1 ay sonra
Ayakkabılarımı giyerken Ege arkamdan bağırıyordu. "Koşmak yok, sakın bak! İşe başladın evet ama kendini çok zorlamadan tamam mı?"
"Tamam Ege! Koşmayacağım. Ne yapmam gerektiğini biliyorum. İki haftadır işe gidiyorum ya ben! İşten sonra kreşe uğrayacağım. Babalar ve meslekleri günü varmış, benim sıram."
"Tamam ama dikkat et kendine. Arda'nın da yanaklarından öp benim için"
Gülümseyerek onayladım onu. Aşağı yavaş adımlarla inip arabama ilerledim. Sakin bir gün olması umudu ile hastaneye sürdüm arabamı.
Sakin bir gün ve yine Sedanın gereksiz pimpiriklerinin ardından ilk defa mesai saatim bittiği gibi çıktım hastaneden. Geç kalmaktan korkuyordum.
Arabayı çalıştırmadan önce Eliz'e mesaj attım.
Ata: kreşe gidiyorum. Dönüşte ben bırakırım eve, gelmene gerek yok
Eliz: yorulma, ben alırım.
Eliz: yeni iyileştin zaten
Ata; beraber çıkmazsak şüphe çekeriz. Hem sende diyorsun bak, iyileştim
Ata: beni hiç görmeye gelmesen de..
Eliz: utandım.
Eliz: senin için ne ifade ediyorum ki, girsem ve sorsalar ne diyecektim?
Ata; benim sana aşık olduğumu
Eliz: Ardayı eve bırakırsın
Ata; tabii
Görüldü '
Eliz'i de anlıyorum ama Ata üzülüyor ya. Yanarım yanarım benim minik oğluma yanarım valla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Civanım | yarı texting
Short Story"Sana daha kaç kez seni sevdiğimi söyleyeceğim? Bana bir sayı ver, umudumu yok etme. Bileyim ki sonunda sana kavuşacağım." Gönül Ağrısının devam kitabı