Leyla'nın anlatımından...
Gözlerimi açtığımda yemyeşil bi' görüntüyle karşılaşmıştım. Kocaman çimenlik bir alanın ortasındaydım. Birkaç metre uzağımda ağaçlar vardı. İnsanın içine huzur veren görüntünün ortasında etrafı daha çok incelemek için başımı çevirdiğimde çiçekleri gördüm. Beni ortasına almış ince bir daire şeklinde etrafımı sarmışlardı sanki. Renk renk mis kokulu çiçekler.. Her biri birbirinden güzel gözüküyordu. Tepemizdeki güneşi selamlar gibiydiler. Yüzleri güneşe dönükken renklerin olabileceği en güzel tonlarını taşıyorlardı ince bedenlerinde. Onlardan bir adım kadar uzaktaki kırmızı gülü yere eğilerek elime aldım ve aralarına katmak için yanlarına koydum. Bu kusursuz güzellikte olan görüntü yüzüme tebessüm getirmişti.
'İşte şimdi oldu' diye geçirdim içimden ve ayağa kalktım. Etrafın güzelliğini izledim bir süre.Sonra nerden çıktığını bilmediğim bir at yanıma geldi. Başını sevip boynuna sarıldım. Sen de geldiğine göre vakit tamam değil mi? Kahverengi, çok güzel ve dinç görünümlü bir attı yanıma gelen. Üstüne yavaşça binerken hiç hareket etmeden binmemi bekledi. Binip dizginlerini elime aldım. 'Benden böyle beklememi istemişti. Hazırım işte.' diye geçirdim bu kez içimden.
İçimi saran heyecana anlam veremiyordum. Gelecek olan kişinin özlemi sardı dört bir yanımı. Sabırsızca beklemeye devam ederken uzaktan bir atlının bana doğru geldiğini gördüm. Gelmişti işte.. Ne de uzun yollardan gelmişti öyle. Ne kadar da uzaktı ama bir o kadar da yakındı bana onca zaman. At yanıma iyice yaklaştığında hemen atımdan indim ve gelene elimi uzattım. O kadar sabırsızdım ki inmesini bile bekleyemeyecektim neredeyse. Görüş açıma eli girdiğinde hemen tuttu havadaki ellerimi. O da özlemişti, biliyorum işte. Elimi bırakmadan indi attan. Ve hemen sarıldık birbirimize, sımsıkı. Omzuna başımı yaslarken bugüne kadar hiç hissetmediğim bir huzur kapladı içimi. Onun kollarında, olabileceğim en güvenli ve huzurlu yerde olduğumu hissediyordum. Özlemimizi gidermek o kadar da kolay olmayacaktı. Kıpırdamadan sarılmaya devam ederken saçlarımın arasında derin nefesler alışını duydum. Ona olan sevgimi iliklerime kadar hissettim ve bu aşka olan inancımı asla yitirmeyeceğimi anladım.
Bütün imkansızlıklara, olmazlara rağmen ondan bir çocuğum olsun istiyordum. Karnımda bir bebeğin olmasının hayaliyle yanıp tutuştum birden. Bir çocuğumuzun olmasını arzulamaya başladım. Olmama ihtimalinin yüksekliğini söyleyen seslere kulaklarımı tıkadım ve ona daha çok sokuldum. Bir bebeğimiz olsun bizim. Sevgiyle büyütelim. Ne de güzel baba olursun sen.. biz ne de güzel aile oluruz seninle..
Yüzüne bakmak için kendimi biraz geriye çektim. Hala kollarının arasında duruyorken özlemle yüzüne baktığım kişi Yağız'dı. Ellerimi yanaklarına koyup gözlerine baktım. Çok özlemiştim..
İrkilerek uyandım. Etrafıma göz atıp olduğum yeri kavramaya çalıştım.
"Hanımefendi su ister misiniz?"Ayakta duran otobüs muavininin önündeki küçük arabaya baktım. Başımla onaylayınca bana su verip arkalara doğru yol aldı. Suyu içip derin nefesler aldım. Saate baktığımda gecenin üçü olduğunu gördüm. Kahramanmaraş'tan bindiğim otobüsün Muğla'ya inmesine daha çok vardı anlaşılan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞLER SOKAĞI
Romansa"Ben yolumu kalbinde buldum." Leyla gördüğü bir düşü hayatının içine düşmüş buluverirken, Çiçek bütün umutlarını bir uçan balona bağlayıp gökyüzüne emanet etmişti. Onların hikayesi burada yazılmaya başlandı. Düşler Sokağında.