Etrafa bakınarak Egemen'in çadırına ulaştım. Herkes çadırındaydı ama ufak bir fısıltıda hakimdi ortama. Daha uyumayanların olduğu belliydi.
Çadırın yumuşak yüzeyine beş kez vurduğumda içeriden fermuarı açıldı ve kafasını çıkaran çocuğa baktım.
Gözlerini yukarıya kaldırırken bu hali gülmeme neden olmuştu. Çömeldiğimde geriye çekildi Etrafa son kez göz gezdirip çadırdan içeriye girdim. Küçük çadırda köşeye sinmiş duruyordu.
Girip yerleştiğimde fermuarı kapatıp durdum. İçim gidiyordu, onunla barışmak yeniden birlikte olmak istiyordum ama durduk yere beni bir anda bırakması...
"Teşekkür ederim geldiğin için." Ufak fısıltısını kendinin duymadığına da emindim. Yerime yerleşirken ayakkabılarımı çıkartıp rahat bir pozisyon buldum.
"Ee anlat." Gözlerini kaçırdı sonra burnunu çekip yutkundu. "Ne anlatayım?"
"Egemen bir anda beni ortada sik gibi bıraktın." Aniden sesimin sertleşmesiyle yerine gergince geriye çekildiğinde gözlerinin içine baktım. Korkması şu an umrumda bile değildi.
"Öyle olması gerekti."
"Neden? Niye böyle olması gerekti?" Omuzlarını silkip battaniyenin altına girdi. "Uyuyacağım, eğer gitmek istersen gidebilirsin." Yerleşip sırtını bana dönerek yattığında sabır dileniyordum.
"İyi yat burda tek başına. Alacakarı'da gelsin alsın seni." Ayakkabımlarımı rastgele ayağıma geçirip çadırdan çıktığımda arkam sıra oturur pozisyona gelmiş bana sesleniyordu.
"Hocam... Ya Zafer."
Arkamdan seslensede umursamadan kendi çadırıma ulaşıp sinirle içeriye girdim. Öyle olması gerekiyormuşmuş.
Sinirle yerime yatıp ellerimi başımın altına koyup sığmadığım çadırda ayaklarımı uzattım. Çok sürmemiş kısa dakikaların ardından kilitini vurmayı unuttuğum çadırımım fermuarı açılmıştı.
Egemen'in önce kafası arkası sırada vücudu içeri girdiğinde yerimde kalktım. Noluyoruz diye bakınırken trip atarak yanıma yerleşti üzerimdeki örtüyü kendi üzerine çekerek sırtını dönüp yattı.
"Hayırdır?"
"Sana ne. Sus uyu." Hırçın bir hareketle örtüyü kafasından geçirip iyice büründü. Sabır çektim. Yinede tepki vermeden duruyordu. Sinirle bende yanına yatıp üstündeki örtüyü çekiştirdim. Az birazını verirken yakınlaşmıştı vücudumuz.
"Nerde eski aşıklar olduğunuz sevgilin?" Kafasını çıkarmıştı ama bana bakmıyordu.
"Sana ne."
"Biliyor mu öğrencilerinle seviştiğini?" Gözünün ucuyla bakmaya çalışıp yeniden sorusunu sormuştu.
"Onunla ayrıyken hasretine dayanamayıp başkalarıyla yatıyordum. Bu kadar takma üstüne."
"Şerefsiz."
"Ne? Ne? Bir daha söyle bakayım." Yerimden doğrulduğumda yerinde küçülüp az öncede yaptığı gibi yeniden örtünün altına sığındı. Deve kuşu misali kafasını gömünce görünmediğimi sanıyordu herhalde.
Daha fazla ne ben ne de o konuştu. Arada bir nefesi hızlanıyor ve yerinde kıpırdanıyordu. O anlarda konuşmak için cesaretlendiğini biliyordum ama konuşması için çabalamadım. Yanımda uyusa yeterdi bana.
Gözlerimi uzunca vir süre çadırın tavanında tutup sonradan kapattım. Umarım sabaha güzel uyanırdım...
"Hocam en son şu yöne doğru gitmişler." Teleşla etrafa bakınıyordum. İçinde Egemen'in de olduğu dört kişilik grup sabah kahvaltısının ardından dolaşmaya çıkmışlardı ve sonuç üç saattir gelmemeleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAVETKÂR ~GAY~
HumorÖğretmen & Öğrenci ilişkisi •Argo kelimeler ve cinsel içerik bulunmaktadır. İYİ OKUMALAR✨️