkook içinden.
"Of Baba bu gün benim düğünum olacak, onun için bu kadar heyecanlıyım. Yani bu kadar işin içinde neden benim yerime sen oturup onunla tanişmiyorsun?"
Jungkook bir tarafdan Jiminin bu hallerine gülmek istesede duyduğu cümle onun sanki kalbini kırdı. O evleniyordu. Kapıda gördüğü masum ve hırçın melek evleniyordu. Ve öğretmeni bay Parkın her zaman konuştu oğlu oydu. Ama keşki olmasaydı diye geçirdi içinden Jungkook.
"Ne! Çok güzel! Gördün mü küçük şeytani Jungkook? Ben hayatım boyunca bir çok çoçuk yetişdirdim, ama gördüğün gibi Profosor Park kendi oğlunu yetiştiremiyor." Jungkook burukca gülümsedi. Hala içindeki hislere anlam veremiyordu.
Kapıda gördüğü yüzün güzelliğini unutmalıydı. O bu gün başkasıyla evlencek. Başkası ona dokunacak ve başkaına hayatım, aşkım diyecekti.
"Bu oğlan beyaz atlı prensini kendi seçti." Jungkook kafasını salladı sadece. Sessiz kalmayı tercih etti. "Bu bir aşk evliliği. Bir birilerini seviyorlar.
"Lisa ayakkabılarım nerde? Nerde sakladın çabuk söyle!" Jimin önde koşan kuzenin arkasından merdivenlerden koşarak indi. Tam babasının önünden geçtiyi zaman bay Park nazikce oğlunun kolunu tuttu. Jimin gözlerini yumdu ve "yine başlıyoruz" diye mırıldandı.
Yüzünü babasına ve babası gibi giyinen gence çevirdi. "Jimin bir dakika bekle oğlum."
Jungkook gözlüklerini düzeltti ve tavşan dişleriyle karşisindaki bedeme gülümsedi. "Bil bakalım kim bu?" Diye sordu Bay Park.
Jungkook utancdan ellerini nir birine kenetledi. O an Jiminin yüzünü görmedi. Jimin babasına 'ben nerden bileyim?' bakışı atti.
"Bu Jungkook. Jeon Jungkook benim en iyi öğrencim. Sana hep söz eder dururdum, hatırladın mı?"
"A-man-tan-rım! Jungkook sen misin? Şu Jeyon olan"
"Evet benim ama Jeyon değil Jeon olan" Jungkook konuştuktan sonra Jimin onun koluna sert olamayacak şekil vurdu.
"Benim başıma neler açtığınla ilgili en ufak fikrin yok senin! Jeyon Jungkook"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen'de aşki keşfettim
Romancegüzel bir aşk hikayesine hazir misin? Iki ayri dünyanın bir çatida buluşma hikayesi♠️♥️ BITTI💫