TEHLİKE ÇANLARI

1.6K 76 12
                                    

"Herkese iyi hafta sonları." son dersimden çıkıp akın akın giden çocukların arasından geçerek öğretmenler odasına geçtim.

Cuma günü olmasından dolayı müdürün mikrafondan çocuklara düzgün sıra oluşturmaları için verdiği nasihatleri kulağımın ucuyla dinliyordum.

Kitaplarımı yerleştirip dolabı kilitledikten sonra ceketimi alarak bende boşalan merdivenlerden inmeye başladım.

Bugün Egemen'e derste kağıdı verdikten sonra yüzune son kez bakıp geriye kalan yirmi dakikamda suratına bakmamıştım.

Ondan kaçtığım gibide zaten derslere girip çıkıp  mümkün olduğunca görünmemeye çabalamıştım.

Şimdide merdivenlerden inip bahçede sınıflarına göre sıra olan çocuklara ve okulu boşlamamaları için nasihat veren müdüre baktım.

Öğrencilerin hemen arkasında bekleyen öğretmen arkadaşların yanına ilerleyip bende beklemeye başladım.

Gözlerim onca kalabalığın arasından sıraları en arkasında duran çocuğa kaydı. Bu huyunu biliyordum. Kalabalıkları sevmiyordu ve bu yüzden hep en arkada bekliyordu.

Elleri yine formasının uçlarını sıkıca tutmuş parmak uçlarına bakarken kafasını kaldırarak etrafa bakınmaya başladı.

Ben ise gözlerimi bir saniye ayırmadan bakıyordum. Birkaç kez bakınıp ayak parmak uçlarına çıkarak geri iniryordu.

En sonunda arkaya doğru bakınıp birkaç öğretmenin arasından göz göze geldiğimizde güneş geldiğinden dolayı gözlerini kısarak bakıp kımıldanarak önüne döndü.

Müdürün konuşmaları ve arakası sıra yapılan törenden sonra akın akın etraf boşalmaya başladığında onca öğrencinin içinde onu kaybetmiştim.

Diğer hocalarla bir sonlarda yavaş yavaş yürürken onun servisine bakıyordum ama yinede sürü sürü olan öğrencilerden göremiyordum.

Öğretmenlerle ayrılarak arabamın yanına adımlarken sona kalan servise bakmaya başladım. Ceketimin iç cebinden anahtarlıkları çıkarıp elime alırken dahi siyah gözüken camlardan içeriyi görmeyi umud ediyordum.

"Şey... hocam."

Arabamın hemen önünden gelen sesle bakışlarımı oraya çevirdim. Buraya gelene kadar dahi onu fark etmemiştim. Elim kapıda asılı kalırken çekingenlikle bakan çocuğa baktım.

Şimdi mi sırasıydı yani? Ben santim santim ondan saklanacak yer ararken burda beni beklemesi aşırı germişti. Eğer şimdi kağıdın anlamını sorsa ne diyecektim.

Bu zamana kadar aklımda farklı farklı diyolag kurarak haklı olacağım cümleler seçmiştim ama onun yüzü aklıma her geldiğinde kaybetmiştim.

"Bir şey mi oldu Egemen?" arabadan elimi çekip ona doğru adımlarken yanımızdaki araba çalışarak geri çıkmıştı.

"Şey ben bunu soracaktım." elini biraz kaldırıp avucundaki kağıdı gösterdiğinde saliselik dudaklarımı aralayarak bakışlarımı başka yöne çevirdim.

"Tahminimde yanılmadım değil mi?" gözlerini kısarak bana sorduğu soruyla yutkunup ona döndüm.

"Ne tahminde bulunuyorsun bilmiyorum. Bugün tahtadayken konuştuğun anlamsız cümlelerle o kağıdı verdim. Ders içerisinde değişik bakıyordun ve yardım istiyormuşsun gibi gözüktün. Bende aklıma gelen ilk çözüm odaklı fikri sana sundum."

DAVETKÂR  ~GAY~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin