GÜZEL DAKİKALAR

2.1K 89 14
                                    

Bir hafta olmuştu, salak saçma triplere girerek bir haftadır okula gitmiyor kendimi raporlu gösteriyordum.

Sırf rapor için yediğim ve boğazıma tuttuğum buzların haddi hesabı yoktu. Boğazımdaki ağrı tam geçmiş sayılmazdı ama önceki günlere göre daha iyiydim.

Şimdi kırmızı ışığın önce sarıya sonrada yeşile dönmesiyle gaza basıp ilerlemeye başladım. Bu gün üç ve dördüncü saatim Egemen'in ders saati olacaktı.

O günden sonra aklımdaki düşünceler sarpa sarmıştı. Eğer beni ilk günden beri biliyorsa neden bu oyunu devam ettirmişti neden benimle bir evime gelmişti. Her şey beynimi bulandırıyordu.

Şimdi gidiyordum ve nasıl yüzüne bakacağımı ya da neler yapacağımı bilmiyordum. Onunda neler yapabileceğinden zerre haberdar değildim.

Ya her şey bitecekti ya da farklı bir boyutta devam edecekti ilişkimiz.

Okulun kapısına geldiğimde birkaç öğrenci koşarak demir kapıyı açıp arabamın geçmesine izin vermişlerdi.

Okulun otopark için ayrılan yerine gidip her zamanki yerime park edip kontağı kapatarak indim arabadan.

O sırada öğrencilerin bazıları okul bahçesinde sıra olmuş tören için bekliyordu. Bazılarıda yavaş yavaş okuldan içeriye giriyor diğerleride bahçeye yeni yeni iniyorlardı.

Bende biraz bahçede boş yere yukarı çakmamak için adımlarken gözlerim istemsizce onu arıyordu.

Sırasında yoktu ve etraftada göremiyordum.

"Hocam nasılsınız?" hemen arkamdan gelen kız sesiyle döndüğümde gülerek iyi olduğumu söyleyerek onunda nasıl olduğunu sormuştum.

Birkaç muhabbetten sonra geliş sebebini açıklayarak sınav hakkında sorular soruyordu. Kendine yeten aklıyla soruları evirip çevirerek istediği cevapları almaya çabalıyordu.

"Yerlerinize geçin artık hadi bakalım." ellerimi cebime atıp yanımdan geçip giden kızlara bakıp etrafı tekrar süzmeye başladım.

Griye çalan lacivert takımımın içindeki beyaz gömlekle bugün kendimi muhteşem hissediyordum. Bunuda yanımdaki genç ve güzel öğretmen hanımların bakışlarından anlıyordum.

Yanıma serseri olan öğrencilerdern biri geldiğinde gülerek konuşuyordu. Atacan serseri denilebilecek bir çocuktu ama bir o kadarda efendiliği vardı.

"Canım hocam."

"Canım öğrencim." tebessüm ederek kaşlarını kaldırdığında üzerindeki ilk iki düğmesi açık gömleğine baktım.

"Nasılsınız?"

"İyiyim Atacan hayırdır?" etrafına bakınıp bana yaklaşınca ağır sigara kokusuyla yüzümü buruşturdum.

"Hocam benim bir mesele varda kardeşimin okul taksidi..." eğilip bükülüp zorlukla kurduğu cümleden sonra yüzünü düşürmüştü.

Annesinin göğüs kanseri olduğunu ve babasının işinden dolayı sigortası olmayıp üç kuruşa çalıştığını biliyordum.

Kardeşinin zihinsel engeli vardı ve özel okulda okuyordu. Dönemin başında rehberlikcinin yanındayken duymuştum ve en ufak sorunda yanıma gelmesini istemiştim.

Şimdide utana sıkıla derdini anlatmaya çabalıyordu.

"Okul çıkışı arabamın orda bekle gidip halledelim." mahçupca konuşup başını yere eğdiğinde sırtına destek verircesine vurup sırasına gitmesini söyledim.

DAVETKÂR  ~GAY~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin