🩺26

221 16 9
                                    

Müdürün odasında, karşımdaki veliye bakıyordum.

Kadın bana sinirlice bakıyor ve onu neden çağırdığımı sorguluyordu. Lakin konuya giril yapması gereken ben değil, müdürdü.

"Çocuklarınız kavga ettiği için buraya geldiğini biliyorsunuzdur. Kadir, Ardaya fiziksel şiddet uyg-"

Sözünü keserek ona döndüm. "Sadece fiziksel değil, Ardaya psikolojik şiddet de uyguladı."

"Evet, bu sebeple sizi de çağırma ihtiyacı hissettik."
Ben hissetmiştim, onlara kalsa olay 'normal' adı altında kaynayıp gidecekti.

Belki hafif bir şeydi, ama Arda ilk anda bile sevilmediğini düşünmüştü. Buna ilk anda müdahale edilmeseydi maalesef kişiliğinde 'kendini değerli görememe' sorunları baş gösterecekti.
Arda'nın ergenliğinde bu onu oldukça zorlardı, biliyordum. Kaç yaşına gelirse gelsin zihnine ektiği o 'sevilmeme' tohumu asla oradan sökülüp atılmayacaktı.

"Beş yaşındaki bir çocuk psikolojik şiddeti ne bilsin beyefendi?"
Kadını alaycıl ifadesine karşılık sakin kalmayı başarıp bacak bacak üstüne attım. Kendisine doğru hafifçe öne eğilip konuştum. "Çocuklar çabuk öğrenirler."

Yaptığım imayı anlayıp kaşlarını çatarak bana baktı. "SİZ NE DEMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ?"

Gülümseyerek arkama yaslandım. "Niçin gerildiniz? Üstünüze alınmanızı gerektirecek bir şey yok. Her yerden öğrenmiş olabilir, teknoloji çağı sonuçta, bilgi paylaşımı konusunda oldukça hızlandık."

"Hayır! İma yaptınız!"

Ellerimi dizimin üstünde birleştirip müdüre döndüm. "Ağzımdan öyle bir şey çıktı mı? İstemeden bir şey mi dedim ki?"

Müdür şaşkınlıkla ikimizi de bir süre izledi ve sessiz kalmayı tercih etti. Bu tutumu karşısında kadına döndüm tekrardan. "Her neyse, oğlunuza yaptığı ve kullandığı kelimeler karşısında nasıl davranmanız gerektiği sizin bileceğiniz iş. Ama ben Kadirin, burada. Benim gözümün önünde Ardadan özür dilemesini talep ediyorum. Özellikle kimsenin onu sevmediği ile ilgili olan kısımlar için."

"Benim oğlumun hatalı olduğu ne malûm? Belki de sizinki kışkırtmıştır!"

"Ne münasebet?"
Sinirlenmeye başlıyordum. Eliz burada olsaydı da onu gaza getirip şu kadının saçını başını yolmasını sağlasaydım.

"Kanıt var mı elinizde?"

"Ne kanıtından bahsediyorsunuz?"

Kadın yüzündeki zafer gülümsemesi ile arkasına yaslandı. "Belki de Arda size yalan söylemiştir. İlgisiz bir baba olduğunuz için, onunla biraz olsun ilgilenin diye."

Kasıldım. İlgisiz miydim ki? Kapı açıldı, içeri Eliz nefes nefese girdi.
"Ne oldu? Ardaya bir şey mi oldu?"

"Heh, hoşgeldiniz Eliz hanım. Bizde tam eşinizin Arda için ilgisiz bir baba olduğunu ve bu sebeple Arda'nın oğluma iftira atacak kadar işleri büyüttüğünü konuşuyorduk."

Elizin bakışları ciddileşti. Biraz duraksadı. Sonra birden kahkaha atmaya başladı. "Ata mı ilgisiz baba? Hanımefendi delirmiş olmanız gerekiyor bunu demek için."

Kadın şaşkınlıkla bize baktı. "Bir kere Ata parmağına kıymık batsa korkudan acile götürecek kadar üstüne düşüyor, doktor olduğu halde istemsizce abartıyor. Nöbetinden dönünce uyumak yerine onunla parka gidiyor. Sabahları onu uyandırmamak için benimle tartışacak kadar düşkün. Ata, konu Arda olunca dağı taşı bile deler ama sizin ruhunuz duymaz. Yani söylediklerinizin ve sizin olduğunuzun aksine Ata, sırf Arda istemiyor diye bir şeyleri yapmayı bırakan bir adam. Arda sevmiyor diye haberleri izlemeyi bıraktı, onun yerine onunla çizgi film izliyorlar. Arda seviyor diye her gece yatmadan aynı oyunu oynuyorlar. Ata için Arda, Arda için Ata çok farklı mevkilerde ve çok farklı yerlerde olan bir bağa sahip. O yüzden, çocuğuma iftira atmadan önce, eşime iftira atmadan önce dönüp kendinize bakın derim. Geçen gün 'çalıştığınız için' Kadiri bakıcısı alıyor dememiş miydiniz? Benim kocam riskli bir ameliyat geçirdi, hâlâ etkileri üstünde olmasına rağmen sırf Arda istiyor diye iş çıkışları denk geldikçe onu alıyor."

Şaşkınca ona bakmayı sürdürdüm. Yanıma gelip omzumu sıktı ve kadına küçümseyici bir bakış attı.

Söylediklerinin yarısı yalandı, ama bana çok gerçek hissettirmişti...

ULAN BANA AZ ÖNCE KOCAM DEMİŞTİ!

Doktor Civanım | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin