KISKANDIRMA PLANI 1

103 11 1
                                    

Dudaklarımın kenarı kıvrılırken erkrandaki bakışlarımı çekip sınıfta gezdirdim. Tahtanın önünde durmuş herkesin soruyu çözmesini beklerken yaptığımız plana sadık kalıyordum.

Geçen derste olduğu gibi bu derste de Egemen'in görüş alanında olup ona hiç bakmayacak ve baktığını her hissettiğimde kıskandıracak hareketlerde bulunacaktım. Yiğit böyle davranmamı istemişti ve bir bildiği vardı.

Yiğit'e kısaca durumu rapor edip hiçte gülünecek bir şey yokken dudaklarımdaki kıvrılmayı hapsetmeye çalışıp kafamı kaldırdım.

"Çözen var mı?" İki kişinin eli havaya kalkmışken arka gruptakiler aldırmadan konuşuyordu. Elimdeki tahta kalemi defterine kararsızlık ile bakan çocuğa uzatıp sıralar arasında yürümeye başladım.

Egemen'in gözleri üzerimdeydi, hissediyordum çünkü yerinde dikleşmiş elimdeki kalemi gergince sallarken adımlarımı takip ediyordu. Arka sıraya yaklaştığımda susan tayfaya bakıp önüme döndüm.

Tahtadaki çocuk doğru yapıp yerine geçince bu seferde başka bir soru yazıp kalçamı masaya dayadım ve yapmaları için biraz daha fırsat tanıdım.

Telefonumi cebimden çıkarmış ekranda bildirim olmayışını görsemde ekranı açıp mesajlara girdim ve Yiğit'in adına tıklayıp parmaklarımı kabala ekranda gezdirdim. Bir şey yazdığım yoktu, boş random atıyordum ama çok komik ve önemliymiş gibi sırıtıyordum.

Kapı tıklatıldığında telefonu yanıma bırakıp açılan kapıya baktım. Müdür yardımcısı içeriye girdiğinde masadan indim. "İyi dersler hocam. Kısa bir duyuru yapabilir miyim?" Elimle müseade edip suspus olan sınıfa döndüm.

Egemen'in bakışlarını masamdaki ekranı açık telefonu görmeye çabalarken yakaladım. Ordan burayı görmesi imkansız olsada onu aldırmadan ekranı kapatıp telefonumu cebime koydum. Gözlerini hemen bana çevirmişti.

"Yarın için kamp ayarlandığını biliyorsunuz." Daha önce tüm okulu gezip herkesi bilgilendirmişti. "Servisler sabah yedi de okulun bahçesinden kalkacak. Bir gece yatacağız ve pazar akşamı saat beşte tekrar okula döneceğiz. En geç sekize kadar beklenecek haberiniz olsun." Saatler hakkında kısaca bilgilendirip geri çıkacakken son hamlemi yapmak için adamı durdurdum.

"Hocam, okul dışından birilerini getirmek yasak ama öğretmenlerede mi geçerli bu kural? Bir arkadaşımda eşlik etmeyi çok istiyor." Hoca ilk kararsız kalıp olumsuz konuşsada daha sonraki hafif ısrarım ile kabullenmişti. Egemen'in beni dikkatle dinlediğini biliyordum.

Kamp meselesinden dolayı ders kaynayıp konuşmalar çoğaldıkça dersi bırakıp onlarla sohbete başladım. "Ooo hocam, arkadaşınızın kim?" En arka sırada Tunahan'ın grubundan biri seslenirken herkes 'ooo' çekmişti ve bende gülerek kafamı yere eğdim.

Kaldırdığımda bakışlarım Egemen'le kesişede umursamıyormuş gibi yapıp arka sıraya değdi. "Öyle sandığınız gibi kız arkadaş falan değil gençler. Klasik bir arkadaş." Bunlarda ögretmenlerini hemen birisi ile yakınlaştırmayı seviyorlardı.

"Biz getiremiyor muyuz hocam?" Başımı sorunun kimden geldiğini bilmesemde iki yana sallayıp diğer muhabbetlere dahil oldum. Sonlara doğru sınıf iyice çoşsada dersi çoktan boşvermiştim. Hep ders hep ders nereye kadardı.

Son ders olmasından ötürü zil çaldığında ayağa kalkıp boşalan sınıfı bekledim. Egemen hep sonlara doğru çıkardı.

Kitaplarımı çevirdiğim öğrenciden birine verirken memnun olmasada alıp önümde yurümeye başladı. Egemen arkamda kalıyordu. Tunahan da bana doğru yaklaşırken dudaklarını kıvırdı.

"Yiğit gelmiş, hayırdır?" Tek gözünü kırpıp güldüğünde gözleri kısaca arkama, Egemen değdi. "Barıştık diyelim."

"Eski aşıklar yeniden bir arada." Elini sırtıma vurduğunda güldüm ama sonra koluma çarparak giden bedenin arkasından baktım. Öfkeli adımlarını çok iyi tamıyordum. "Tirip mi attı o?"

"Galiba." Diye cevapladım Tunahan'ı. Galiba kıskanmıştı. Dudaklarımdaki kıvrılmaları bastırmaya çalışırken okul binasından çıkıp merdivenleri indim. Egemen görünürde yoktu.

Kalabalığın arasından sıyrılıp arabama doğru adımlarken gözlerim servis aracını buldu. Egemen arabanın açık kapısından görünen koltuğa oturmuşken gözleri benim üzerimdeydi.

"Ben geldim!" Yiğit kollarını boynuma doladığında şaşkınlıkla beline kollarımı doladım. "Ne bu gösterişli sarılma?"

"Belki bir yerlerden izliyordur diye." Geriye çekilip cilveli cilveli konuşurken biri görmüşmüdür diye etrafıma bakındım. Boşalan okulun ortasında sarılıyordum. Takibide herkes görürdü ama gözlerimi bomboş gezdirip servisin içine baktım.

"Bakıyor şu an." gözlerimi ona çevirip elimi beline sardım. Arabaya ilerletip onun kapısını açarken bir şeyler mırıldandı. Kendi tarafıma dolanıp şöför koltuğuna oturduğumda aynalardan bakmaya çalıştım ama görünmüyordu.

"Yanaklarım uyuştu." Yanaklarını iki yandan üfelerken derin bir nefes verdim. "Yarın kampa geliyorsun değil mi?" Etraftaki bakışlarını bana çevirmeden etrafı izlemeye devam ederken kafasını salladı. Gözleri etrafta yeni avını arıyordu.

Cebimde titreşen telefonu çıkarırken okulun bahçesinden çıkıp ilerlemeye başladım. Gözlerimi erkanda gezdiriken dudaklarım iki yana kıvrıldı.

EGEMEN: Hayırlı olsun.

DAVETKÂR  ~GAY~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin