Ceren cumartesi bölüm atacağım dediyse pazar günü 00.00 ila 01.00 arasında atar. Şaşmaz. 4 dakikayla sözümde durmayı kaçırdığım özür dilerim.
Olsun, ben yine de 3 günde bölüm atıyorum ve söz verdiğiniz gibi zibilyon tane yorum bekliyorum hsdfsdghfsdfgsdf O SATIR ARALARI BOŞ KALAMAZ DBSDHSGDSHDGSHD
Bölüme isim bulsanıza ya GGHSFHDSJFSDHFSDFJSDFSDGF DİYO MUSUNUZ BAZEN BU KİTABI KİM YAZIYO DİYE NE BİÇİM YAZARIM YA neyse okuyun bölümü sonra geri dönüp burada yazarsınız uygun bi şey sjhfusguyfghdfgdfngjdfhghdfg
İyi okumalar çiçeklerim<3
...
"Günaydın," diyen sesi duyduğumda refleks olarak arkamı döndüm, Ayaz olduğunu görmemle derin bir nefes verdim. Tepkime bir kahkahayla yanıt verdi. "Tetikte olman lazım senin Ada, daha kötülere karşı savaşacaksın ya."
"Ne savaşmasından bahsediyorsun Ayaz ya?" diyerek itiraz ettim ama bu onu daha da güldürdü.
Önceki gün bana söylediği gibi okulu ekmiş ve bir şekilde annesiyle kardeşinin yaşadığı evin önüne gelmiştim. Bu durumu o kimlere anlatmıştı bilmiyordum ama ben Gece'ye söylemiştim, daha çok evi nasıl bulacağımdan yakınmak içindi. O da Ayaz bana öyle söylediyse bir bildiği vardır, evi mutlaka bulursun diyerek içimi bir nebze rahatlatmıştı. Bir nebze.
Burada her şey sezgilerle çalışıyordu ve ben bunda berbattım.
"Güçlerinden bahsediyorum," dediğinde kalbim tekledi. "Ela'ya yaptığın kışkırtmadan dolayı ışık olduğunu düşünüyoruz. O yüzden bunun üzerine düşeceğim, ve ne şanslısın ki gruplarımız aynı."
"Ek anya üyeleri," dedim kavramın bu olduğunu umarak. "Rastgele bir grupta mı oluyorlar?"
"Bir önceki hangi gruptaymış kimse bilmiyor," diye açıkladı. "Zaten eğer öyle bir şey varsa sen ikinci olacaksın tarihte. Yani, bildiğimiz kadarıyla."
Anladığımı gösterircesine başımı salladım. Anladığım söylenemezdi, sadece -mış gibi yapıyordum çünkü fark ettiğim kadarıyla buradaki herkes aynı şeyi yapıyordu.
"Ee," dedim hevesle yerimde zıplayarak. "Sen ciddi misin şimdi? Gerçekten benim güçlerim üzerinde mi çalışacağız? Nasıl?"
"Sakin ol," dedi ve gülerek elini omzuma koymasıyla hareket etmeyi bıraktım. "Kalkan yapma konusunda oldukça başarılıydın ama o bir çeşit dışavurumdu – şimdi seni nasıl çalıştıracağımı çok bilmiyorum."
"Kendi kalkanını nasıl yaptığını bilmiyor musun?" diye sordum kaşlarımı çatarak. "Aynı şekilde öğretilmez mi, yani?"
"Fazla soyut," diyerek omuz silkti, ellerini cebine soktu. "Güçler içgüdüseldir, büyü gibi değildir. Büyüyü öğrenebilirsin ama güçler doğuştan geldikleri için birinin sana öğretmesi daha zor oluyor."
"Hm," dedim hafif bir hayal kırıklığı yaşayarak. "Yani?"
"Yani..." Düşündü bir süre. "Deneyeceğiz." Evin arkasından dolaşıp orman sınırına geldi. Evet, bu ev de ormanın dibindeydi, diğer ikisi gibi. Ormana yakın olmak, bir şekilde Anyelta'ya yakın olmak demekti ve onlar bunu seviyordu. Ben de öyle.
"Ormana mı giriyoruz?"
"Girebilir misin?"
En son girdiğimde olanları düşündüm. Girmekte sorun yaşamıyordum, sadece içeride olanlar biraz korkutucuydu. Çınar'ın aşağı inmesi, Gece'nin zihninin ele geçirilmesi, normalde Çınar hariç hiçbirimizin göremiyor olması gereken yaprak geçidi... Bu işin altından hala bir şey çıkmamıştı ve bu beni geriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anyelta
Fantasy12, 17 ve 21. yüzyılda yaşamış olan bu 3 genç kız, yollarının bir şekilde kesişeceğinden tamamen habersizdi. Psikolojik tedavi görmek için İstanbul'un göbeğinden Ege kıyılarında küçük bir kasabaya taşınan Ada'nın kafasında çok fazla şey yoktu görece...