Kreşin bahçesine girdiğimde Arda koşarak yanıma geldi. Eğilip onu kucakladım.
"Kilo mu aldın bakalım sen?""Ağıy mıyım? Bıyak o yaman. Canın acıy ki."
Yanağından öptüm yine. Bu çocuğun yanaklarına ölürdüm ben ya. Valla sadece yanakları için kurşun atar kurşun yerim.
"Ben kaslı bir babayım, seni Parmağımla bile taşırım."
Gözleri parlayarak bana baktı. "Taşı taşı! Hadi!"
Gözlerimi kaçırıp dudaklarımı birbirine bastırdım. Telrar ona döndüğümde, "şimdi olmaz. Yeni iyileştim ya ben. Sonra yapalım, sözüm olsun."
Unutur inşallah ya..
O kucağımda binaya girerken etraftaki öğrencilere ve renkli resimlere göz atıyordum. Köşede, ilk gün tanıştığım adamı görünce duraksadım.
Adı neydi ki şimdi ya?Beni görünce el salladı. "Sen miydin, valla tanıdık çıkması rahatlattı. Senden sonra da ben anlatacakmışım."
"Kaç tane tanıdığın var ki?"
Takıldığım nokta da yani.."Bir, o da sensin işte. Ne iş yapıyorsun sen?"
"Doktorum, sen?"
"Öyle mi? Bende hemşirim oğlum. Demek o yüzden aynı güne koydular bizi."
Gülümseyerek onayladım. "Baba, inicem. Fayuk çağıyıyoy, ayaba yayışı yapıcaz."
"Tamam, ama dikkat et tamam mı? Bir şey olursa buradayım. Korkma."
Saçlarını okşadım ve indirdim. Koşarak arkadaşının yanına giderken karşımdakine döndüm tekrardan.
"Birazdan başlayacakmış, planladın mı ne anlatacağını?"
"Öyle aksiyonum yok benim pek. Sıradan şeyler işte."
Dedi ölümden dönen adam.
"Hadi be, bende de pek bir şey yok. Aslında bir iki tane var da çocuklara anlatılmaz oğlum. Bak sana anlatayım, geçen hastanede morgdan ölü çıktı! Yani adam ölü değilmiş. Bizim güvenlikçi işten kaçıp uyuyormuş orada, ölü diye giydirmişler adamı uykusunda. Adam bir uyanmış kilitli! Tüm hastane ödümüz koptu, valla kalpten gidiyordum."
Güldüm. "Bizde de bir ebe çocuk doğmak istemiyor işte diye ağlayarak doğumdan çıkmıştı. Kovdular sonra ama o zamanki telaşımızı görecektin. Ben daha pratisyenim, neden bilmiyorum girmişim ameliyata izlemeye. Bir baktım ebe beni itti kendi yerine ağlayarak çıktı. Doğurttum bende sanki çok biliyormuş gibi. Başhekim çok kızmıştı, az daha kovuluyordum."
Biraz daha konuştuktan sonra önce beni çağırdılar.
"Merhaba ufaklıklar, ben doktorum. Sizlerin sağlığından sorumluyum..."
Biraz işimden bahsettikten sonra bana soru sormalarını istedim.
"Doktorluk zor mu?"Gülümseyerek kızıl saçlı kıza döndüm. "Zaman zaman, ama severek yaparsan hiiç sıkılmıyorsun ve her şey kolay geliyor."
"Benim annem de doktor ama çok az evde oluyor. Arda özlemiyor mu seni?"
Kasıldım. Ardaya döndüğümde gözlerinin nemli olduğunu gördüm.
"Arda benim için çok özel bir yere sahip, aynı annen için de senin öyle olduğu gibi. O yüzden ne kadar vakit bulursam hepsinde Arda ile olmaya özen gösteriyorum. Evet beni özlüyor, bende onu özlüyorum. Ama ben o, sen ve sizlerin sağlığı için oradayım. Aynı annen gibi, bence onu biraz anlamalısın.""İğne yaptın mı hiç?"
Diğer çocuğa dönünce başımı onaylayarak salladım. "Evet, yaptım. Ama hiç acıtmadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Civanım | yarı texting
Cerita Pendek"Sana daha kaç kez seni sevdiğimi söyleyeceğim? Bana bir sayı ver, umudumu yok etme. Bileyim ki sonunda sana kavuşacağım." Gönül Ağrısının devam kitabı